Aynı tabaktan yemek Müslümanlar için sünnet sayılmakta olduğundan, bizde de özellikle küçük yerleşim birimlerinde ve köylerde aynı tabaktan-aynı kaptan yemek tercih edilir. Ayrıca bu şekilde yemek yemede sofra kurmak kolay olur, fazla tabak-kap kullanılmaz. Hatta bazı komşu ülkelerde çatal-bıçak kullanılmadan elle yemek geleneği de yerleşiktir.Orta Doğu ülkelerinde nasıldır bilmiyorum, ama bizde en ünlü restoranlarda bile ortaya içinde çatal-kaşık bulunmayan bir tabakta salata, meze veya yemekler servis edilir. Bu ortadaki tabaklardan yiyebilmek için üç ihtimal vardır. Aynı kaptan yemek istemiyorsan ya erken davranıp kendi temiz çatalınla tabağına servis yaparsın, ya ortadaki tabağa servis için çatal, bıçak, kaşık istersin bunların gelmesi için de bir süre beklersin veya ortadaki tabaktan herkes gibi sen de yersin. Bir ihtimal daha var; o da o tabaktan yememek.

***

Avrupalılar bazen kendilerinde olan şeylerin başka ülkelerde olmayışını eleştirir veya alay konusu yaparlar. Ortada ki tabaktan-kaptan yeme konusunda da Osmanlılar döneminde o zamanın dış işleri bakanının yaşadığı bir olayı okumuştum; Keçeci-zade Fuat Paşa, Avrupalı vezir ve sefirlerinin de katıldığı bir ziyafette söyleşirken, içlerinden biri hiçbir ilgisi olmadığı halde sırf Türkleri yermek için: "Ülkenizde, herkesin ortaya konan bir kaptan yediklerini gördüm" demiş.

Fuat paşa da ona "Ben de küçüklüğümde dedemin çiftliğine giderdim. Koyun sürüleri gelince; yemlikteki yemlerini güzel güzel yer, sularını da kavga etmeden büyük yalaktan içerlerdi. Ama köpeklere yemekler bir kaptan verilince, kavga eder; bir türlü sessizce yiyemezlerdi... Onun için çobanlar; her bir köpeğin yemeğini ayrı ayrı kaplara bölerek vermek zorunda kalırdı!" diye cevap vermiş.

***

BİR UYGULAMA

2009 yılında Isparta Valisinin talimatı ile Isparta Sağlık İl Müdürlüğü tarafından başlatılan araştırma sonunda Dr. Süleyman Önal;

"Son dönemde viral ile bakterilerin neden olduğu bulaşıcı hastalıklar salgınlara neden olabiliyor. Düğün, sünnet merasimlerinde ikramların insan sağlığına zarar vermeyecek tarzda sunulması için çalışma başlattık. Tek kişiye özel ikramların yapılması daha sağlıklı…Yapılan araştırmalara göre her 100 kişiden 5'inin Hepatit B taşıyıcısı olduğu biliniyor. Bunun gibi pek çok hastalık her an bulaşarak toplumda ciddi olumsuzluklar çıkarabilir. Biz de buradan hareketle bir Hıfzıssıhha kararı aldık. Şu anda hazırlık aşamasındayız. Başta eğiterek daha sonra denetim sürecini işleterek, bu tür organizasyonlarda verilen yemeklere daha sağlıklı bir ölçüt getirmeye çalışıyoruz. Bundan sonra da takiplerini devam ettireceğiz." diye konuşmuş ve Bulaşıcı hastalıkların insandan insana tükürük salyası ile damlacık yoluyla bile bulaşabileceğini hatırlatarak şöyle devam etmişti: "Bakteriyel, gri-bal enfeksiyonlar hatta gündemde olan domuz gribi bulaşmaları bile olabilir. 'Ben yiyorum bana bir şey olmuyor' diyenler çıkabilir. Bunların bilimsel hiçbir altyapısı yok. Bu söylemleri akılla, bilimle, ilimle, mantıkla bağdaştırmak imkansız. Bundan sonra vatandaşlarımızın bu tür merasimlerinde yemek ikram ettikleri dostlarını da düşünerek toplum sağlığına büyük katkı sağlamış olacaklar."

Varılan bu sonuçtan sonra Isparta Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu: düğün, sünnet gibi merasimlerde gelenek ve göreneklere göre yerel yönetimlerin konuklara tek kaptan sunulmasına yasak getirilmişti.

TARİHÇESİ

Yaptığım araştırmada aynı kaptan yemenin neden sünnet sayıldığı şöyle anlatılıyor: Peygamber Efendimiz zamanında onunla bir arada olma fırsatı bulan birkaç kişi:"Ey Allah'ın Rasulü, biz (yemek) yiyoruz, fakat doymuyoruz", demişler.

Peygamber Efendimiz onlara: "Her halde siz (yemeği) ayrı ayrı (kaplarda) yiyorsunuzdur (değil mi)?" demiş. Onlar da: Evet, cevabını vermişler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: "Yemeği toplu halde yiyiniz ve üzerine besmele çekiniz. (O zaman) Allah o yemekte sizin için bereket halk eder (de karnınız doyar)" buyurmuş.

***

Ancak hemen belirtelim ki Hz. Peygamber (asm) bulaşıcı hastalığı olan kimsenin, diğer insanlardan uzak durması da emretmiştir. Bulaşıcı hastalıkların çevreye yayılmasını önlemek için Hz. Peygamber hadislerinde, veba ve salgın hastalıkların bulunduğu yerlere girilmemesini ve cüzzamlı hastalardan uzak durması konularında sahabelerine ve dolayısıyla ümmetine tavsiye edildiğini dini çevreler doğrulamaktadırlar. Onun için dini açıklamalara göre hastalığı bilinen insanlarla beraber yemekten kaçınmak ve onların kullandığı eşyaları kullanmamak gerekirken, hasta olmayan insanlarla beraber aynı kaptan yemek veya kullandığı eşyaları kullanmakta, bir sakınca yoktur, sonucuna varılmaktadır.

Olur olmaz her konuda açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanlığının Pandemik Korona Virüsü günlerinde bu konuda bir açıklama yapması gerekmez mi?