Yerel seçimlerin hemen sonrasıydı...
Orduspor'un Süper Lig'e yükselme maçları vardı...
Tam tarihi hatırlamıyorum ama, Ordu'da oynanacak maçlardan birinin sabahıydı...
Üzerinde hoparlörlerin olduğu seçim otobüsü görüntüsünde bir araç bangır bangır bağırarak şehrin cadde ve sokaklarında geziyordu..
Daha doğrusu gezdiriliyordu..
"Laylaylaylaylaylaylaaaaaaaaay Oooorduuspooooooorrrr.."
Peşinden;
"Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Enver Yılmaz tüm Ordulu hemşehrilerimizi bugünkü önemli maçta Ordusporumuzu desteklemeye çağırmaktadır.."
Diye bir anons....
Beş dakikalık aralarla en başından tekrar ediliyordu bu anons....
Aracın üzerinde Ordu Büyükşehir Belediyesi yazıyordu...

Derhal "Beyaz Masa" denilen şikayet birimini aradım..
Bu yapılanın ne anlama geldiğini sormak ve bu gürültünün gereksizliğinden bahsederek şikayetimi dile getirmek istedim...
Telefona sakin bir ses tonuna sahip kadın bir görevli çıktı ve şikayetimi gerekli mercilere ulaştırıp beni bilgilendireceğini söyledi...
Bekledim, görevli arkadaş beni aradı ve şikayetim için Altınordu Belediyesi'ni aramam gerektiğini söyledi..
Beni başlarından savmak için ilk saltoydu bu ama tabi bana sökmedi..
Aracın üzerinde Ordu Büyükşehir Belediyesi yazdığını ve yapılan anonsta Enver Yılmaz'ın adının geçtiğini, buna rağmen neden hala Altınordu Belediyesi'ni aramam gerektiğini anlamadığımı söyledim ve şikayetimi daha sert bir tonda tekrarlayarak telefonu kapattım...
Telefonu kapatırken görevli arkadaş durumu tekrar ileteceğini ve beni bilgilendirmek için tekrar arayacağını belirtti..
Ben de beklemeye koyuldum...
Bir zaman sonra telefonum çaldı, arayan görevli arkadaştı...
Şikayetimi tekrar ilettiğini, yetkililerin, haklı olduğumu, aracın benim bulunduğum mahalleden bir daha geçmeyeceğini, ama zaten bu tür maçlar kırk yılda bir olduğu için benim de biraz hoşgörülü olmam gerektiğini söylediklerini iletti...

Aracı yalnızca benim olduğum muhitten kovalayınca muradıma ereceğimi zannetmelerine daha da sinirlendim.
Zira benim derdim yalnızca benim rahatım değildi..
Ama zihniyet bencil olunca, adamlar seni de bencil sanıyor..
Neyse...

Telefonda verdiğim karşılığı yazmama gerek yok..
Bu olayı yazmamın nedeni başka..

Geçen hafta sonu Akyazı Mahallesi'nde bir arkadaşımın kına gecesi vardı..
Evlerinin yanındaki boş alanda, gerekli izinler alındıktan sonra başladı kına gecesi...
Hepiniz çok iyi bilirsiniz ki, bu tür gelenekler her yerde vardır ve o akşamki kına gecesi ne ilkti ne de son olacaktı...
Hatta aynı akşam şehrin başka yerlerinde başka kına geceleri de vardı ama nedense benim arkadaşımın kına gecesinde müziğin kesilmesi istendi..
Polis ekiplerine gerekçe sorulduğunda ise, bazı vatandaşların rahatsız olduğu, zaten bu tür mahalle arası etkinliklerin yasak olduğu söylendi..
Yasak sadece bize yasaktı...
Muhtemelen ve kulağıma gelen dedikoduya göre rahatsız olan arkadaşlar bazı kodamanların tanıdıklarıydı....
E tabi memur arkadaşlar emir kulu, onlara bir lafım yok..
Polis müdahalesi kına gecesinin tüm heyecanını ve tadını-tuzunu kaçırmıştı...
O şekilde de son buldu...

