Doğuştan veya daha sonradan bazı sebeplere bağlı olarak gerçekleşen engelli olma hali insanın her an karşılaşabileceği durumlardan biridir. Engelliler ve onlara bakmak mükellefiyetinde olanlar bunu daha iyi bilirler. Her an korunma ve ihtiyacını karşılama zorundadır. Engelliler duygusal olarak kırılgan ve alıngandırlar. Engelli olma durumunun verdiği engel durumu O'nu her an bir zorluk ile karşı karşıya getiriyor.Engelli olduklarını hatırlatacak ne bir söz duymak , ne de bir davranış görmek isterler.Onlarında bir birey olduklarının farkına varılması ve bu bireylerinde normal insanlar gibi saygı görmeleri, onlarında değerli olduklarının hissettirilmesi onlar açısından önem taşır.
            Günümüzde sayıları artmakta olan engelli insanlarımızın durumları,engel yönleri hakkında bir vatandaş olarak ne kadar bilgimiz var? Toplumsal ve şehirsel olarak engellilere hayatımızda yer var mı? Onların varlığı bizi rahatsız ediyor mu?
             Şehir hayatında yer alabilmeleri için sosyal ve kamusal alanların bu duruma göre düzenlenmesi gerekir. Maddi imkânları zayıf engellilerin tedavi ve diğer giderlerinin yardımı sağlanmalıdır. Özellikle devletin karşılamadığı araç- gereçlerin karşılanması ve tedarik edilmesi noktasında gereken hassasiyet gösterilmelidir. Engellilere yardım için kurulmuş birçok sivil toplum örgütü ve organizasyonların bu anlamda proje ürettiği söylenemez.Şehirdeki sokak ve caddelerin engelli vatandaşların durumları dikkate alınarak düzenlenmelidir. Ordu’daki birçok kaldırımda yayalar bile zor hareket ederken engelli vatandaşların nasıl davranabileceği şüphelidir.
             Engelli vatandaşların varlığı bir yük ve eziyet değildir. Bir insan olarak herkes gibi değere ve öneme layıktır. Onların psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hareket edilmelidir. Onların sayısal varlıklarının az olması bu hizmet ve tedbirlerin alınmaması anlamına gelemez. Onların varlığı ve korunması tüm toplum kesimlerinin görevidir.Engel durumları var diye  hayatımızdan onları çıkartmak yerine,onların  yeteklerini keşfetmek ve onlara yapabileceklerini yaptırmak gerekir.Bakınız Klasik Batı Müziği bestecilerinden gelmiş geçmiş en önemli besteci Beethoven duyma özürlüdür mesela.
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, ülkemizdeki özürlülerden sadece görme özürlü olanlara bakalım yeter.“Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur, bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” diyen; ülkemizin yetiştirdiği büyük halk ozanı Âşık Veysel,”Bu Ülke, Umrandan Uygarlığa, Mağaradakiler, Kırk Ambar, Bir Facianın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana” diye aklımıza ilk gelen bu kitapların ve daha pek çok kitabın yazarı Cemil Meriç, Harvard Üniversitesi’nin; büyük başarılarından dolayı dünyanın ilgisini çekerek beynini incelemeye aldığı Görme özürlü ressam Eşref Armağan. Tablolarını fırça kullanmadan parmaklarıyla yapan Armağan “Bir görmez olarak, görselliğin öncelikli olduğu bir sanatı yapıyorum, bakıp göremeyenlere bir şeyler anlatmak istiyorum" diyor. Daha niceleri..
           Engellilera acıyarak, ya da onlara bakıp duygulanarak sorunlarını çözemeyiz. Onların da yapabileceği işler vardır. Engellilerın iş sahibi olmalarına yardımcı olmak zorundayız. Gördüğümüz Engellilerle alay etmeyelim ve onlara gülmeyelim. Bir gün bizim de  onlar gibi olma ihtimali olduğunu aklımızdan çıkarmadan, onlara yardımcı olalım.
           Hepinize kazasız ve sağlıklı günler, mutlu bir ömür diliyorum.  
Bizler özürlüyüz
Kimimiz işitmez,kimimiz görmez
Bizler özürlüyüz,kusurlu değil.
Korkmayın bunlardan hiç kimse ölmez
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak gözüm görmezde resim yaparım,
Ben de bu yolları hep adımlarım
Bende bir bireyim her yerde varım
Bizler özürlüyüz,kusurlu değil.
Bak onun kulağı duymuyor, neyler
Hepsi nota bilir,şarkılar söyler
Bize acımasın ağalar beyler
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak burada kolu yok,bacağı sakat
Değnekle geziyor buluyor takat
Yaşamımız zordur,biliriz fakat
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bize imkan verin budur son sözüm
Görün bak ne yapar o zaman özüm
Ürettikçe görür gönülden gözüm
Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Nice insan var ki gönülden görür
Yürekten işitir, yürekten yürür
COŞARİ yürekten konuşur durur,
Bizler özürlüyüz,onlarsa değil.
                  (Alıntı)
GÜNÜN SÖZÜ; GERÇEK ENGELLİ OLMAK FİZİKDE DEĞİL, BEYİNDEDİR.

