Bildiğim kadarı ile büyük şairimiz ve Cumhuriyet neferimizin 12. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la soyadı benzerliğinden başka uzak yazın bir ilgisi yoktur. Biz Deniz Üniversite öğrencilerinin iaşe ve ibate edildiği ( Yatıp kalktığı ve yemeklerini yedikleri) Deniz Astsubay Hazırlama Orta Okuluna yeni gelmişiz. 1963 Haziran dönemi mezunlarının sinema salonunda mezuniyet günü kutlanıyor. Bu güne Okul Komutanlığı katılmak için bizi de davet etmişti. Gittik. Günün takdimini bir öğretmen subay yapıyordu. Komutanın ve Eğitim Başkanının konuşmanın sonun da Sırada bir anons vardı. Anons aynen şu idi. Dz.  Öğretmen Yüzbaşı Bekir Sıtkı Erdoğan kendi şiirlerinden bir demek sunacaklar. Ben hiç ayılmadım. Çünkü böyle bir sürpriz beklemiyordum. Şiirlerine hayranlık duyduğumuz Bekir Sıtkı Erdoğan’ın bizim okulda muvazzaf subay öğretmen olacağı hiç aklıma gelmemişti. Cehaletime verin o zamana kadar bilmiyordum. Hocamız başladı şiirlerinden bir demet sunmaya.
 Kara gözlüm efkârlanma gül gayri
 ibibikler öter ötmez ordayım. 
Mektubunda diyorsun ki gel gayrı
 sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.
 
 Bir de gençliğimizin her an mırıldandığı Marıa MARIA
Sustu Another Life gazinosu 
Sustu şarkılar,
Paletimde renk sustu, fırçamda şekil
Ve bu gece ilk defa şimal körfezinde
Sustu Peramos'un mazgallarından
Şehre pancur pancur dökülen arya,
…………………………………………………….
Hani birdenbire bazen bütün etrafımızı
Sapsarı bir şüphe sarar ya işte öylesine berbat bir hal var.
Hiç bir şey düşünmek istemiyorum, hiç bir şey
Ama dördüncü tarassut kulesinde 
Bir şüpheli sinyal var
Hayır hayır yalan bütün bunlar
Artık ne kadere inanıyorum ne fala
Yalan söylüyor o falcı kadın
O Hintli parya.
Ben yalnız sana inanıyorum
Yalnız sana, MARYA...
 
Bekir Sıtkı Erdoğan şiirlerini sunar da  Hanci şiirini unutur mu?
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı! 
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş... 
Aman karanlığı görmesin gözüm! 
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş.
  
Sıla burcu burcu... ille ocağım!.. 
Çoluk çocuk hasretinde kucağım... 
Sana her şeyimi anlatacağım, 
Otur başucuma, sor yavaş yavaş. 
………………………………………………..! 
Ben o gece, hem ağladım, hem içtim, 
İki gün, diyardan diyara uçtum... 
Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim; 
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş... 
Cumhuriyetimizin 50. yıl marşımızın söz yazarı da odur.
Müjdeler var yurdumun toprağına taşına
Erdi cumhuriyetim elli şeref yaşına
Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım. 
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk'ün özgür başına.
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu. 
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
  Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta
Koşuyoruz durmadan kadın - erkek bir safta...
  Elimizde meşale, ilke  ilke Atatürk, 
Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta...
   Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu, 
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
………………………………………………………………
………………………………………………………………
Şairimiz hocamız ve silah arkadaşımız büyük insan Bekir Sıtkı Erdoğan’ın Allah toprağını bol etsin rahmetini esirgemesin.
 
NOT ve Özür: Bu hafta yeni Cumhurbaşkanı göreve başladı. Yeni Hükümet göreve başladı. Sırada yeni hükümet programı var .  Ama bizim için de Türk Milleti için de şairimiz Bekir Sıtkı Erdoğan var. Onu yazmamak hakkımız yoktu. Bağışlayın Onu anmayı hiçbir şeye değişemedim.