Bana en çok ekonomi konusunda sorular soruluyor. Soruya cevap vermek beni yoruyor. Çünkü, her insanın kendisine göre ekonomik durumu var. Kendi cephesinden olaya bakıyor.

Elde edilen verilere göre, tahminde bulunmak mümkün.

-Ocak 2019 Ayında, Devlet bütçesi 5 milyar liranın üzerinde fazla verdi. 12 milyar lira ise faiz dışı fazla var. Demek ki, Hükümet tasarrufa önem veriyor. Borçlanmak istemiyor. Bütçe disiplinine uyuyor. Hükümet 2019 yılına iyi başladı denilebilir.

-Devletin dış borcu artmıyor. 3 milyar dolar civarında azalma mevcut. Maastricht kriterlerine göre devletin iç ve dış borcunun toplamı, kriterin yarısından daha az. Yani TC Devletinin dış ve iç borç sorunu yok. Bununla beraber, Özel Sektör yurt dışından borçlanmaya devam ediyor. Özel sektörün borç artışı 40 milyar doları buluyor.

-2018 yılında cari işlemler açığı 27 milyar dolara düştü. Gerçekten olağan üstü bir azalma var. Ekonomik kriz nedeniyle ithalattaki azalmadan olduğu söylenebilir. Ancak, ithalattaki azalma daha çok inşaat sektöründeki daralmadan kaynaklanıyor. Bu sektöre hitap eden mal ithalatı bıçak gibi kesildi. Dolaylı yoldan mal üreten yerli firmaların ithalatı dahi azaldı. Kur artışının, tüketim malı ithalatında azalmaya neden olduğu görülüyor. Bilhassa ithal malı otomobiller satılamıyor.

-Cari işlemler açığından daha çok sermaye girişi var. Özel sektör borçlarındaki 40 milyar dolar civarındaki artış bunu gösteriyor. Demek ki, özel sektör sebep olduğu cari açığı fazlasıyla ödemiş ve artı para yaratmış. Bu durum, kurlara yansıyor. Kurlar yükselemiyor. Yüksek kurdan dolar satın alanlar hüsran içerisindeler. Ekonomi kötüye gidiyor söyleminden medet umuyor.

-Sermaye girişine bağlı olarak piyasa faizleri düşmeye başladı. Mevduata yüzde 27 ye kadar faiz veren bankalar, yüzde 20 lerden daha fazla faiz vermiyor. Halbuki, bankalar merkez bankasından yüzde 24 faiz ile para kullanıyor. Demek ki, bankalarda likidite sıkıntısı yok. Bir süre sonra, kredi faizlerinde düşme kaçınılmaz olacaktır.

-Sanayi üretiminde azalma var. Bu azalmanın gerisinde inşaat sektörü yatıyor. İhracata yönelik sektörlerde ise üretim artışı devam ediyor.

-İşsizlik önemini koruyor. İşsizlikteki artışın iki nedeni var. Birincisi nüfus artışı, ikincisi göçmenler. Eğitimli gençlerdeki işsizlik yüzde 24 gibi yüksek rakama ulaştı. Nedeni ise, eğitim sisteminin ekonomiden kopuk olmasından kaynaklanıyor. Her yıl bir milyon imam hatip mezunu genç işsizler ordusuna katılıyor. Ancak katma değer yaratacak iş bulamıyor.

-Sektörel bazda sorun çözülemedi. Satılamayan konut stokları müteahhitleri zora soktu. İnşaat sektörüne mal ve hizmet üretenleri zor günler bekliyor.

Şinasi Kara