Dünyada ve ülkemizde hızla yaygınlaşan ciddi bir halk sağlığı sorunu, astım. Gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde her geçen gün daha fazla kişiyi etkisine alıyor. Öyle ki ülkemizde yaklaşık her 100 yetişkinden 5’inde, her 100 çocuktan 15’inde görülür hale gelen astım, bazı önlemler alınmadığı taktirde atağa dönüşerek büyük sıkıntılara yol açabiliyor. Hele de doğanın canlanıp çiçeklerin açtığı, polenlerin havada uçuştuğu bahar aylarında alerjik hastalığı ve astımı olan kişilerin mutlaka tedavilerini düzenli devam ettirmeleri gerekli. Uzmanlar, polenden klimaya, parfüm ve deterjan kokusundan beslenmeye, inşaat yıkımları nedeniyle havaya karışan toz bulutları ve zararlı partiküllerden yemek pişirirken yayılan koku ve buhara dek astımı tetikleyen çok önemli faktörler olduğunu vurguluyor. 
Polenler
Bahar aylarında astımı tetikleyen en önemli nedenlerden biri polenler. Rüzgarla kilometrelerce uzağa yayılan polenler, ağaç, çiçek tozları, çimenler alerjik riniti ve astımı tetikliyor; öksürük, nefes darlığı, hapşırık, gözlerde yanma, burunda akma gibi pek çok şikayete neden oluyor. Bu nedenle mümkünse polenlerin yoğun olduğu sabah saatlerinde dışarı çıkmayın, pencereleri kapalı tutun, dışarı çıkmanız gerekiyorsa maske takın. Akşam eve gelince üzerinizdeki kıyafetleri yatacağınız odada bırakmayın, duş alarak polenleri vücudunuzdan uzaklaştırın.   
Klimalar
Bahar aylarında klimalar astım hastaları için çok önemli bir risk unsuru. Özellikle filtresiz, bakımı yapılmamış klimalar ciddi tehlikelere yol açıyor. Lejyoner denilen solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon hastalığına, zatürreye neden olabildiği gibi astım ataklarını tetikliyor. Klimaların yıllık bakımlarını mutlaka yaptırın, doğrudan üzerinize üflememesine dikkat edin. 
Viral enfeksiyonlar
Bahar aylarında havaların bir ısınıp bir soğuması ile artış gösteren viral enfeksiyon ajanları astım hastalarında çok önemli bir tetik nedeni. Astım ataklarına kadar gidebilen çok gürültülü klinik durumlara neden olabiliyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde gribal bulgularla başlayan zatürreye bile gidebilen bu şikayetleri astım hastaları hafife almamalı, burun akıntısı, kas ağrısı, yaygın halsizlik gibi şikayetleri olursa mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalı. 
Hava kirliliği 
Kışın bitmesi hava kirliliğinin son bulduğu anlamına gelmiyor. Özellikle büyükşehirlerde, sanayi bölgelerinde yaşayanlar, kimyasal tozlara, dumanlara maruz kalanlar çok dikkatli olmalı. Kentsel dönüşüm sürecinde binaların yıkılma işlemlerinin mutlaka suyla birlikte yapılması çok önemli. Zira yıkım esnasında havaya karışan toz ve partiküller astım hastaları için çok ciddi atak nedeni olabiliyor. Maskesiz dışarı çıkmamak, camları kapatmak çok önemli. 
Yemek kokusu ve yemek buharı
Yemek pişirirken eve yayılan koku ya da buhar astım hastalığını kontrolsüzleştirip şikayetlere yol açabiliyor. Bu nedenle yemek pişirilen ortamın havalandırılması çok önemli. Solunum yolu hassas olan kişiler buhara ve baskın kokuya maruz kaldıkları zaman havayollarında reaktif değişiklikler olmaya başlıyor, bronşlar şişip ödemleniyor, balgam üretimi başlıyor, solunum yolları daralarak kişide nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve öksürük ortaya çıkıyor. Mutfakta yemek pişirirken mutlaka ortamı havalandırın ya da aspiratörü çalıştırın.
Odada toz barındıran eşya ve halı 
Gerek evde gerekse işyerlerinde mevcut olan halılar özellikle alerjik bünyeli kişiler ve astım hastaları için tehdit oluşturuyor. Halılar, kadife perdeler, eşyaların üzerinde mite denilen çıplak gözle görülemeyen canlılar, tüylü pelüş oyuncaklar birer önemli risk unsuru. Mümkünse haftada bir yıkanan elyaf yorgan ve yatak malzemeleri kullanılmalı. Odada fazla eşyadan kaçınılmalı.