Psikoloji: Bir gurubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin tümü. Biz şimdi açık bütçelerin Türk Dil Kurumu Sözlüğündeki psikolojinin anlamına göre açıklamaya çalışacağız. Batılı ülkelerin birinde tarihin bir gününde şöyle bir olay cereyan etmiştir. Devlet başkanı uzmanlarını çağırmış şöyle bir emir vermiştir. Dünya üzerinde Türkiye Cumhuriyeti adı altında bir ülke belirdi. Bizim paramız onların parası karşısında hiç değer kazanmıyor. Bazı yıllar da değer kaybediyoruz. Ürettiğimiz mallar onların piyasasına giremiyor. Gümrük duvarlarına bizim mallar takılıp kalıyor. Bu ülkeye gidin inceleyin bu  milli gelişmemizi önleyen iki felaketi nasıl ortadan kaldırırız. İnceleyin rapor halinde getirin ve biz bu planı uygulayarak paramızın o ülkede değer kazanmasını mallarımızın da gümrüksüz o ülkeye girmesini sağlayalım. İşte bu emri alan uzmanlar Türkiye’mize kadar geldiler. Kimisinin adı eğitim uzmanı, kimisinin adı pazarlama uzmanı, kimisinin adı finans uzmanı, kimisinin adı askeri strateji uzmanı ama hepsi haçlıların 1071 yılından beri hayal ettikleri Türkleri Anadolu’dan atma uzmanları yoğun bir çalışma yürüttüler ve raporlarını yazdılar.
“Orada öyle okullar var ki dağları taşları ekip biçmeyi yeraltı ve yerüstü kaynaklarını işletmeyi milletine aydınlık gelecek vermeyi öğretiyorlar. İçlerinden birçok yazarlar çıktı ve NOBEL adayı bile oldular. Daha şimdiden dünya ölçüsünde eserler meydana getirdiler. İlk işimiz bu okulları kapatmaktır. ( Burada kastedilen okullar Köy Enstitüleridir.)Bütçeleri denk yapıyorlar ayaklarını yorganlarına göre uzatıyorlar. Günlük ihtiyaçları için bizden borç istemiyorlar kendi yağları ile kavruluyorlar. Hatta daha fecisi Osmanlının borçlarını bile ödeyip bitirmelerine çok az kaldı. Ağır sanayi kuruyorlar. Eğer bir 10 sene daha böyle giderlerse biz bu ülkeye hiç giremeyiz. Elimizi acele tutmamız gereklidir.”
 İşte bu rapor bu gün de uygulanan rapordur. Belki böyle bir rapor vs. faraziye gibi gözükürse de uygulama aynen böyledir. Şimdi size devletimizin bu döneme ait tespit ve değerlendirmesini sunalım ve böyle mi? Değil mi?  Görelim.
“Bu arada gelen uluslararası para fonu (IMF) heyeti Türkiye’yi çok sıkı bir sınavdan geçirmiş, ekonomik hayatı çok detaylı bir şekilde tetkike tabi tutmuştur. Eylül ayından Aralık sonlarına kadar çeşitli kereler gidip gelen heyet ekonominin dar boğazdan çıkarılması için zorunlu gördüğü bazı önerilerde bulunmuştur. Bu arada paranın yüksek oranda devalüe edilerek değerinin düşürülmesini, bazı istikrar tedbirlerinin alınmasını, dış ticaret açığının kapatılmasına çalışılmasını, ağır sanayi yatırımlarından vazgeçilmesini istemişlerdir.”(12 Eylül Öncesi ve sonrası. MGK yayınları S28)
Bu bir IMF önerisidir. Yani bir düşman önerisidir. Bu öneride dış ticaret açığının kapatılması hariç hepsi düşmanca tezgâhlanmış önerilerdir.Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyetini idare edenler bu önerileri aynen uygulamışlar ve milletimizin bu karanlık acı yoksulluk batağına sürüklemişlerdir. Yukarıda alıntı yaptığımız sözler 1977-80 dönemine aittir. Bu dönemde ABD doları daha henüz 35- 70 TL dolaylarında idi. Türkiye Cumhuriyeti IMF önerilerine uyarak bir ABD dolarını bu gün itibariyle 2.274.000 TL ye çıkarmıştır. Ağır sanayi yatırımlarından vazgeçmezseniz size yardım yok deniliyor. Ağır sanayi yatırımlarından vazgeçme ne kelime. Hepsi haraç mezat dahili ve harici bedhahlara satılmıştır. Bunlar düpedüz kapitülasyon uygulamalarıdır. Para tehdidi ile ülkeleri ele geçirmedir. Bağımsızlıklarını yok etme hareketleridir. İstikrar tedbirleri denilen nesne ise zamlardır. Burada görüldüğü gibi yöneticilerimizin gaflet ve dalaletle ve hatta……..düşmanlarımızın önerilerini yerine getirdikleri görülmektedir. Bu husus “Milli reaksiyonları” devreye alacak bir husustur. O halde bunun da önlemini alacaklardır. 4+4+4 ve dini eğitime ağırlık verilmesi okullardan resim dersinin, müzik dersinin kaldırılması, felsefe ve mantık derslerinin kaldırılması ile çevremizde olup biten yanlışların tespit edilerek milli reaksiyonlara dönüşmesinin önlenmesi, Milli Eğitim Bakanlığına yerleştirilmiş uzmanlar eliyle yürütülen bir düzenlemedir. (*)
Yeni kurulacak hükümet DENK bütçeyi protokolüne yazmak ve uygulamak zorundadır. Aksi halde kurulacak hükümet de daha öncekiler gibi Türk Milleti tarafından görevden alınacaktır.
AKP tarafından adeta bir slogan gibi kullanılan "Durmak yok yola devam" denilen nesne aslında piyasanın zamlanmasına , Türk parasının ezilmesine ve Açık bütçeler yapılarakTürk milletinin soyulmasına devam demektir.
Acılar yokluklar ve umutsuzluklar içinde bir bayram geçirdik. Türk milletine kutlu olsun. En kötü bayramımız bu bayram olsun.
 
NOT-1: Bu yaznın %95 i Op.Dr. (E)Dz. Tbp Alb Aytekin Ertuğrul'un Büyük İhanet ve Milli Reaksiyonlar adlı kitabından aşırılmıştır.
 
NOT-2: Yeşil yol projesi adı altında Rize yaylalarının Ranta açılmasını protesto eden Rizeli hemşerişlerimi ve kahraman kadınlarımızı gönülden kutlarım. Onlar sadece yeşil yol porjesine değil 2003 ten bu yana maaşlarımızın %50 azalmasını, Altının %600 zamlanmasını, dovizin %125 zamlanmasını, borçlarımızın tavan yapmasını, etin ve benzinin %300  zamlanmasını da protesto ediyorlar. Protesto böyle hakli nedenlere dayandığı zaman güzel ve gereklidir. Nobel ödüllü Ünlü Fransız Yazar  Albert Camus sağ olsaydı bu prtestolar için şöyle yazardi.: " Rizeli hemşerilerimin direnmeleri yeşil yol ihanet projesini durdurmaya yetermi yetmez mi bilmem ama direnmek zorundadırlar."