19 Mayıs geldi geçti. Çok önemli bir gündü. 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıkan ebedi başkomutanımız 23 Nisanda TBMM ni toplamıştır. Bu toplanma emri bir Cihat çağrısıdır. Cihat bilimi temel alan gerçek Müslümanlığı yok etmek üzere düzenlenen Haçlı seferlerine karşı tüm Müslümanların top yekun birleşmelerinden ve onları denize dökmelerinden ibaret kutsal bir savaştır. Ancak günümüzde bu sözcük" Emperyalizmin işine gelmeyen bilim yolunda ilerleyen  gerçek Müslümanlığı" yok etmek için Müslümanları bir birine kırdırmak anlamında kullanılmaktadır. 23 Nisan'da TBMM toplanması için Atatürk'ün imzası ile yayınlanan çağrı gerçek bir cihat çağrısıdır....çağrının  tamamı bu sütunlara sığmaz ancak bir cümlesini yazalım ve tamamı için kaynak gösterelim.
... Daha sonra halife ve Padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu esenliği ve bağımsızlığı için dua edilecektir.... TBMM nin açılış gününü  Cumaya rastlatmakla sözü edilen günün kutsallığından yararlanılacaktır.(*) 9 Eylül 1922 de düşman denize dökülerek vatanımız da Yüce dinimizde Haçlılardan kurtarılmıştır. İşte Türk milletinin bu Büyük Zaferine ve bu büyük zaferin ebedi başkomutanına hala daha karşı olanlar hala daha vatan  hainidirler.
  
Terörün Kaynağı AÇIK Bütçelerdir.
Bu nasıl bir inatlık?  Nasıl bir aymazlıktır?. 1983 ten  beri doğu kaynıyor. Doğunun kaynayan kazanına su yerine ateşle yaklaşılıyor. Atalarımızın deyimi ile ateşe  körükle gidiliyor. PKK ve diğer toplumsal reaksiyonların kökeninde yatan aymazlık açık bütçelerdir. DENK bütçe yapın paramızın değerini düşürmeyin piyasayı zamlatmayın 2 senede bütün cinayetler ve anarşi durur 
Denemeye değmez mi Neden denemiyorsunuz.  Sözüm doğaldır ki DENK bütçe yapmayı denemeyenleredir. Yoksa siz gaflet dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler denilenlerden misisiniz?
Ulusal Egemenliğ Temsil Etmeyen Hükümetler ve Meclisler
14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana gelip geçen TBMM ve Hükümetlerinin hiç birisi Ulusal egemenliği temsil etmemiştir. Hepsi ulusal egemenliği temsilden uzaktırlar. NEDEN böyle yazıyoruz. Ulus kendi parasının değerini düşürerek hayatı pahalandırır mı? Asla. 14 Mayıs 1950 den sonra hiç zamsız bir gün bilen gören var mı? İşte geldik işin püf noktasına. Bütün partiler öyle dizayn edilmişlerdir ki. Ulusal egemenliği temsil edemesinler diye. Bu gün TBMM de seçilmiş 10-15 milletvekili ya var ya yok. Gerisi hepsi atanmış Milletvekilleridir. Atanmış milletvekilleri ise Milletin iradesini değil kendilerini atayanların iradesini gerçekleştirirler. Burada sürpriz bir şey yoktur.
Artık AKP Kalemşörleri Bile Gidiş İyi Değil Diyorlar.
AKP li yazarlar dahi artık bu keyfiliklere  ve hukuksuzluklara isyan etmeye ve dile getirmeye başlamışlardır. BU hayra alamettir. Elif Çakır Diyor ki: Son dönemde, muhalefete, eleştiriye hiçbir tahammülü olmayan “tek parti” dönemini anımsatan olayların bugün yaşanıyor olması… Beni geçmişe ‘tek parti' dönemine götürdü.
Oysa.. Bizim bildiğimiz, tanıdığımız, oy verdiğimiz, aynı zamanda statükocu, ceberrut devlet anlayışının mağduriyetini yaşayan kadrolardan AK Parti'nin vaadi bu değildi. Erdoğan ve arkadaşları, bize böylesi bir Türkiye vaat etmemişlerdi. AKP bu günleri vaat etmemiştir şüphesiz.
1- 1 Gram altın 18.000.000 TL den 120.000.000 TL ye çıktı
2- Çeyrek altın 24.000.000 TL den 199.000.000 TL ye çıktı
3- Bir ABD doları 1.320.000 TL den 2.970.000 TL ye çıktı. 
