Son Kurban Bayramı’ndada; daha önceden olduğu gibi yine trafik kazalarında birçok vatandaşımızı kaybettik veya çeşitli seviyelerde yaralanmalı kazalar oldu. Tabii  kazaların hiç olmaması ve hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması en büyük istek ve temennimizdir. Oysa gelişen imkan, kaynaklar ve gittikçe iyileşen ulaşım altyapısına rağmen; trafik kazalarında azalma olmadığı gibi; dahada artış var gibi geliyor. Oysa  gönlümüzden geçen kazaların hiç olmaması ve her vatandaşımızın seyahat ettiği bölgeye veya şehre sağlıklı şekilde ulaşmasıdır. Oysa tüm uğraşlara rağmen kazalar azalmıyor; tersine artıyor.
       Peki çözüm nedir diye düşünürsek; bence özellikle karayolu taşımacılığında raylı sistemler; hızlı  tren, Yüksek hızlı tren gibi sistemleri çabucak devreye sokmamız gerekiyor. Yine toplu taşımada  özellikle havayolu seyahatini; çok daha artırmalıyız. Hızlı tren ve yüksek hızlı tren gibi sistemleri çabucak  işletmeye sokmamız lazım. Eğer bunları gerçekleştirebilirsek; yollardaki özel araç sayısı çok düşecek; yollar daha rahat; üzerindeki trafiği çeker hale gelecektir. Şehir içi trafiğindede mutlaka metro, tramway, banliyö treni,  raylı sistemler taşımacılıkta önemli seviyede şehir içi trafiğini rahatlatacak; özel araç kullanmaya gerek duyulmayacaktır. Diğer yandan mutlaka bölünmüş yollardan başka;     bölgesel otoyolları devreye sokmamız gerekiyor. Eğer bölgesel otoyolları devreye sokabilirsek o zaman yollardaki seyahat süresi çok kısalacak; araçlar kurallara uygun seyahat süresi içinde gidecekleri yerlere çabucak varıp yoldan çıkacak; dolasıyla yol üzerindeki araç sayısı azalınca; yollar daha  serbest hale gelecek; buda mutlaka trafik kazalarının en aza inmesini sağlıyacaktır.
       Diğer bir konu ise tarım işlerinde kullanılmak üzere imal edilmiş araçlarla; seyahat etmemeli ve bu araçları trafiğe sokmamalıyız.  Kasa olmıyan araca insan bindirilmesi son derece tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır. Bunlar mutlaka imal amacı; doğrultusunda kullanılmalıdır.  İçişleri Bakanlığı’ncada bu araçlara insan bindirilmesi  yasaklanmalıdır.
      Denetimler sıklaştırılmalı; sürücüler   mutlaka dinlenmeleri gereken saatler içinde dinlenmelidirler.  Yoldan gelen otobüsü;  tekrar yola sürmek, kazalara davetiye vermektir.  Bir diğer konu; aracın taşıma kapasitesi üzerinde araca kesinlikle yolcu alınmamalıdır. 
      Mutlaka şehir geşiçlerinde çevre yolları yapılmalı; böylece yoldaki araç; uzun yola  gitme durumunda ise; çevre yolu ile gideceği yere zamanında gidebileceği için geç kalma trendi ortadan kakacaktır. 
      Bir diğer konu ana karayolu;  birçok il ve ilçede otopark gibi kullanılıyor. Dolasıyla bazen araç yerleşiminde veya yola çıkışında, veya park beklentisi içinde beklerken;  yoldan geçen başka araçlara  zorluklar verebilmekte;  buda kazalara yol açmaktadır.
      Bir diğer konu özellikle özel araçla yola çıkanlar; trafik yoğunluğu nedeniyle yollarda beklemek zorunda kalabiliyorlar. Sonuçta yorgunlukta dahil olunca uyuya kalabiliyorlar.  Buda kazaların doğmasına sebeb olarak ortaya çıkıyor.  Özellikle uzun yola gitme durumunda olan araçlar; yorulduklarını ve dinlenmeleri gerektiğini anlayınca;  kalacak (uyunacak) tesise yönelmeleri lazım.  Uykumuzu tam aldığımız zaman çok zinde ve  kendimizi  rahat hissederiz.
      Bir diğer konu  yaşlı ve  bakımsız araçla seyahat etme; araçlar mutlaka her zaman her yerde bakımlı olmalı veya bakımlı kullanılmalı; aksi halde kazalara sebeb oluyor.  Özellikle çok yaşlı araçların olabildiğince trafikten çıkarabilirsek; kazalar en aza inecektir.
     Bir diğer konu ise miktarı ne olursa olsun;  alköllü araç kullanmak; kazalara sebeb olan ana etken olarak ortaya çıkıyor. Kesinlikle alkollü olan;  araç kullanmamalı.
      İçişleri Bakanlığıncada;   olabildiğince denetimler  sürdürülmelidir.