Yıl , ölüm ve işkencelerin yoğun yaşandığı, mücadelenin sert ve kızgınlaştığı yılın adıydı.
Bu dönemde inlerinden çıkanların yok edildiği, inlere varmaya uğraşanların yolda enselenerek işkenceye, ölüme çekildiği günler yaşanılıyordu.
Dört arkadaşını bir mevzide kaybeden,kendisi ve bir kaç arkadaşının yara aldığı,bir kaç arkadaşının tutsak düştüğü günlerde,yarası ağır ve tedaviye gereksinim duyuluyordu.
Tedavi yaşamak demek değildi ,tedavi mücadele direncinin yeniden bilenmesi,yarım bıraktığı alanlarda yerinin tekrardan almak demekti.
Aşkım dediği mücadele arkadaşını yanından ayırmıyor,gittikleri ve yaşadıkları toz-ot-saman içinde birlikte yatıyorlar,sevişiyorlar ve inançlarının üzerine yemin ediyorlardı.
O günlerde hiç söylemediği kadar ayni sözleri tekrarlamaya başlamıştı,yarası ve kafası artık bir şeye odaklanmış ,inancı pekişerek ;"Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin hoş gelmiş" şiarını sürekli kendi kendisine tekrarlıyor,sevgilisi sessizce onu dinliyordu,her seslenişinde aşkına biraz daha sarılıyor,bedenindeki acının şiddetini kendisine çekiyordu.
Acı,sevgili,aşk derken geçmeyen acılı günler ,her an kendisine yaklaşmak durumuna gelmeyi bilmiş olan güçlerin oyun kurucu alanlarını da yok sayacak,boşa çıkaracak ve "Teslim yok "bilgisiyle de yürüyecekti.Artık sona gelindiği söyleniliyordu.Bir çok arkadaşı tutsak edilmiş ,en sevdiği arkadaşları ölüm şerbetini gönülden içmiş,tutsakların direnci,iradesi zayıf düşmeye başlamış,uzaklaşmak ve direnmek öncelik ve önderlik arasına sıkışmış iken ,bir talimat ,ses duyuldu."Seni oradan alacağız,diren" ,hiç yerinden kımıldamadı ,biliyor ve inanıyordu,kendisinin alınması yalnızca bir önderin yaşaması ve ilerideki mücadele için hazırlanması demekti.Ya ,burası ne olacaktı.İnandığı ve inancından hiç şüpheye düşmediği değerli kardeşi,mücadele arkadaşı İst. Sedat var dedi,o her şeyi en az benim kadar irdeler,bilir ve götürür.En sıcak duygular ile bir birlerine sarıldılar ve görüşmek dileğiyle ayrılığına merhaba dediler.
Uzun ve farklı duraklardan geçerek tedavi alanına götürüldüğünde,aklı ve fikri,yüreği bıraktığı yerlerdeydi.Hiç terk edemedi ve etmedi.Bir gün arkadaşları tartışma yapmışlar ve fikir ,bilgisine başvurmayı dileyerek ortak kararlarını getirmişlerdi.
"Arkadaş,biz senin hem tedavinin yapılmasını,hem de ilerisi için mücadele de önderlik vasfını götürmen için bu alanları terk etmeni düşündük,gerekli ilişki ve yer tespit yapıldı" dediklerinde tek bir söz söyledi "Arkadaşlar,ben bu toprakların insanıyım ,bu topraklarda doğdum,bildim ve ölmeyi yeğlerim" dedi...Teşekkür etmek ilerisi için kabullenmek olabilirdi ,onun için kesinlikle "Kalacağım" dedi.
Böyle adamlar bizim adamlarımız olur.Birilerinin yalaka,bilmezi,haini,satılmışı destekleme adını verdikleri yalancı özgürlük,hukuk bizlere ait değildir.
Bu adam bizim adamımızdı,ya diğerleri..?
Saygıyla Hoşcakalınız...