Çamur at izi kalsın misali, insanları karalamak ve intiharlarına sebep olarak yuvaların yıkılmasına kadar giden olayların bazı yayın organları ve gazetelerin haberlerinde bilgisizlik ve iftiralar PİSLİĞİ’ni görmekte ve okumaktayız. Güneşi balçıkla sıvamanın imkânı olmadığı gibi, bu asılsız ve mesnetsiz olaylar bir gün aydınlanıp açığa çıktığı anda, kuru iftiraya uğrayanlar aklanıyor ama! Belli bir zaman içersinde günler, aylar, seneler geçse bile çekilenler insanların vicdanların da aklansa da kara bir leke olarak kalıp, yaralar açıyor. Bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olma, bunun da ötesinde: bu görüşü etrafımızdakilere dayatma cüret ve cehaletinde bulunma, üstelik bu duruşla aynı fikirde olmayanları karalama, aforoz etme yaralama ve hatta öldürmeye kadar gidecek bir barbarlık sergileme âdetinin hiçte az rastlanan bir olgu olmadığı,eğer benim işim köşe yazarlığı ise, yorum yaparım. Mesleğimin doğası gereği haber tarafsız yorum hürdür.VE yine işin doğası gereği yorumlarım övgü değil, eleştiri ağarlıklı olur. Bende bilgi sahibi olmadan görüş bildirmeyi düşün
mem. Bugün yazılı ve görsel medyayı güncel olarak takip eden kitleleri ele aldığımız da bizim toplumumuz kadar bir yanda siyasi diğer yanda ekonomik olarak bu derece bilgilendirilen ve ne yazık ki ayni derece üzerine bilgi pisliği konulan bir toplum tanımıyorum. Anlaşılacağı üzere, yazılı ve görsel basın, medya bu mevkilere 
geçici olarak da olsa getirdiği kişileri doğru seçme sorumluluğunun ciddiyetini kavramak zorunda olduğu gibi bu kişiler dolayısı ile kendi mecralarında yayımlanan içeriğin doğruluğu, dürüstlüğü, Zamanlılığı, tarafsızlığı ve anlamı üzerinde son derece duyarlı davranmalıdır. Yazacağım gibi her şeyin çivisini çıkarırsak AHLAK tablosu yere düşer ve bilindiği gibi kırılır.Terbiyem müsait olmadığı için M. Kemal Atatürk’e ve ailesine dil uzatan alçak iftiraya öfke çığ gibi Büyümesine rağmen zaman satar samanı misali sen rahat uyu ve Nurlar içinde yat BÜYÜK GÜZEL ADAM….. Bu günleri göreceğime ve aslı astarı olmayan iftiraları duyacağıma ölsem gam yemezdim. Bunları "aşağılık laf ve dedikodular" diye tanımlıyorum..