Doç. Dr. Bahriye Üçok.
Ordu'nun ilk ve bugüne kadar tek kadın milletvekili.
1990 yılında Ankara'da bombalı bir mektupla uğradığı suikast sonucu katledildi.

***
Ben 1983 yılında okul ve askerlik dönüyü Ordu'ya gelmiştim. 
1980 darbesinden sonra partiler kapatılmıştı. Yeniden açıldığında seçime Milli Güvenlik Konseyi'nin (Evren'in) izni ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) girebilmişti.
TBMM'nin 17. Yasama Döneminde görev yapan 400 üyeyi belirlemek amacıyla 6 Kasım 1983'te seçimler yapıldı. O seçim döneminde Ordu bugünkü Ordu'dan daha büyüktü. Çünkü 6 milletvekili çıkarabiliyordu. İşte o seçimde Doç. Dr. Bahriye Üçok Ordu Milletvekili seçilmişti. SHP'nin ikinci milletvekili de Hüseyin Avni Sağesen'di. 
ANAP 3, MDP ise 1 milletvekili gönderdi. 

***
Doç. Dr. Bahriye Üçok'u Yeni Hamle Gazetesi'nde iken tanıdım. 
Eşi Prof. Dr. Coşkun Üçok'la birlikte her Ordu'ya gelişlerinde bizi ziyaret ederlerdi. Ya röportaj verir ya da elinde hazır bir yazı varsa onları bırakırdı. Daha çok da yayınlanmış yeni kitaplarından birer baskı bırakırdı. Yanında eskiden çektirdiği vesikalık bir fotoğraf vardı. O fotoğrafı klişe yaptırmıştık ve her haberinde aynı klişeyi kullanırdık.

***

1989 yılında Ankara'ya 'hicret' ettik.
1990 yılının başlarında Sabah Gazetesi'nde çalışıyorum. İlkbahar ayları. Sakarya Caddesinde muhtemelen bir sendikanın salonunda "laiklik, demokrasi, insan hakları" gibi konularda bir panel var. Panel'in konuşmacılarından biri de yine suikasta kurban giden Uğur Mumcu idi. 
O paneli izlemek üzere mesai arkadaşım Aydın Yılmaz'la birlikte Kavaklıdere'deki Gazeteden çıktık, Kızılay'a indik. Bahriye Üçok da panele gidiyordu. Sanırım dizlerindeki ağrı nedeni ile zorlanıyordu. Koluna girip üst geçidi birlikte geçtik ve panele gittik. 

***
1990'da 6 Ekim'de katledildi.
Olayla ilgili olarak WİKİPEDİA sözlüğünde şu bilgi var. 
Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun’dan sonra türbana karşı tavrı ve laikliği savunmasıyla tanınan SHP Parti Meclisi Üyesi Bahriye Üçok da suikast sonucu öldürüldü. İstanbul’dan Ankara Çankaya’daki evine özel bir kargo şirketiyle yollanan kitap paketini açan Üçok, içindeki bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı. İki kolu ve bir bacağı kopan Üçok kaldırıldığı hastanede ameliyata alınamadan öldü. Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlendi. Cumhuriyet Gazetesini telefonla arayarak İslami Hareket Örgütü adına konuştuğunu bildiren bir kişi Üçok'u “tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden” cezalandırdıklarını söyledi. Aynı kişi “İslam'a sınır koyanları öldürmeyi borç bildiklerini” belirtti.

***
Şimdi içeride ve dışarıda yaşadığımız zemin yukarıdaki sürecin sonucunda geldi.
Bugünkü REİS' lere yol açılsın diye laik, ilerici ve demokrat aydınlar katlediyorlardı. 
Yani başardılar. 

***

Üçok'a Allah'ta rahmet diliyoruz.
CHP İl örgütünün ve CHP'li vekillerin Doç. Dr. Bahriye Üçok'un  katledilişinin yıldönümünde onu görmezden gelmeleri, partinin köklerinden ve ilkelerinden uzaklaştığını, "yoldan geçenlerin" partisi haline geldiğini gösteriyor. Seçmeni mıncıklamakla siyasi kariyer yapanlardan daha fazlasını beklemiyoruz...