Duyumlar çok umut verici, yüreklere su serpen cinsten…

        Allah’ım inşallah doğrudur diye dua ettiriyor insana…

        Evet zorlu günlerden geçtik. Hala da bitmiş değil o kötü senaryo.. Kimimiz başrolde, kimimiz figüran, kimimizse seyirci olarak takip ediyoruz olan biteni.

        Ama hepimizin duygusu da aklındaki sorusu da aynı:

        Ne olacak bu Orduspor’un hali?

        Az şey mi Orduspor?

        Orduspor çocukluğunuzla başlayan bir hatıradır..

       Orduspor; Stadyum girişinde sorsam beni terslemez diye düşündüğünüz abinin amcanın yanına yaklaşıp, beni de içeri sokar mısın? Sorusunun küçücük omuzlarınızda bıraktığı yüktür…

     Daha çocukken, karakter analizi yapmayı öğretmiştir sana Orduspor; Bütün o kuyruktaki insanlar içinde, seni reddetmeyecek olanı, mimiklerinden anlamaya çalışmanı sağlamıştır.

       Babanın küfür ettiğini ilk defa duyduğun, izlediğin ilk golde utanıp içinden goooool diye bağırdığın yerdir belki de 19 Eylül Stadyumu…

       Hülasa aynı duyguları bambaşka şekillerde yaşamış, paylaşmış insanlarıyız bu şehrin, öyle değil mi?

       Sonra Atatürkümüzün sevdiği o türküdeki gibi “Bir fırtına tuttu bizi” maalesef..

      Tesislerden, kulüp binamıza kadar alındı elimizden. Her dönemin başka bir hesabı olabiliyor, çıkış olarak görünen yollar,  çıkmaz sokaklara çıkabiliyor. Üzgünüm ama siyaset, sanata, spora haddinden fazla bulaşınca sonuç da pek hayırlı olmuyor…

        Bu defa siyaset değil devlet çözüm için harekete geçiyor..

     Belediye başkanları politikacılardır, valiler devlet adamı… Biz hep böyle gördük. Son gelişmeler de doğru görmüşüz demek ki dedirtiyor. Umarım yanıltmazlar bizi..

        Çok uzattım biliyorum; Gelelim duyumlara.

        Ordu Valisi Sn. Tuncay Sonel ben Ordu’da en kalıcı, en doğru ne yapabilirim diye soruyor etrafına.. Çevresinden edindiği izlenimle şu fikre ulaşıyor: Yeni Mahalle Spor veya Belediye Spor’dan devşirilmiş, şehri bölmüş bu iki takım yerine, şu an 2. Amatör kümede sahaya çıkamayacak durumda  olan Ordusporumuzu kurtarmak bu şehre yapılacak en büyük iyilik ve bu kentte bırakılacak en önemli iz olduğuna kanaat getiriyor..

      Sonrasında bir çok avukat ile hamlelerini yapmaya başlıyor. Gelinen son noktada ama dedim ya bunların hepsi duyum (dedikodu değil ama duyum)  Hasan Kabze’den Hektor Cuper’e kadar herkesle görüşülüyor ve 100 küsür milyon TL olduğu için Ordusporun elini kolunu bağlayan borç 10 milyon TL’ye kadar düşürülüyor. Bunun üzerine sayın vali bu tabloyu 52 FK Başkanı sayın Şükrü Bodur ile paylaşıyor. Şükrü Bey de “Sn. Valim bir kısmını ben ödemeyi taahhüt ediyorum. Kalanı da siz şehrin dinamiklerini harekete geçirerek çözerseniz Orduporumuza tekrar kavuşuruz.” Diyor..

    Başta dedim ya; Duyumlar çok umut verici, yüreklere su serpen cinsten…

Allah’ım inşallah doğrudur diye dua ettiriyor insana…

    Umarım / umalım artık bu iş çözülsün..

   52 Futbol Kulübü’nün ‘Biz bu şehrin tek profesyonel takımıyız’ veya 1967 Orduspor’un da ‘Taraftarımızın kötü hatıraları var’ duyguları üzerinden yürümesin artık bu süreç…

    Ve Sn. Tuncel Sonel…

   Bu kentte iz bırakmak çok mühim bir seçim, kutluyorum bu duygunuzu, kararınızı… Olur da bu konuyu çözebilirseniz, hem bu şehirde hem de gurbette yaşayan milyonlarca Ordulu, bütün dertlerini erteler ve “Olsun be en azından Ordusporumuz geri geldi.” Diyerek huzur içinde koyar başını yastığa ve size dualar ederek uyur…