Okullarda eğitim İlkelerimiz çiğneniyor

İnternet sitelerine ulaşan haber şudur. Bursa Anadolu Kız Lisesi Müdiresi Zeliha Özkılıç okulun geleneksel mantı gününde aç kaldıkları için bu durumu protesto amacıyla İzmir Marşını okuyan öğrencileri okulda hapsetti.  Ben haberde yer alan müdüre hanımın resmine baktım. Hanım müdürde laik bir okulun müdürü duruşu yok. Eyyyy okul müdiresi Ana Yasadan baba yasadan anlar mısın. Atatürk ilkelerinden anlar mısın. Onlar ne diyor bilir misin.

Anayasa diyor ki: Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri ........ kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

Atatürk Diyor ki: Vereceğimiz eğitimin sınırı ne olursa olsun onlara Türk anasırına düşman unsurlarla mücadele lüzumu öğretilmelidir.

Bu gün Türk Anasırına en çok düşman faaliyet. Açık bütçe ve enflasyondur. Bunun için DENK bütçe şarttır. Siz ey Müdire ve öğretmenleri. Öğrencilerinize bu acı gerçeği öğretiyor musunuz. 14 Mayıs 1950 de 3 TL olan bir ABD dolarının bu gün (18 Ocak 2020 ) tarihinde 5.890.000 TL olduğunu, Türk parasının tam tamına 1.985.000 defa düşman paraları tarafından ezildiğini bu ezilmenin açık bütçeler yapılarak sağlandığını bunun bir SEVR yolu olduğunu anlatıyor musunuz. Sizin gibi, gaflettekilere Namık Kemal seslenmiştir. Ve Demiştir ki: Çalış İdraki kaldır muktedirsen ademiyetten.

O gün bu gündür insanlıktan düşünceyi kaldırabilen bir babayiğit çıkmamıştır. Eyyyy müdire ve öğretmenlerimiz. Bu vatan yolda bulunmadı. Piyangodan çıkmadı. Her karış toprağı şehit kanları ile kazanıldı. NOKTA. Buna saygı duymayanlara bir çift sözümüz var.  Siz acaba ne yaptığınızı biliyor musunuz? Herkes kim olursa olsun Anayasaya ve Atatürk ilkelerine uymak onlara sahip çıkmak ve gelecek nesillere bunları öğretmek zorundadır. Bu bir vatan görevişdir. Vatan görevlerinde işhmal ve kusuru görülenlere 1919 yılından bu yana“ Vatan haini “denilir.

 

 

2-Yüce dinimizin ilkeleri çiğneniyor?

Yüce Dinimizin temel ilkeleri iki adettir.

1- Beşikten mezara bilim okumak

2- Bilim Çin'de bile olsa gidip almak

Namaz kılmak oruç tutmak gibi ibadet ritüellerinin kazaları vardır. Ama bu ikisinin kazası bile yoktur. Müslüman mısın o halde Hayatını bilim öğrenmekle bilim nerede ise gidip almakla ve çevreni bilimle aydınlatmakla geçireceksin. İşte bizim yüce dinimiz budur. Oysa 14 Mayıs 1950 de başlayan ve günümüze kadar sürüp gelen uygulamaların Yüce Müslümanlık dinimizle bir ilgisi yoktur. Tersine din düşmanlığı vardır. Bunu neye göre söylüyoruz. Şuna göre 14 Mayıs 1950 de bir ABD doları 3 TL idi Bu gün ( 17 Ocak 2020 tarihinde) ise 5.895.000 TL dir. Yani o günden bu güne kadar Türk parası yöneticilerimiz tarafından harici paralara 1.985.000 defa ezdirilmiştir. Bu rakamlar 14 Mayıs sonrasında hiç bir Müslüman yöneticinin göreve gelmediğinin bir delilidir.

 

 

 

İstanbul Kanalını Yapmak Anayasamızı İhlaldir.

Sayın Avukat Güner Yiğitbaşı : Anayasamızın maddelerini yazarak ulusa sesleniyor.

Anayasa Madde-6) Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.

Anayasa Madde-8) Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

Anayasa Madde-11) Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Anayasa Madde-65) Devlet; sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.

Anayasa Madde-103) Cumhurbaşkanı görevine başlarken, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer; Cumhurbaşkanı sıfatıyla,...........milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye,........bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı..........ülküsünden ayrılmayacağıma........üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma.......namusum ve şerefim üzerine ant içerim.

Anayasa Madde-166) Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirmesini yaparak, verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir. Planda; millî tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerdeki dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir.

İstanbul Kanalı  üretimi arttırıcı değildir. 

İstihdamı geliştirici değildir.

Bu yatırımda toplum yararı ve gereği yoktur.

Bu yatırımla ülke kaynakları verimli kullanılmamış olur

İstanbul Kanalının yapılması bu ilkelerin hiç birine uymadığı açıktır, diyerek işin Anayasal boyutunu da ortaya koymuştur.

 Yazının bütününe  Tüm Türk milletinin katılmakta olduğu açıktır. İstanbul Kanalı için diyecek çok. Ama bir halk deyişimiz var ki. O her şeyi söylemektedir.

Ayranı yok içmeye, at ile gider defi hacet etmeye .