OrduYorum/Hasan Özata
           Ramazan çadırı ve sofraları kuracaklarına önce çalıştırdıkları işçilerinin maaşlarını versinler ikramiyelerini versinler Belediye İş Sendikası Ordu Şube Başkanı Selim Yöndem havuza atılan işçilerle ilgili yaptığı basın açıklamasında şunları ifade etti;
             Siyaset arenasında bu gün Ordu’yu yöneten, Ordu kentini yöneten siyasilerimizin hepsinin ortaklaşa söylemiş oldukları bir sözü hatırlatarak başlamak istiyorum. Bu gün bu kentin her noktasına hükmeden adalet ve kalkınma partili belediye başkanlarının tamamı ordunun büyükşehir olması için Ankara’dan, İstanbul’dan Türkiye’nin her yerinden hatta yurt dışından insanlar getirerek yetmedi hayali insanları yazdırmak sureti ile bu kenti büyükşehir yaptılar.Bu kentin büyük ya da küçük olduğu bu gün TUİK’in açıklamış olduğu verilere baktığımız da o zaman ki yapılanın bir sahtekarlık olduğu da zaten çok net görünüyor.Bu gün halen bizim milletvekili sayımız 6 dan 5 düşüyorsa ve 4 bin kişiye ihtiyacımız varsa demek ki Ordu büyükşehir olamamış.o zaman bir takım yöntemlerle ordu büyükşehir yapılmış.
           İşte o zaman bizde tam o dönmem bu yapılan yanlışlıkları bu yapılan hileleri gündeme getirdiğimizde bize dediler ki siz Ordu düşmanısınız. Siz ordunun kalkınmasını istemiyorsunuz. Büyükşehir demek para demek, Büyükşehir demek bolluk demek büyükşehir demek bereket demek dediler.
           Bu konuda da belediye başkanları adaylarının içerisinde en yoğun ve en şiddetli çalışan belediye başkanı da bu gün Fatsa’yı yöneten Fatsa Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Anlayan'dır.
                Şimdi geldiğimiz noktada bize bolluktan bereketten bahsedenler bu gün çalışanlarının maaşını veremiyor ve biz bununla ilgili bir kez daha sizinle bu konuyu paylaşmak durumunda kaldım.
İşçi arkadaşımız iftarda çocuklarına götürecek ekmek parasını bulmaktan acizler.
                 Maaş verilemeyebilir. Maaş bundan önceki dönemlerde de verilemedi bunlar olağan şeylerdir bunlara itirazımız yok. Ancak itirazımız şurada başlıyor. Bu devir tasfiye sürecinde, yani tüzel kişilikleri sona erdirilen belediyelerden bağlı bulunduğu ilçeye devredilen işçilerimiz ve onlarında havuza gönderdiği arkadaşlarımız üç ay oldu oraya devredileli, üç ayda iki ay maaş alacakları var. Ramazan ayını yaşıyoruz belediye başkanları iftar sofralarında boy gösteriyorlar, her gün bir mahallede, her gün bir köyde insanlara iftar veriyorlar ama çalışanlarının nasıl iftar ettiğini bilmiyorlar. Havuza verilen kapatılan belediyelerden Fatsa belediyesine devredilen işçi arkadaşımız iftarda çocuklarına götürecek ekmek parasını bulmaktan acizler.
              Burada ki esas çelişki bu arkadaşlarımız Fatsa da çalışıyorlar yasa öyle emrediyor. Yani gidecekleri kuruma gidene kadar orada hizmet üretmek zorundalar ve ücretlerini de oradan almak zorundalar. Ancak ücret almaya gelince bu arkadaşlarıma ücret verilmiyor. Fatsa da çalışan diğer, eski çalışanlar bakın altını çiziyorum. “Fatsa’nın kendi işçisi maaşını alıyor ama burada ki arkadaşlarımız almıyor.bunun bir açıklaması olabilir mi?. Bu gün gittim.Fatsa belediyesinde ki yetkili arkadaşlarla görüşmeye çalıştım bana söyledikleri böyle benim çok aklımın almadığı mantığımın kabul etmediği “bir dönem bir guruptan başladık,bir dönem diğer guruptan başlıyoruz” şeklinde bir açıklama getirdiler.böyle bir açıklama ile olayı geçiştirmeye çalıştılar.bende şunu söylüyorum.eğer bir kurumda sıkıntı varsa bu sıkıntı paylaşılır.belediyenin parası az gelmiş olabilir.gelen para işçilerin maaşlarını verme noktasında yeterli olmayabilir. Bunu çözmenin yol ve yöntemi gelen parayı herkese eşit olarak dağıtmaktır. Çünkü her şeyden önce bizler ramazan ayını eda ediyoruz. Dolayısı ile buradan yine seslenmek istiyoruz sizlerin aracılığı ile ramazanlarda boy göstereceklerine, ramazan çadırı ve sofraları kuracaklarına önce çalıştırdıkları işçilerinin maaşlarını versinler ikramiyelerini versinler çağrısını sizin aracılığınız ile yapmak istiyorum.
