Bir önceki yazımda “eken seçim için, hukuki-ekonomik ve siyasi koşulların” mevcut olmadığını ifade etmiştim. Ancak, yapılması düşünülen seçim, erken seçimden ziyade “baskın seçim” niteliği taşıyor.
Baskın seçim ne zaman yapılır?
Pek çok nedeni var. 
1. Milliyetçi kesimin oyları kazanılmak isteniyor.
Terör ile mücadelede önemli mesafeler alındı. Hükumet "terörün bitirilmesi amacıyla" ciddi adımlar atıyor. Milliyetçiler Hükumetin "terörü bitireceğine" inanıyor. Afrin harekâtının zafer ile sonuçlanması, Milliyetçileri son derece memnun etti. Milliyetçi akım, oya tahvil edilmek isteniyor. 
2. İktidar partileri oy kaybeder. 
Zor ekonomik koşullar nedeniyle, popülist vaatleri politikacılar yerine getiremez. Devletin ekonomideki payının artması, vatandaşın fakirleşmesi ile sonuçlanır. Askeri masraflardaki artış ekonomiye pahalıya mal olur. 
Türkiye, 5 milyona yakın Suriyeliye 30 milyar dolar para harcadı. Askeri masraflarda çok büyük artış var. Masraflardaki artış, bütçe dengesini bozuyor. 
Devlet bütçesi yüzde 70 oranında, vasıtalı vergiler ile karşılanıyor. Bu nedenle bütçe açıklarını kapatmak için vasıtalı vergilerin artırılması gerekiyor. Vasıtalı vergilerin başında ihalede alınan vergiler ile enerji mallarına zam geliyor.
Kurlar artınca, gümrük vergilerinin matrahı artıyor. Daha fazla gelir elde ediliyor. Ancak, ithal malları pahalı hale geliyor. Benzinin fiyatı artıyor. Döviz kuru ve tüketim malları fiyatındaki artış, vatandaşı rahatsız ediyor. 
Kurlardaki artış ekonomiye 3 ile 6 ay gecikme ile yansır. Son bir ay içerisinde kurlar yüzde 10 civarında arttı. Yüksek fiyatların ekonomiye yansıması, sabit gelirlileri zor duruma düşürdü. Hükumet oy kaybediyor. 
Daha fazla oy kaybını önlemek için "baskın seçime" gidiliyor.
3. Yeni bir rakibin yükselmesi.
Sn. Meral Akşener'in kurduğu siyasi parti hızla yükseliyor. Nitekim, İyi Partinin Ankara'daki Kongresi çok kalabalık geçti. Bu kalabalığın gerisinde "siyasetten çok, sosyolojik bir tepkinin" mevcut olduğu anlaşıldı. 
Tepkinin gerisinde sosyolojik iki önemli neden var. 
-En önemli neden, inanç sisteminin siyasi amaçla kullanılmasıdır. Siyasi iktidar, din adamlarının toplumu rahatsız edici söylemlerine karşı kayıtsız kalıyor. 
Son zamanlarda, din adamlarının “söylem ve eylemleri” kadınları ve genç kuşakları son derecede rahatsız ediyor. Kadınlar ve gençler arasında Deizm hızla yükseliyor.
-Ulu Önder Atatürk, Türklerin sosyolojik değer seviyesine ulaşmış en büyük lideridir. 
Son zamanlarda “Atatürk ve onun ilkelerine düşmanlık” zirve yaptı. Türk toplumu “Atatürk’e ve onun ilkelerine karşı yapılan yanlışlıkları” kabul etmiyor. 
Sosyolojik tepkilere, Sn. Meral Akşener cevap üretiyor.
Sosyolojik tepkinin, kitlelere yansımasını önlemek amacıyla "baskın seçim" yapılıyor.