Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta faiz yasak. Sosyalistler faizi kabul etmez. Fakat, faiz ekonomik bir realite ve yaşıyor.

Faizin ekonomik işlevi var. Bu işlevler, onun yaşamasını sağlıyor. Din adamları ve sosyalistlerin onu yasak etmesi, gerçekler ile bağdaşmıyor. Zira, faiz ekonomik hayatın vazgeçilmez bir enstrümanıdır.

1. Faiz sermaye brikimine kaynaklık eder. Sermaye akımlarının yönünü tayin eder. Sermaye önce tasarruf ya da finans kapital olarak birikir. Faiz yasak edildiği zaman, finans kapital, faiz olan yere gider. Bu akımı, sosyalist diktatörlükler, idam cezası uygulamalarına rağmen durduramadı.

2. Faiz, para politikalarının en kuvvetli silahıdır. Politika faizi yoluyla, merkez bankaları ekonomik amaçlı politikaları uygular. Bankaları denetimde tutar. Enflasyona karşı mücadele eder. Deflasyonu önler. Faize dayanmayan, para politikaları işlevsiz kalır.

3. Faiz makro dengeleri kuruyor. Üretim-Tüketim = Tasarruf formülündeki, tasarrufların yatırıma gitmesini faiz sağlıyor. Yatırım, tüketim olarak sonuç veriyor ve üretim=tüketim dengesi kuruluyor. Bu denge kurlmadığı zaman ekonomide krizler meydana geliyor.

4. Faizler arttıkça, tüketim azalıyor ve tasarruflar artıyor. Her toplum ürettiğinden daha az tüketir. Tasarruf eder. Tasarruf etmeden yatırım yapılamaz. Önce tasarrufun olması lazım. Faizler arttığı zaman, bireyler daha az tüketir ve tasarruf artar. Bir bakıma, faiz tüketimden vaz geçmenin mükafatıdır.

5. Faiz yatırımın yönünü tayin eder. Kaynak israfını önler. Yatırımcı, getiri ile yaptığı yatırımın faiz maliyetini karşılaştırmak zorundadır. Bunu yapmayan yartırımcı amatör kalır. Büyük ihtimalle, çok geçmeden dükkanı kapatacaktır. Zira, faiz maliyetinden daha fazla kar etmeyen işletme yaşamaz.

6. Faiz ölçek birimidir. Sovyet Sosyalist Devletleri faizi yasakladı. 1960 lı yıllarda, ölçek sorunu ile karşılaştılar. Gölge maliyet kavramı yarattılar. Herbir yatımı, diğeri ile ölçmeye kalktılar. Başaramadılar. Serbest piyasa ekonomisinde faiz, ölçek sorununu tek başına çözüyor.