Pala; Türkiye’de son 17 yılın emekçiler açısından en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçtiğini belirterek, “Ülkenin en değerli ve stratejik kaynakları özelleştirmeler yoluyla hükümet tarafından uluslararası ve yerli sermayeye değerinin çok altında peşkeş çekilmiştir. Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır.

Oysa demokrasinin en önemli ölçütü, emekçilerin hakları için özgürce örgütlenebilmeleri, kendi geleceklerine ait kararları alabilmeleridir. Yapılması gereken İLO koşullarına uygun, anti demokratik maddelerden arınmış, çalışanların demokratik, meşru eylem ve etkinliklerini engellemeyen, içerisinde “grev ve toplu sözleşme” olan bir sendika yasasının çıkarılmasıdır.” dedi.

Pala, şöyle devam etti: “Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz.” Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi