Evet, Anayasamızın bazı maddeleri değiştirilmelidir. Neden? Çünkü;  AKP bu anayasa ile Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Yani bu anayasa ile Türk milleti tam manasıyla iflasa sürüklenebilmektedir. İşte buna imkân veren bütün maddeler değiştirilmeli özerklikle geçen hafta yazdığımız gibi 166. Madde TBMM nin üyelerinin dahil Türk milletinin her ferdi tarafından anlaşılabileceği kadar açık seçik yazılmalıdır. Geçen yazımızda bunları açıklamıştık.
 Mevcut Anayasamızın uygulanmasıyla Türk milletini tam manasıyla iflasa sürükleyen AKP nin karnesi işte budur.
  2004 te bir    ABD Doları 1.320.000 TL  iken 3.430.000 TL ye çıkmıştır. Artış%250 dir
   2004 te    Bir gram altın. 18.000.000 TL iken 130.000.000 TL ye çıkmıştır. Artış %700 dür
  202004 te    Bir çeyrek altın. 24.000.000 TL iken 212.000.000 TL ye çıkmıştır. Artış %900 dür
 
 Geçen haftaki yazımızda Anayasamızın 166. Maddesinin nasıl değiştirileceğini ve %5 veya daha fazla hayatı pahalandıran Hükümetlerin TBMM kararı ile görevden alıkonacaklarını Anayasamıza apaçık yazılması gerektiği, belirtilmiştir.  
Günümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimine bir göz atalım. Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir. En az 20 milletvekilinin yazılı teklifi ile Cumhurbaşkanlığına aday olunur. Bunun böyle olması dahi Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun anti demokratik olduğu açıktır. Hukuk devletinin ihtişamına uygun gelmemektedir 20 Milletvekili bulamayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları asla aday dahi olamazlar. Yalnız Cumhurbaşkanlığı seçilebilmek için aranan Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından halk tarafından seçilir hükmü yeterli değildir. Milletvekili seçilebilme hakkı ile Cumhurbaşkanlığı seçilebilme hakkı aynı kriterlerle uygulanamaz. Çünkü görevleri ayni değildir. Daha birinci maddesinden işler tersine döner. Anayasa madde 104 te aynen şu hüküm vardır. “Devlet organlarının düzenli ve ahenkli çalışmasını gözetler ”İşte bu görevi yapabilmesi için devlet görevlisi olarak bir süre hizmet vermesi devlet deneyimine sahip olması muayyen bir yaş olgunluğuna erişmiş olması gerekir. . Bu nedenle Cumhurbaşkanı adaylarının en az 20 yıl süre ile devlet görevinde bulunmaları 40 yaşını doldurmuş olmaları daire başkanlığı, genel müdürlük müsteşarlık gibi veya eşiti devlet makamlarına kadar yükselmiş olmaları gibi koşullar aranmalıdır. Ayrıca taksirli suçlar hariç olmak üzere herhangi bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyeti olanlarla en az 3 adet çağdaş normlara uygun basılı ve yayınlanmış kitabı bulunmayanlar cumhurbaşkanı adayı olamazlar.  TBMM dışından aday gösterilmesi yolu daha genişletilmeli 3000 seçme ve seçilme hakkına sahip Türk vatandaşlarının ortak imzalı dilekçesi ile Cumhurbaşkanlığına TBMM dışından aday gösterilebilmesi, yolu açılmalıdır. Bilindiği gibi gerek 61 anayasası ve gerekse 82 Anayasası Cumhurbaşkanının seçilmesi için 2/3 çoğunluk aramıştır Halkoyunda da bu çoğunluğu aramak gerekir. Düşüncesindeyiz. %51 ile seçilen Cumhurbaşkanı gün gelir halkı böler. Biz bu düşüncedeyiz ama esasta Cumhurbaşkanının halkın seçmesinin sakıncalarını halen yaşamakta olduğumuz da bir gerçektir. Bu nedenle Cumhurbaşkanının TBMM üyeleri arasından veya dışarıdan adaylar arasında TBMM ce seçilmelidir. Doğrusu budur. O zaman söylediklerimizi toplarsak
1. Cumhurbaşkanı 40 yaşını geçmiş,  20 yıl devlet hizmetinde başarı ile bulunmuş, çağdaş normlarda en az 3 eser yazmış TBMM üyeleri arasından veya dışardan gösterilecek adaylar arasından TBMM tarafından 2/3 çoğunlukla seçilirler.
2. Adaylar taksirli suçlar hariç herhangi bir suçtan kesinleşmiş mahkûmiyeti  olanlar Cumhurbaşkanı seçilemezler.
3. Cumhurbaşkanları Cumhurbaşkanlığının gerektirdiği sağlık koşullarına da sahip olmalıdırlar. BU nedenle TSK leri sağlık yeteneği yönetmeliğinin general ve amirallere uygulanan bölümü uygulanarak Gülhane Askeri Tıp Akademisinden Cumhurbaşkanlığına elverişli sağlık koşullarını taşıdığına dair profesörler Sağlık Kurulu raporu almalıdırlar.
4. Cumhurbaşkanlarının görevlerine gelince: Cumhurbaşkanlarına hukuk devletinin gereği olarak atama ve seçme görevleri verilemez. Çünkü Cumhurbaşkanını tarafsızlığını ve hakemliğini zedeler. Bu açıdan bakılınca; Anayasamızın 104 maddesinde yer alan Yüksek Öğretim kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek ve c fıkrasında yer alan yargı ile ilgili seçme ve  atamaları yerine getirmek siyasi sorumluğu bulunan siyasi iktidarlarca yapılması ve yargı denetimine tabi olması hukuk devletinin gereğidir. Aksi halde bu seçim ve atamalarda olabilecek maddi ve hukuki hataların düzeltilmesine imkan kalmaz. Bu  ise Anayasamızın hukuk devleti ilkesine uygun düşmez. Çünkü Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar  ve emirler aleyhine yargı mercilerine baş vurulamaz. Anayasa Md.105 . Bu nedenle Atama ve seçme gibi hizmetler Cumhurbaşkanlığı görevleri dışına çıkarılmalı siyasi iktidarın sorumluluğunda olmalıdır.
Birinci yazımızla bu yazımızı birleştirelim ve Anayasamızı bir daha değiştirme gereği duymayalım. Biz yazarlar yazılarımızı Türk milleti namına yazarız.Tarih önünde Türk milletinin takdirlerine sunarım.