Önümüzde ki yıllarda bu görüşün daha da artacağını tahmin etmemek aptallık olur. (Ülkemiz her ne kadar ekonomik bir darbe ile karşı karşıya kalsa bile milletimiz, Ordu’lular da bu konuda bazı önlemler almak mecburiyetindedir.) Devletimiz bu konuda bazı önlemler aldı ama bu önlemler her nedense yaraya derman olmuyor. Çünkü kabuk bağlamış yaranın üzerine tentirdiyot  sürmeye benziyor. Ünye ve  Fatsa ilçelerimize neden bu kadar ilgi var. Sıcak ülkeler olmasına rağmen yaylalarımıza düşkün olmalarına şaşmıyorum. Belki oralarda kar topu oynarlar. Hayırlısı Allahtan diyerek Hayırlara vesile olsun. Doğduğum günden bugüne kadar yani 84 yaşına girmiş olan ben büyüklerden duyduğum bir söz vardır. Araplar yavaş, yavaş Ordu’muz da mal, mülk almaya başlamışlar diye mali gazetelerimiz bunu defalarca sanki bir şey gibi (Araplar gözünü Ordu’muza diktiğinden bahsediyor). Büyüklerimizin dediği çoğumuzun atasözü gibi aklına duran ( Gavurdan post Arap’tan dost olmaz sözü aklıma geliyor.) Gerek dostlukta gerek komşulukta gerek Müslümanlıkta ve bilhassa harp yıllarında hep bizi arkadan vurmuşlardır. İşin enteresan tarafı Müslüman’ın Müslüman a arkadan vurması maalesef dost olmaması hep beni hayrete düşürmüştür. Arap yatırımcılar acaba neden Ordu’muz da, Fatsa’mız da yatırım için parsel almalarını düşünmeme rağmen en çok fındık bahçesi almalarına şaşıyorum. O çöl fareleri fındık’tan ne anlıyor ve nasıl Tarım yapacaklar diye şaşıyorum. Bunların Ordu’muz a ve ilçemize göz dikmelerine şaşıyorum son 4 yılda 113 konut ve 70 dönüm fındık bahçesi satın aldılar. Önümüzde ki yıllarda biz de Kilis şehri gibi memleketimize yabancı olacağımız muhakkaktır. Şimdi den dikkatli olmamızda fayda var. Ekmek elden su gölden misali Suriyelilere daireler vermek çocuklarını imtihansız üniversitelere almak Vatan çocuklarına daha doğrusu bu kadar hak tanımamanın manasını anlayamadım. İnşallah sonumuz hayırlı olur.

Tarih sayfalarını karıştırdığınız zaman bu yazımın doğruluğunu daha iyi anlarsınız.