3. çeyrekte Türk ekonomisi yüzde 11,1 oranında büyüdü. Toplumun geneli, ekonomik büyümeye rağmen şikayet ediyor. Sabit gelirliler (işçi,memur, emekli) büyümenin gerçekleştiğini inandırıcı bulmuyor. Zira, ekonomik büyümeden bu kesim istifade edemiyor.
Yüzde 11,1 oranındaki ekonomik büyümenin gerisinde ihracattaki artış yatıyor. Ilk defa 3. çeyrekte ihracattaki artış, ithalattaki artışı yüzde 2,5 oranında geçti.
Son dönemlerde kurlar sürekli artıyor. Kur artışı, dış aleme göre ekonomiyi ucuzlatıyor ve ihracatı artırıyor. İthalatı pahalı hale getiriyor. Ülke içerisinde, ithalatı ikame eden malları üretenler rekabet gücü kazanıyor.
İhracat ve ithalatı ikame üretim sektörlerinde üretim artıyor. Artan üretim kapasite kullanım oranlarını yükseltiyor. Yeni kapasitelere yatırım başlıyor. Yatırım ve üretimdeki artış ekonomik büyüme olarak sonuçlanıyor.
Kur artışı sevimsizdir. Zira kurlar arttıkça toplum fakirleşiyor. Fakirleşmeye rağmen, ekonomi büyüdüğü zaman "Fakirleşerek Büyüme" dediğimiz paradoks ortaya çıkıyor.
Çok Partili demokratik sistemlerde, ulusal paranın değerini düşürmek suretiyle ekonomik büyüme sağlama modeli kolay uygulanmaz. Halk rahatsızlığını seçimlerde oyları ile gösterir.
Çin yıllarca Yuanın değerini düşük tutmak suretiyle ekonomide mucizeler yarattı. Bir ara, fiyatları süni olarak düşürdüğü ve damping yaptığı dahi iddia edildi. Fakat başardı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisine dönüştü.
İki ekonomik koşul bir arada mevcut ise fakirleşerek büyüme kendiliğinden geliyor. Birincisi tasarruf dar boğazı, ikinci emek yoğun üretimdir.
1. Tasarruf dar boğazı;
Sürekli cari açık veren ekonomilerde tasarruf dar boğazı aşılamıyor. Ürettiğinden daha çok tüketen toplumlar cari açık veriyor. Tasarruf dar boğazı meydana geliyor. Tüketimin daraltılması suretiyle tasarruflar artabilir. Cari acık, kurları artırıyor. Kur artışı, ithalatı pahalı hale getiriyor. İthal malları tüketimi azalıyor.Tüketim azalması tasarruf artışı olarak sonuçlanıyor. Tasarrufların, yatırımlara sınır koyma sorunu aşılıyor. Yatırım artışı ekonomik büyüme olarak tezahür ediyor.
2. Emek yoğun üretim;
Kurlar arttığı zaman, reel ücretler düşüyor. Düşen ücretler maliyetleri de düşürüyor. Emek yoğun üretim yapan sektör uluslar arası rekabet gücü kazanıyor. İhracat artıyor. Artan ihracat, yatırımlarda artış sağlıyor. Ekonomi büyüyor.
3. çeyrekteki yüzde 11,1 büyüme örneğinde Türkiye bu sonucu yaşadı. Üçüncü çeyrekte emeğin üretimdeki payı, yüzde 2 oranında azaldı. Ekonomideki büyümeye rağmen ücretli kesim fakirledi.
Türkiye fakirleşerek büyüme modeline, iki ekonomik şartın zorlamasıyla kendiliğinden girdi.