Türkiye yanıyor. Türkiye perişan ve gelecekten ümitsizdir. Çözümlerin en temeli DENK bütçe ağza alınmıyor. Laik eğitim nerde kaldı bilen yok. Yüce Müslümanlık bilim yoludur. Okumak yazmak Müslümanlara ve tüm insanlığa bilim ürünü eserler vermek yoludur. . 
Haçlılar yani Harici bedhahlar Bizi Müslümanlıktan Uzaklaştırmaya çabalıyorlar.
 Yüce dinimizin emri sanıldığı gibi tevekkül edin değildir. Asla yüce dinimizde tevekkül diye bir şey bulunamaz. 
TDK sözlüğüne göre Tevekkül : Her şeyi tanrıya bırakma.. Tanrıdan  bekleme. Yazgıya boyun eğme.
Müslümanlık dininde böyle bir ilke yoktur. Neden. Çünkü Yüce dinimizin Hadis-i Şerifleri bize  her sorunun  çözümünü bilimde aramayı  emretmektedir. Tevekkül Yüce dinimize "Bizi mahvetmek isteyen kapitalizm  ve bizi  yutmak isteyen emperyalizm" tarafından uydurularak monte edilmiştir. Türk milletini Yüce dinimiz Müslümanlıktan uzaklaştırma projelerinin temel uygulamalarından biridir. Bunu neden böyle yazıyoruz. Çünkü Yüce dinimizin kendisi "OKU" maya ve bilime dayanmaktadır. "Bilim Çin'de bile olsa gidin alın" ve "Beşikten mezara bilim okuyun" yüce Hadis-i Şerifleri  bizim Hadis-i Şerif'lerimizdir. Bilim olmayan yerde Yüce Müslümanlık olmaz. Bilimden uzaklaştırılmış insan Yüce Müslümanlık dinimizden de uzaklaştırılmış insandır. Günümüzde 1600-1923 arası Türk Milletine uygulanan SEVR programı yeniden hortlatılmak istenmektedir.
Enflasyonla Türk Milleti Yok Edilmeye  Devam Ediliyor.
İç politikada bütçesi açık ve laik eğitimi yerle bir edilmiş bir Türkiye Cumhuriyetinin dış politikada da çıkarlarını koruyamayacağı gün gibi ortadadır. Çünkü iç politikada uygulanan açık bütçe ve enflasyon politikaları milli birliği sağlamayan, yönetime güveni sağlamayan, milleti tam manasıyla iflasa sürükleyen politikalardır. Bunu ben mi böyle söylüyorum. Bakalım kim söylüyor.
Enflasyon politikası daha iktidarın ilk yıllarından itibaren ikltisadi bünyeyi süratle takatından düşürerek 1952 sonbaharı başlarında memlekleti tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kulanıyoruz.
Altın ve doviz fiyatlarının daima yükselme süretinde bir istyikametten bir türlü ayrılamaması, iktisaden zayif tabakaların her gün biraz daha sefalete uğraması, hükümete itimadı kıran başlıca amillerdir. 
İsmet İnönü
1957 de bunları söyleyen İsmet İnönü bu günkü manzaraya ne derdi acaba. Yüce divan yolunu göstermez miydi. İşte bu gün yaşadıklarımız budur.Açık bütçelerle memleket tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Altın ve döviz fiyatlarında daima yükselme suretinde bir istikamette " Durmak yok yola devam" diyerek dört nala sürükleniyoruz. Milli birliği sağlayamıyor ve Milli irade gücümüzü ortaya koyamıyoruz. Bu durumda mili çıkarlarımızı yeterince koruyamıyoruz. Milli birliği sağlayamayan ve mili çıkarları koruyamayan politikalara genel olarak vatana ihanet politikaları adı verilir.
(*) Mahmut Goloğlu: Üçüncü Meşrutiyet: T. İş Bankası Yyaınları. 1781. İstanbul 2010. S157-158
( Kaynağın tamamı. Op. Dr. Aytekin Ertuğrul: AKP Anayasa mahkemesine Veerilmeli midir NEDEN adlı kitabının 187-188 sayfalarındadır)
NOT: AKP Genel Başkanlığına ve Başbakanlığa Denizcilik ve Ulaştırma  Bakanımız Sayın  " Binali Yıldırım" tefrik edilerek atandı. Hayırlı olsun. Her tarafı birer Anayasa ihlali olan bu aziller ve atamaları gelecek hafta yeni hükumet programı ile birlikte  ele alalım.