           Doğuştan veya daha sonradan bazı sebeplere bağlı olarak gerçekleşen engelli olma hali insanın her an karşılaşabileceği durumlardan biridir. Engelliler ve onlara bakmak mükellefiyetinde olanlar bunu daha iyi bilirler. Her an korunma ve ihtiyacını karşılama zorundadır. Engelliler duygusal olarak kırılgan ve alıngandırlar. Engelli olma durumunun verdiği engel durumu O'nu her an bir zorluk ile karşı karşıya getiriyor.Engelli olduklarını hatırlatacak ne bir söz duymak , ne de bir davranış görmek isterler.Onlarında bir birey olduklarının farkına varılması ve bu bireylerinde normal insanlar gibi saygı görmeleri, onlarında değerli olduklarının hissettirilmesi onlar açısından önem taşır.
            Günümüzde sayıları artmakta olan engelli insanlarımızın durumları,engel yönleri hakkında bir vatandaş olarak ne kadar bilgimiz var? Toplumsal ve şehirsel olarak engellilere hayatımızda yer var mı? Onların varlığı bizi rahatsız ediyor mu?
             Şehir hayatında yer alabilmeleri için sosyal ve kamusal alanların bu duruma göre düzenlenmesi gerekir. Maddi imkânları zayıf engellilerin tedavi ve diğer giderlerinin yardımı sağlanmalıdır. Özellikle devletin karşılamadığı araç- gereçlerin karşılanması ve tedarik edilmesi noktasında gereken hassasiyet gösterilmelidir. Engellilere yardım için kurulmuş birçok sivil toplum örgütü ve organizasyonların bu anlamda proje ürettiği söylenemez.Şehirdeki sokak ve caddelerin engelli vatandaşların durumları dikkate alınarak düzenlenmelidir. Ordu’daki birçok kaldırımda yayalar bile zor hareket ederken engelli vatandaşların nasıl davranabileceği şüphelidir.             Engelli vatandaşların varlığı bir yük ve eziyet değildir. Bir insan olarak herkes gibi değere ve öneme layıktır. Onların psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hareket edilmelidir. Onların sayısal varlıklarının az olması bu hizmet ve tedbirlerin alınmaması anlamına gelemez. Onların varlığı ve korunması tüm toplum kesimlerinin görevidir.Engel durumları var diye  hayatımızdan onları çıkartmak yerine,onların  yeteklerini keşfetmek ve onlara yapabileceklerini yaptırmak gerekir.Bakınız Klasik Batı Müziği bestecilerinden gelmiş geçmiş en önemli besteci Beethoven duyma özürlüdür mesela.Çok uzaklara gitmeye gerek yok, ülkemizdeki özürlülerden sadece görme özürlü olanlara bakalım yeter.“Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur, bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın” diyen; ülkemizin yetiştirdiği büyük halk ozanı Âşık Veysel,”Bu Ülke, Umrandan Uygarlığa, Mağaradakiler, Kırk Ambar, Bir Facianın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana” diye aklımıza ilk gelen bu kitapların ve daha pek çok kitabın yazarı Cemil Meriç, Harvard Üniversitesi’nin; büyük başarılarından dolayı dünyanın ilgisini çekerek beynini incelemeye aldığı Görme özürlü ressam Eşref Armağan. Tablolarını fırça kullanmadan parmaklarıyla yapan Armağan “Bir görmez olarak, görselliğin öncelikli olduğu bir sanatı yapıyorum, bakıp göremeyenlere bir şeyler anlatmak istiyorum" diyor. Daha niceleri..
           Engellilera acıyarak, ya da onlara bakıp duygulanarak sorunlarını çözemeyiz. Onların da yapabileceği işler vardır. Engellilerın iş sahibi olmalarına yardımcı olmak zorundayız. Gördüğümüz Engellilerle alay etmeyelim ve onlara gülmeyelim. Bir gün bizim de  onlar gibi olma ihtimali olduğunu aklımızdan çıkarmadan, onlara yardımcı olalım.           

Hepinize kazasız ve sağlıklı günler, mutlu bir ömür diliyorum.  


Bizler özürlüyüz
Kimimiz işitmez,kimimiz görmez

Bizler özürlüyüz,kusurlu değil.

Korkmayın bunlardan hiç kimse ölmez

Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak gözüm görmezde resim yaparım,

Ben de bu yolları hep adımlarım

Bende bir bireyim her yerde varım

Bizler özürlüyüz,kusurlu değil.
Bak onun kulağı duymuyor, neyler

Hepsi nota bilir,şarkılar söyler

Bize acımasın ağalar beyler

Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak burada kolu yok,bacağı sakat

Değnekle geziyor buluyor takat

Yaşamımız zordur,biliriz fakat

Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bize imkan verin budur son sözüm

Görün bak ne yapar o zaman özüm

Ürettikçe görür gönülden gözüm

Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Nice insan var ki gönülden görür

Yürekten işitir, yürekten yürür

COŞARİ yürekten konuşur durur,

Bizler özürlüyüz,onlarsa değil.
                  (Alıntı)

GÜNÜN SÖZÜ; GERÇEK ENGELLİ OLMAK FİZİKDE DEĞİL, BEYİNDEDİR.