Bu gün Türkiye gündeminin en önemli konularından biri GATA+ Askeri Hastanelerin yıkılması sürecine sokulmuş olmasıdır. Sosyal ve toplumsal olaylar birden bire oluşmaz. Mutlaka bir evveliyatları vardır. Sene 1985 tarih 11-13 Kasım yer Diyarbakır Dicle Üniversitesi Konferans Salonu. Türk Silahlı Kuvvetleri VII. Askeri Tıp Kongresindeyiz. Kongre başkanımız Prof. Dr. Hv. Tbp. Tümgeneral Prof. Dr. Necati Kölan. Konu başlıklarımızdan biri ve başlıcası “ Türk Silahlı Kuvvetleri sağlık sorunları ve Sağlık Teşkilatının yeniden düzenlenmesi” Kara hava deniz ve MSB sağlık dairesi başkanları bu konuyu kürsüde takdim ediyoruz. Bu satırların yazarı zamanın Dz. K.K. Sağ D. Başkanı. Takdimimi yaptım.  Ana konumuz ise TSK hastanelerinin birleştirilmesi tek elden yönetimi idi. Şimdi o tarihi takdimimizin son bölümünü GATA Komutanlığının Çıkardığı “TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ VII: ASKERİ TIP KONGRESİ " adlı "HİZMETE ÖZEL" gizlilik derecesinde " Kongre sonuç kitabından okuyalım.
“Hastaneleri yani sağlık teşkilatındaki tedavi kurumlarımızın birleştirilmesi konusunda kısaca değinmek istiyorum. Birleştirilmesi veya birleştirilmemesi konusunda peşin bir düşüncemi veya yorumumuz yoktur. Birleşme konusunda yeterli araştırma inceleme değerlendirme yapılmadığı henüz kara verilebilecek kadar dokümanların toplanmadığı düşüncesindeyiz. Biz sadece burada birleştiği takdirde doğabilecek hususların kısaca Dz. K.K. tezi olarak açıklamak ihtiyacındayız.
1-Her birlik; Lojistik destek birlikleri dâhil komutanlık gücünü temsil eder. Hastanelerin bir komutanlıktan alınması halinde o komutanlık zaafa uğratılmış olur.
2- Sağlık hizmetleri yalnız tedavi hizmetleri olarak ele alınamaz. Sağlığın korunması, sağlık eğitimi, bulaşıcı hastalıklarla savaş, ilk yardım eğitimi ve organizasyonu halinde bir bütündür. Bu takdirde sağlık hizmeti parçalanmış olur.
3- Hastanelerin disiplin ve denetleme hizmetleri büyük ölçüde zaafa uğrar.
4- Harekât eğitim ve harbe hazırlık olarak TSK nin en üst kuruluşu olan Genelkurmay Başkanlığının Sağlık desteğinin sağlanması sağlık hizmetlerinin yürütülmesi, savaşa hazırlık görevlerinin yapılmasında zaaflar meydana gelecektir.
5- Özlük hakları, ikmal sistemi, yönerge ve talimatların yeniden düzenlenmesi gerekecektir.
6. Çözüm olarak da Genelkurmay Başkanlığında Sağlık hizmetlerinin bütünü ele alınarak stratejik, taktik, eğitim ve tedavi hizmetlerini yürütecek ve denetleyecek bir daire veya J başkanlığı kurulması önerilmektedir.
Bu tarihi önerimiz karşılık bulmuş ve Genelkurmay Başkanlığında “TSK Sağlık İşleri Başkanlığı” adı altında bir J Başkanlığı kurulmuştur. Başına da o yıl birinci sıradan Korgeneralliğe tefi eden TSK'lerinin nadiren yetiştirdiği Komutanlarımızdan Türk milletinin Balyoz kumpası nedeniyle yakından tanıdığı Korgeneral Kemal Yavuz atanmıştır. Sayın Kemal Yavuz’un iki yıllık Sağlık İşleri Başkanlığı döneminde 10 yıllık hizmet yapılarak TSK leri sağlık hizmetleri toparlanmış hastaneleri standardize edilmiş garnizon sağlık hizmetleri düzenlenmiş seferberlik sağlı hizmetleri başta olmak üzere bütün sağlık hizmetleri elden geçirilerek güncelleştirilmiştir. TSK Sağlık hizmetleri düşmanları çatlatan bir hamle yapmıştır.
Şimdi gelelim günümüze.