***

Gelelim iki olay arasındaki bağlantıya....

Orduspor'un maçıyla ilgilenen kişiler zaten maç sabahından itibaren stadın çevresindeler ve maçın o gün oynanacağını, saat kaçta oynanacağını biliyorlar..
Hatta Enver Yılmaz'dan ve belediyeden daha iyi takip ediyorlar olayı..
Mahalle aralarında bangır bangır araç gezdirerek, evlerde bulunan hastaları, yaşlıları, çocukları, bebekleri, ders çalışan öğrencileri rahatsız etmek nasıl bir gereksizlik ve edepsizliktir?
Kaldı ki, sabahtan akşama kadar anons ederek acaba kaç kişiyi maça gitmeye ikna etti Sayın Enver Bey?
Dediğim gibi, maça gidecek kişiler günler öncesinden hazırlığını yapıp maç zamanını beklemişlerdi zaten...
Anons yaparak evlerden kaç kişiyi topladılar acaba?
Mesela benim annem maça gitmedi...!!
Bu yapılan gürültü kirliliği olmadı mı yani?
Aracın her geçişinde acaba kaç bebek uykusundan kaç kez zıplayarak uyandı?
Zar zor uykuya dalan kaç hastanın uykusu kaç kere bölündü acaba?
Zaten stres olmuş güçlükle ders çalışan kaç öğrencinin konsantrasyonu kaç kez dağıldı?
Kim bilir???!!!
Hesabı yapılmadı değil mi bütün bunların?
Önemli olan Enver Bey'in şovuydu..
Orduspor'u destekliyorum, ben sizin başkanınızım gösterisiydi...
Belki kendisinin de haberi yoktu bu durumdan ama kendisi sorumluydu...

Bana telefonda cevaben söyledikleri "bu tür maçlar kırk yılda bir oluyor" lafına atfen söylüyorum, bir insanın kına gecesi de hayatında bir kere oluyor...

Hukuk fakültesi mezunu Sayın Enver Yılmaz'ın birinci görevi adaleti tahsis ve tesis etmektir...
Belediye başkanlığı bence ikinci plandadır...
Şehirdeki gürültü kirliliklerinin önüne geçilecekse eğer ilk önce şehrin yöneticilerinin adının geçtiği gürültü kirlilikleri engellenmelidir, sonra vatandaşa sıra gelmelidir...
Ve ayrıca gerçekten iddia doğruysa ve "önemli(!)" bir şahsın yakınının rahatsız olması sonucu kına gecesine müdahale edilmişse, bu çifte standartla saygınlığınız ve hukukçu kimliğiniz gözümde bitmiştir Sayın Enver Bey...
Umarım dedikodudan ibarettir...


Yok eğer dedikodu değilse, siz muhtemelen mensubu olduğunuz partinin yalnızca "kalkınma" kısmını benimsemişsiniz derim...

"Adalet" hak getire.......

Anneannemi maçtan haberdar ettiğiniz için ayrıca teşekkürler....!!!

NOT: O gereksiz gürültü çıkaran aracı gezdirirken harcadığınız yakıtı, Kabataş ilçesine gelmek için kullanın bence.. Ve gelin bakın.. Günlerdir ilçede sular akmıyor...
Altyapı çalışması adı altında döşenen borular akşamdan sabaha tekrar tekrar patlıyor.. Ramazan ayında Akyazı Camii'nin minareleri arasına gerilen mahyada "Allah işini düzgün yapanı sever" yazıyordu.. Hatırlatayım dedim.. 
Duş almak için başka ilçelere gidiyoruz.. Ayrıca yemyeşil doğanın koynundaki bu ilçenin suyu içilmiyor... İçme suyunu satın alıyoruz... Bu da ayrı bir soru işareti...

Gerçi belediyeciliği bizden öğrenecek değilsiniz.... Pardon unutmuşum...!!!!