TSK lerinin içinde Bulunduğu Zorluklara Giriş

 

BU başlığı bilerek koyduk. TSK leri bu gün gerçekten zorluklar içinde bulunmaktadır. Basında bir kısım yazarlar bu konuya vatanseverlikleri nedeniyle eğiliyorlar. Sayın Mehmet Ali Güller bu yazarlardan biridir. O AKP döneminde TSK yi ele almış ve incelemiştir. Ama kazın ayağı pek öyle değil. Bu iş 1071 Malazgirt zaferine İstanbul’un fethine Viyana’yı iki defa kuşatmamıza ve nihayet Kıbrıs Barış Harekâtına kadar uzanır. Ama bu zorlukların başlangıcı son yüzyılın en kalıcı darbesi. 14 Mayıs 1950 tarihinde başlayana ve günümüze kadar aralıksız olarak sürdürülen darbeler zinciridir. 14 Mayıs 1950 de açık bütçe ve laik eğitimden uzaklaşılarak TSK lerimizin  ordumuzun mali ve insan kaynakları kurutuldu. Bizler öğrenci iken dolaplarımızda kitaplar arandı. Kitap okuyanlar fişlendi. Bunlar Ortadoğu’da uzun  vadeli planları olan büyük devletlerce planlandı programlandı bizimkiler büyüklerimiz daha iyi bilirler diye de uyguladılar.  DENK bütçe ve Laik eğitimin yoksa dahilde TSK ya destek olacak bir siyasetin de yok demektir. Atatürk'ün ve yüce dinimizin yolundan ayrılmışsınız demektir. Ordumuzun bir Peygamber ocağı olduğu söylenir durur. Peki, acaba böyle midir?. Peygamberimiz ne diyor. " Komşun açken sen tok yatma." Bu hadisi Şerifin içinde ;

Komşunu aç bırakacak işler yapma,

 Komşunu aç bırakacak insanlarla ve sistemlerle işbirliği yapma. 

Komşuna düşman unsurlarla birlikte hareket etme vs.

gibi emirler de yok mudur. Buradan geliyoruz. Enflasyona . Enflasyon değil komşunu tüm ümmeti Muhammedi tam manasıyla iflasa sürükler. Türk ordusu enflasyon ve açık bütçeye karşı dik durmamıştır. Ey siyasetçiler açık bütçelerle ordumuzu güçlü bilgili tutumlu disiplinli olarak idame ettiremeyiz. Ordusuz yaşanamaz , Açık bütçe ve enflasyonla ordular yaşayamaz. Ordular yaşatılamaz da  dememişlerdir. Ordumuzun yöneticileri bu konuları incelemeli Türk milletinin BEKASI için yapılacakları tespit etmeli ve bunları uygulamaya koymak üzere siyasi organlarla birlikte hareket etmelidirler. Ordumuzun bu günkü durumu hiç iç açıcı değildir. Yurtseverler ve ordu severler. Araştırmaya çalışmaya yazmaya devam etmelidirler. Peygamber ocağımızın dumanı yeniden tam olarak tütünceye kadar hepimiz görevliyiz. 30 Ağustos Zaferimizin yıldönümünde Türk milleti ordusuna şükran borcunu ordumuzu zor durumlara sürükleyenleri değiştirmek sureti ile ancak ödeyebilir.

RİZE- Fındıklı’da Olup Bitenler Nedir?

Fındıklı’mızın Belediye Başkanı Sayın Ercüment Şahin Çevatoğlu’dur. Türk Milletinin Fındıklı’da yaşayanların %60 oyu ile seçilmiştir. Bir de muhtemelen büyük Reis tarafından atanmış bir kaymakam vardır. Adı ile sanı ileVedat Yılmaz. Olay şu; Rize Fındıklı Belediyesi Meclisi ilçedeki adı “Millet Bahçesi” olan parkın adını ATATÜRK PARKI olarak değiştirmiştir, buna sinirlenen ilçe kaymakamı, parkın girişinden bu ismin ivedilikle indirilmesini isteyen bir uyarı yazısı göndererek, Belediye Kanununun 81.maddesi uyarınca onaylamadığı için, bu isim değişikliğinin yürürlüğe giremeyeceğini, parkın girişine ATATÜRK PARKI yazılmasının kanuna aykırı olduğunu, bununla da yetinmeyerek, bu davranışın kamu düzenini bozan bir suç teşkil ettiğini bildirmiştir.

Kaymakam makamında oturan kişiye bir bakar mısınız? onaylamadığı bu isim değişikliği, Belediye Kanununun 81.maddesine aykırı olduğu gibi, aynı zamanda kamu düzenini bozan bir suçu da oluşturmaktaymış.

( E) Dz. Hak Alb. Av.  Güner Yiğitbaşı İnternet ortamında yayınladığı öznel yazısında konuyu enine boyun inceleyerek şu kanılara varmıştır. Belediye Kanununun 81.maddesinde;Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararların, mülkî idare amirinin onayı ile yürürlüğe gireceği belirtilmiş ise de; burada söz konusu olan husus, ATATÜRK adına ilişkin değildir, Belediye Meclisleri; cadde, sokak meydan ve benzeri yerlere gelişi güzel, ahlaka, örf ve adetlere, kamu düzenine aykırı, adı suça ve kötü işlere karışan beldede iyi anılmayan kişilerin isimlerini verirlerse, bu isimlerin derhal geçerlilik kazanarak yürürlüğe girmesinin önüne geçebilmek için, mülki amirin onayı aranmıştır.

Atatürk’ümüz için asla bu istisnalar geçerli değildir. Atatürk ismi Fındıklılı hemşehrilerimize ve Türk milletine sadece onur verir. Burada, ilçe Kaymakamı Belediye Kanununun 81. maddesine sığınarak,

ATATÜRK karşıtlığı yapmaya kalkmaktadır ki buna asla yetkisi yoktur. “Olay Hukukta hakkın kötüye kullanılmasıdır.” Kaymakam, yasadan doğan onay yetkisini kötüye kullanmış olup, görevini kötüye kullanmak suçunu işlediği dahi söylenebilir.” Demiştir.”

Açık Bütçelerle Yapılan İhanetler  Sürmektedir

14 Mayıs 1950 den sonra açık bütçeler yapılmaktadır. Türk milletinin derdi de budur.. Para yokken para harcanmakta para bitince iki şey yapılmaktadır.

1- Para basılarak Türk milletinin boğazı sıkılmakta

2- Borç alınarak Türk Milletinin  borçları yükseltilmektedir. 

Esas ihanet de budur. Ve bu devam etmektedir. 2019 da ön görülen bütçe açığı 81 Milyar şu an itibari ile aşılmıştır. Basılan paralar  İnönü’nün deyimi ile Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Bu gidişle tarih sahnesinden de silinecektir. Alınan dış borçlar  Türk milletinin geleceğinin planlamasını Haçlı düşmanlarımıza vermiştir. Bu ana ihanete siyasi ihanetleri de eklerseniz felaketin ta içinde olduğumuzu ifade etmekten başka bir şey söylemek mümkün değildir.  Türk Milleti el ele gönül gönüle tüm çabalarını birleştirerek yüce Danıştay’ı yüksek yargısı ile Anayasa Mahkemesi ile  bu karanlık dehlizden de geçecektir.