Dünya, sıcak savaştan giderek uzaklaşıyor. Sıcak savaşlar yerini ekonomik savaşa bıraktı. Son yaşanan sıcak savaşların gerisinde dahi ekonomik nedenler var.

Sanayi toplumlarının, kaynak yoksunu ülkelerin topraklarında gözü yok. Zira, ekonomik kurallar savaşın amacı olan, ekonomik değerleri ele geçirme yöntemlerini değiştirdi.

İleri sanayi toplumları üç kanaldan, fakir ülkeleri, savaşa gerek kalmadan, soyup soğana çevriliyor.

1. Ticaret hadleri, ileri sanayi toplumları lehine işliyor. Sanayi toplumları ileri teknoloji ürünleri satıyor. Ham madde ve tarımsal ürünleri ucuza kapatıyor. Aradaki fark trilyonlarca doları buluyor. Tarımsal üretimin egemen olduğu toplumlar, sürekli ticaret dengesinden açık veriyor. Açıklar, gelişmiş toplumlardan borç alarak kapatılıyor.

2. Cari açık veren fakir ülkeleri, para ve sermaye piyasaları yolu ile sömürme başlıyor. Cari açık, rezerv para sıkıntısı yaratıyor. Rezerv para tutmanın maliyeti var. Sadece rezerv para tutarak, Türkiye yılda 8 milyar dolar civarında, gelişmiş toplumlara kaynak aktarıyor. Basit bir misal ile, Türkiye fındıktan 1,5 milyar dolar gelir elde ediyor. 5 yıllık fındık gelirini, sadece rezerv para tutmanın bedeli olarak yurt dışına aktarıyor.

3. Çevre-merkez ilişkisi gelişmiş ülkeler lehine işliyor. Dış ticaret malum. Yukarıda açıkladım. Acı olan gerçek ise yabancı yatırımcıların, ülkede kazandıkları paraları ülkelerine taşımalarıdır. İşlem üç klasik yöntem ile gerçekleşiyor.

-Fatura oyunları ile, kar dışarı aktarılıyor. Satın alırken, ana şirketin malının yüksek fiyatla satın alınması en çok kullanılan metod dur. Satılan malın ucuza fatura edilmesi de mümkün. Amaç, ülkede kazanılan paranın ülkesine aktarılmasıdır.

-Borçlanma ikinici sırada. Ana şirkete para aktarılınca, buradaki şirket zora giriyor. Ana şirket, bu kez borç veriyor. Ülkede, özel sektörün dış borcu sorunu ortaya çıkıyor.

-Borçlanmada diğer bir amaç daha var. Eğer ülkede vergiler yüksek ise, kendi parasını bankalar vasıtasıyla yüksek faizle borç alıyor ve maliyetleri yükseliyor. Daha az vergi ödüyor. Ayrıca, sermaye güvenlik sorununu da garantilemiş oluyor.

Ekonomik savaşta başarılı olmanın yolu, teknolojiye dayalı üretim ve ihracattan geçiyor. Türkiye, halen yüzde 15 oranında, teknolojik ürünler ithal ediyor. Yüzde 3 oranında, teknolojik ürünler ihraç ediyor. Aradaki fark çok yüksek.

Ekonomik savaşta başarılı olmamızın için, teknolojik mal ithal ve ihracatı arasındaki farkı kapatmamız gerekiyor.