“GATA ( Gülhane Askeri Tıp Akademisi) Bu gün adı ile sanı ile olmuştur bir düz devlet hastanesi. İsmi de " Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi". Yani Dışkapı SSK hastanesinin ve Ankara Numune Hastanesinin  aynısı. SSK ve Numune Hastanelerinde Türk milletine yaşatılan ibretlik olaylar ve çektirilen çileler gerekçe yapılarak SSK lı Emekli sandıklı hastaların da sivil özel sağlık kurumlarına ve GATA+ Askeri hastanelere doğrudan müracaat hakkı çıkarılmadı mı? EVET, aynen öyle oldu. Şimdi GATA da yapılanlar nedir. Askerlerin sağlık desteğini yani devlet için savaşanların TANK içinde yananların sağlık desteğini fiilen ortadan kaldırmak.  GATA yanık merkezi Türkiye'nin bir numaralı yanık merkezidir. Değil asker yanık hastaları sivil ağır hastalarımız da GATA yanık merkezinde tedavi görürlerdi. Şimdi bakıyoruz savaşan yaralı bir gazi ağır Yanıklı GATA'ya yer yok diye alınmıyor. Ve Ankara Numune Hastanesinde şehit oluyor. İnsan haberin gerçek dışı bir rüya olmasını arzu ediyor. AKP yi yönetenler arasında Yüce peygamber yolunda olanlar hiç ortada yok. Yani "Bilimi Çin'de bile olsa gidip alan" ortalıkta  yok. Yine  Beşikten mezara bilim okuyan ve düşmanlarını yenmek için kullananlar ortalıkta görülmüyor. Oturdukları makamlara Anayasa ile geldiklerini Anayasa yolundan gitmek zorunda olduklarını düşünen hatırlayan da yok.
Askeri hastaneleri ve askeri tıbbiyeyi kapatmak GATA ve diğer tüm askeri hastaneleri Sağlık Bakanlığına Bağlamak gibi şeytanın bile aklına getiremeyeceği uygulamalar Türkiye Cumhuriyetinin ve TSK lerinin temellerinden birini yok etmeye teşebbüsten başka bir anlama gelemez. AKP bu yolda ısrar ederse günahlarına bir yenisi eklenir. KHK name ile bu iş yapılamaz. Çünkü Anayasamızın 121. Maddesine göre “ Olağanüstü halın gerekli kıldığı konularda” KHK nameler çıkarılabilir. GATA’mızın ve Askeri Hastanelerimizin OHAL ilanı ile uzaktan yakından bir ilgisi bulunamaz yoktur. Bu açıdan bakılınca GATA’nın Sağlık bakanlığına bağlanmasını ön gören KHK'nin. Anayasa Mahkemesinde yetkisizlik gerekçesi ile incelenmemiş ve ret edilmiş bulunmasının hukukun ve Anayasa Mahkemesinin varlığının inkârından başka bir anlama gelemez.
Şimdi de Sağlık Bakanımız 1960 doğumlu, çocuk hastalıkları uzmanı 1984'te Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ının bu konudaki beyanlarını yani hükümetimizin konu hakkındaki düşüncelerini kısaca gözden geçirelim.
“Burada çalışan doktorların sanal olarak rütbeleri devam ediyor. Emeklilikte esas olan rütbeleri. Binbaşı, yarbay, albay olacaklar ve emekliliklerini böyle kazanacaklar. Silah taşıma izinleri devam ediyor. Yaptığımız şey çalışma ortamında rütbeleri ve üniformaları kaldırmak oldu. Düşünün ben hemşireyim ve albay olmuşum. Siz de doktor binbaşısınız. Hadi bana verebiliyorsanız talimat verin. Böyle saçmalıkları ortadan kaldırdık. Gülhane’de 6 yıllık eğitimde üç ay askerlik stajları var. Geri kalanı bildiğimiz tıp eğitimi”
Bu görüşte olan bir meslektaşımızı görünce insan ister istemez ürkmektedir. Askeri rütbeler kanunla verilmişlerdir. Kıyafetler ise TSK leri kılık kıyafet yönetmeliğinde düzenlenen resmi üniformalar + rütbe ve meslek işaretleridir. Birinci ağızdan duyuyoruz ki GATA da görevli olan Askeri tabiplerimiz Üniformalarını giyemeyecekler rütbe ve meslek işaretlerini takamayacaklardır. Ne diyelim. Biz demeyelim ama bunlara İsa peygamberimiz desin ne diyecekse. O diyor ki:” Allah’ım sen bunları affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.”