İlk çilekeş öğretmenlerimizden Mahmut Makal  acı anılarını” Acımsı Anımsı" adı ile kitaplaştırmıştır. Prof. Dr. Mümtaz Soysal hocamız  " Anayasaya Giriş" adlı kitabı  ve Prof. Dr. Server Tanilli hocamız ise "Uygarlık Tarihi" kitabı yazdı diye sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmışlardır.Andan Gündüz hocamızın Şekilsiz Ömer adı ile topladığı anılar daha şimdiden bir cilt doldurmuştur.


Eskiden evlerimizde anlatılanlar hep güzel öğretmen anıları idi bu gün ise her evde en az bir tane acı öğretmen anısı vardır. Bu neden böyledir. Harici bedhahların dâhili bedhahlarla işbirliği yaparak iktidara geldikleri tarih 14 Mayıs 1950 dir. O tarihte harici bedhahlar şüphesiz ki Türk Milleti için bir çok tecavüz planladılar. O zaman dahili ve harici bedhahlar yöneticilerimize harici bedhahların ilerleme plan ve tecavüzlerini bozacak fikri hür irfanı hür vicdanı hür nesiller yerine her şeyin Allah'tan geldiğini kabul eden her şeye kader diyen bir nesil yetiştirme emri ve programı verdiler. İşte bu gün yaşadığımız olumsuzlukların DP nin başlattığı, Demirel’in, Özal’ın ve Tansu Çillerin Ecevit’in ve nihayet Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başında bulundukları siyası partilerin, iktidarları Türkiye’nin gelecekteki ihtiyacı olan fikri hür irfanı hür ,vicdani hür nesiller yerine harici bedhahların ilerlemelerine itiraz etmeyen onu kader olarak benimseyen nesiller yetiştirilmesinden kaynaklandığı artık apaçık ortadadır. Bu nesiller DP, AP, DYP, ANAP ve AKP de örgütlenerek iktidara getirildiler. Ve bunlar kendilerine verilen görevleri başarı ile yerine getirerek bir ABD doları 3 TL iken bu gün itibari ile 2.870.000 TL ye çıkardılar veya çıkarılmasına sessiz kalarak itiraz etmediler.Yetişen yeni!!!! nesil maalesef Milletimizin sofrasından yiyeceklerin alınması ve ceplerinden paralarının alınması demek olan açık bütçeleri dövizin ve altının durdurulamayan yükselişlerinin anlamını kavrayamadılar. Kaderci gençlik bu kaderimizdir diyerek Türk Milletinin yanında yer alarak Türk milletinin yaptığı mücadeleye katılmadılar. Maalesef acı ama gerçek budur. Dahili ve harici bedhahlar yaptıkları eğitimlerin kendilerine siyasi getiri sağladığını da görmüş oluyorlar.

Hazreti Ali’nin “ Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum " sözü yere düşmüş, 14 Mayıs 1950 den sonra laik eğitim baltalanarak Türk milleti emperyalizme köle yapılmıştır. Hazreti Ali’nin sözü de “ Bana hiçbir şey öğretmeyenin ancak kulu  kölesi olurum” şekline dönüşmüştür.  Türk millet adeta 14 Mayıs 1950 tarihinde laik eğitime son veren, DENK bütçe yerine açık bütçeler yapan dahil ve harici bedhahların kölesi olmuştur. Seçimlerde bu köleliğe evet denilmektedir. Öğretmenini iyi yetiştirmeyen onu maddi ve manevi olarak desteklemeyen milletlerin gelecek nesilleri de iyi yetiştiremez. Dost acı söyler.