Tahsilimim büyük bir bölümü TARİHİ ESERLER semti SULTAN AHMETDE geçti. Eskiden beri sanata ve sanatçılara merak salmışımdır. Bu merakımdan dolayı (Mimar Sinan’ın eserlerini meraklı gözlerle seyrederken) adam neler yapmış düşüncelerim içersinde inanınız ki MİMARLIĞIN tam olarak manasını

bilmiyordum. Ne zaman ki oğlum; Mimar olan gelin kızım Güliz’le tanışıp yuva kurduktan sonra, mimarların gece-gündüz yorulmadan, projelerini hayata geçirmek için uğraş vermesine şahit oldum. Çizilen projeler, yapılan maketler

üzerinde farlı zevkler arayarak yaşam alanları oluşturmak, bu projeleri hayata geçirmek üzere uğraş vermek ve sonuçta kağıt üzerindeki, projeyi bir bina olarak ortaya çıkartmak inanılmaz bir hazdır herhalde. Mimarlık tasarım öznesi olan yaşamın, coğrafi, iklimsel, kültürel farklılıklar içerdiğini anladım. Yaptığım araştırma gelin kızım Güliz ve onunla beraber olan çalışma arkadaşlarınla mimarlıkla ilgili yapmış olduğum bilgi sohbetlerinde öğrendim ki; mimarlık mekân tasarlama işidir. İnsanların yaşamını kolaylaştırmak ve barındırma, dinleme, çalışma, eğlenme gibi eylemleri sürdüre bilmelerini sağlamak üzere estetik ve yaratıcılıkta icra etme sanatıdır. Mimarların hizmet verebileceği her bir insana saygı duyması gerekiyor. Bir binaya verilecek özveri, benim anladığım kadarıyla her şeyden daha önemli, mimarinin anlaşılır ve ulaşılır olma düşüncesini seviyorum. Sağduyu, uyum sağlayarak yaratmak anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, gerek sosyal, gerek kültürel, gerekse tarihi açıdan saygı değer güzel bir mimari yaratmak çok önem taşıyacaktır kanaatindeyim. M

YARIN DEVAM  Edecektir