İnsanlık tarihini incelediğimizde ,hangi sistem ekonomiyi yönetiyorsa ahlak hukuku yönetime uygun olarak var olmuş ve sosyal hayatın şekillenmesinde kendini hissettirmiştir.Kaçınılmaz olarak içinde yaşadığımız sistemde ekonomi yönetimi ahlakı belirler durumdadır.Belirlemeye de devam edecektir.

Komun ve Kölecilik sistemlerinde yaşanan ahlak, Feodal sistem içinde yavaş yavaş Feodal sistem ahlakına dönüşmüştür.Feodal sistem ahlakı da yavaş yavaş kapitalist sistem ahlakına dönüşmektedir.Dolaysıyla toplumlar arasında ahlak çatışmaları kaçınılmaz olarak yaşanmaktadır.İnsanlık var oldukça da ahlak çatışmaları devam edecektir.
Feodal sistem toprağa bağlı üretimin hakim olduğu ekonomik yönetimin ahlakını topluma sunarak varlığını sürdüre gelmiştir.Dede ,baba ve torunların bir arada büyük aile yapısı içinde yaşamak zorunda olan aileler yaşamlarına uygun ahlakı da belirleyerek toplumsal ahlakın şekillenmesine yön vermişlerdir.Büyük aile yapısına uygun olarak biat etme ahlakı ön plana çıkmış.Akılcılık arka plana itilmiştir.Feodal sistemin işleyişi gereği evin reisine biat etmek zorunluluk olarak aile bireyleri tarafından kabullenilmiştir.Toplumu oluşturan aileler reislik yapısını yaşadıkları devletlerin yönetimine yansıtarak ,siyasi alanda da reisler tarafından yönetilmenin önünü açmışlardır.Reislerine biat etme kuralına bağlı olarak sorgulama yapmadan ,siyasi reisin peşinden yürümüşlerdir.Feodal sistem kendi ahlakına uygun devletleri yöneten kralını ,padişahını yaratmış.İnsanlık yüz yıllarca feodal sistem ahlakı ile yaşam bulmuştur.
Feodal sistem içinde yeşeren sanayinin zamanla gelişerek yarattığı sanayi toplumu devrimini yaparak kapitalist sistem ekonomi yönetimine dönüşmeye başlamıştır.Sistem dönüşürken beraberinde ahlakı da dönüştürmeye başlamış süreç devam etmektedir.Kapitalist sistem ekonomi yönetimi kendini hissettirmeye başladığından günümüze kadar toplumda yer buldukça, toplumlar dönüştükçe Feodal sistemde o oranda yaşamını tamamlamaktadır.Bu sürecin ne kadar devam edeceği de toplumların dönüşmesine bağlı olacağı aşikardır.Kapitalist sistem çekirdek aile yapısını ortaya çıkarmıştır.Baba,anne ve çocuklardan oluşan çekirdek aile kendine has ahlak yapısını geliştirmeye başlamış,kapitalist sistem içindeki gelişmeler ahlak yapısının da gelişmelere uygun vaziyet almalarını kaçınılmaz hale getirmiştir.İnsanlık sürekli değişen ahlak kuralları karşısında kafası karışık hale gelmiş.Doğru ahlakı arar durumdadır.Dolaysıyla birilerine göre doğru ahlak ,birilerine doğru gelmemektedir.İnsanlık ayrışma ve yozlaşmayı iç içe yaşar olmuştur.Bu sürecin uzun zaman alacağı da ortadadır.Kapitalist sistemin gereği olan demokrasi zaman zaman ayrışmanın ve yozlaşmanın önüne geçememektedir.Feodal sistemin tasfiye edilmesi geciktikçe reis yönetiminden,kurumlar yönetimine geçmekte uzun zaman almaktadır.Bu durum sanayi devrimini gerçekleştirmemiş ülkelerde dahada kendini göstermektedir.İnsanlık Feodal sistem ile kapitalist sistem ahlakı içinde yer bulmaya çalışmaktadır.Dolaysıyla devletler arası çatışma kaçınılmaz olmaktadır.Ahlak üzerinden toplumu yönetmek ,aklı yok saymaktan öteye geçemez olduğu ortada iken direnenlerin olması kaçınılmazdır.Toplumları çağdaş yapan aklı ön plana çıkarmalarıdır.Kapitalist sistemin akla dayalı ahlakını yaşama geçirmeleridir.Çağdaşlığı ufkuna yerleştirmeyen toplumlar ,çağdaş toplumların ahlakını ne kadar kabullenmek istemese de kapitalist sisteme uyum sağladıkça kabullenmek zorunda olacaklardır.
İnsanlık tarihinde sistemlere bağlı ekonomik yönetimler her zaman ahlakı yönetir olmuşlardır.Dinimizde de akıl ön plandadır.Aklı kullanamayan çocuklar ve hastalara davranışları üzerinden sorumluluk yüklenmemiştir. Dolaysıyla aklını kullanmayan mümin, dini ahlakını da yerine getirmiş sayılır mı.Mümin  mukaddes kitabını okuyup anlayabiliyorsa aklını kullanma becerisini de kazanmış olacaktır.O oranda da Allah'a karşı olan sorumluluğunu yerine getirecektir.Reise biat etmekten uzaklaşacaktır.Reise biat etmekten uzaklaştıkça da çağdaş ve laik toplum olarak yaşamlarını sürdüreceklerdir.