Siyasal gücün sağlanmasında iki yöntem var. Korku ve İkna.

Zorbalık Rejimleri korkuyu kullandılar. Kullanıyorlar. Stalin, Hitler, Saddam korku sayesinde iktidarlarını sürdürdüler. Kuzey Kore, Suriye'deki Nusayriler, İŞİD, Mısır'da Sisi...... kokuyu kullanıyor.

Demokratik ülkelerde halkın ikna edilmesi gerekiyor. Kamu oyu yaratılmadan ve toplum belirli konularda ikna edilmeden yapılan uygulamalar demokratik sistemin getirdiği istikrarı bozuyor.

Türkiye demokratik bir ülke. Siyasi otoriteye gücü veren Halkın iradesi. Bu iradeye fesat karıştırıldığı zaman Halk verdiği gücü geri alır. Bu gücün demokratik yöntemler ile oluşması tercih ediliyor. Ancak, sınırlar aşıldığı taktirde sistem demokratik yöntemleri tercih etmeyebilir. Demokratik ülkelerde siyasileri ne askerler korur ne de Polis. Halkın inancı ve iradesi onları ayakta tutar.

Son zamanlarda Türk olmanın aşağılandığı bir ülkede yaşıyor olduk. Varsa yoksa din. Tarihimizden gelen değerlerimizi tanımayan siyasal bir akımın etkisinde kalıyoruz. Osmanlı döneminde de Türkler aşağılanıyordu. Mevcut iktidar benzer yöntemi kullanarak Osmanlıyı öne çıkarıyor. Ancak geniş Halk Kitleleri için için kaynıyor.

Hakkını vermek lazım. Sn. Cumhurbaşkanı bu durumu fark etmiş olmalı ki tarihte kurduğumuz 16 büyük Türk Devletini temsil eden askerleri öne çıkarmak suretiyle mesajını verdi. Ancak yeterli değil.

Başbakana bakınız her sözünde Din ve Arap kültürüne ilişkin mesajlar var. Türkler Arapları hain olarak tanıyor. Birinci dünya savaşındaki Arap İhaneti unutulmadı. Araplar İngilizler ile bir olup Türk askerini arkadan vurdu. Şimdi bu hainleri ve kültürlerini öne çıkaranlar toplumda nefret kazanıyor.

Ülkemizde din kullanılarak Türklük kavramını yok etme girişimleri tarihte görülmemiş seviyelere ulaştı. Toplum Irk ve Din farkına göre ayrışıyor. Siyasiler iktidar amacıyla bu ayrışmayı derinleştiriyor. Siyasal istikrar bozuluyor.