             Ama esas derler bir söz vardır ağaçtan düşenin derdinden yine ağaçtan düşen anlar. Çünkü parasızlığı yaşayan, çocuklarına ekmek götürememenin utancını yaşayan arkadaşlarımız burada salondalar ben esas onlarla konuşmanızı ve onlara soru sormanızı istiyorum
           İşçi Halil Kulaksız -Bolaman Belediyesi: Ben 23 senelik belediye işçisiyim. Bolaman belediyesinde çalışıyordum. Belediyemiz kapatıldı. Kapatılmadan öncede bayağı bir sıkıntılarımız oldu ama böyle bu şekilde bir muhatap bulamamamızın sıkıntısını çok yaşıyoruz. Benim şu anda size yeminle söylüyorum 4 lira para var. Benim üç tane çocuğum var. Çocuğumun en büyüğü üniversitede, küçüğü lisede en küçüğü de ilkokulda okuyor. Yani ben mart ayının otuzundan bu yana inanın çok büyük sıkıntılar çekiyorum. Aslında hepimiz öyle. Ilıca belediyesi, bolaman belediyesi, yalıköy belediyesi aslancami belediyesinden giden işçiler olarak çok büyük sıkıntı çekiyor ve mağdur ediliyoruz.
               İşçi Oktay Duman- Yalıköy Belediyesi: Yalıköy belediyesinden Fatsa belediyesine aktarıldım yasa gereği.önceki arkadaşın dediği gibi önceden kendi belediyemizde mezbahana gelirinden, su gelirinden maaş alamazsak ta ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorduk.gidip sıkıntımızı veya hastamı var dediğimizde içerden alabiliyorduk.belediye bize bu anlamda bir katkı sunabiliyordu. Seçim sonrası Fatsa belediyesine geçtikten sonra eşim kanser tedavisi görüyor Fatsa belediyesine iki ay gitmedim. Ancak sonunda bunaldım ve gittim dedim “bunaldım dedim”.muhasebe müdürünün yanına gittim bayan. Dedim ki eşim tedavi görüyor servis parası yatırmam gerekiyor dedim ve bir miktar para istiyorum dedim. Kadın bana güldü. Niye gülüyorsun dedim. Gülünecek bir durum varsa bende güleyim dedim ben buraya halimi arz etmeye geldim dedim. Bizde para yok şuanda size hiçbir yardım yapamayız dedi. Gerisini düşünün. Ben oradan çıktım geldim.
              İşçi Mehmet Kuru-Ilıca Belediyesi: Bende ılıca belediyesinden Fatsa belediyesine yasanın bize uygun gördüğü şartlarda geçiş yaptık.maaşlarımızda problem oldu. Maaşlarımızın bir an önce verilmesini yetkililerden istiyoruz. Mağduriyetlerimiz var. Bizim de okuyan çocuklarımız var. Bizlerin maaştan başka bir gelirimiz de yok. Bende diğer arkadaşlar gibi seçimden bu yana maaş alamamaktayım. Mübarek ramazandayız oruç tutuyoruz. İsteriz ki herkes ramazanda evine aklına vuranı canı çektiğini alsın götürsün bu durumlar bizleri işçiler olarak üzüyor. Diğer çalışan işçiler maaşlarını alıp evine huzur içinde giderken bizler neden sıkıntı içinde olalım ki? Türkiye’de en ağır işi maden işçilerinden sonra bizler yapıyoruz. Onlar tabi bizden biraz daha ağır şartlarda çalışıyorlar.

           Araya giren bir diğer işçi de “arkadaşlar burada fındık geliri olmayan işçiler var. Benim babamın amcam ile beraber gölbaşı köyünde 1800 metre kare yeri var. Benim hiçbir gelirim yok. Tek gelirim maaşım. İki ton üç ton fındığımız olsa belki o zaman bu seneyi anlatırız diyebiliriz. Ancak bizler sadece devletin bize verdiği maaşla geçinen insanlarız. Bu maaşla üç tane çocuğumu okutmak durumundayım. Ben üç aydan bu yana evime market eksiği götüremedim eksik eksik. Düşünebiliyor musunuz?.eşimden dostumdan para aldım çocuklarıma harçlık verdim.
               İşçi Mehmet Kurt- Ilıca Belediyesi:Su işi ve operatörlük yapan ve 7 yıldır çalışan Mehmet kurt ılıca belediyesinde çalışmaktaydım daha önce, kapatıldığı için Fatsa belediyesine devredildik. Mağduruz. Aylıklarımızı alamıyoruz, vermiyorlar. Kendi çalışanlarına veriyorlar. Bize gelince ayrımcılık yapıyorlar. Bizi torbaya attılar gidiyorsunuz diyerek ve gittiğiniz yerde alırsınız diyorlar. Bizlerde malumunuz bayram geliyor çoluk çocuğumuza illaki bayram hediyesi alacağız inanın çocuğuma söz verdim maaş alamadım diyerek çocuğuma şuan bayram hediyesi alamadım. Mağduruz. Bize verilen sözler yerine getirilmedi. Dedikleri gibi çıkmadılar. Bizler çok vaatler verdiler zamanında ama hiçbirini yerine getirmediler.
              Ilıca'nın bu gün bile bütün su ve diğer sorunlarını ben bilirim. Bunun içinde defalarca içeri dilekçe verdim ki beni ılıcada bırakın ben burada çalışayım dedim ama bir sonuç alamadım. Maaşlarımızı vermemek için bizlere torba yasa ile gittiğiniz için size maaş veremiyoruz diyerek bizleri başlarından atıyorlar. Birde bizleri kandırıyorlar. Torba yasada nereye gittiysen maaşını oradan alacaksın diyerek.
             Son olarak Belediye İş Sendikası Ordu Şube Başkanı şu cümlelerle basın toplantısını bitirdi. Yöndem; işçilerimizi kandırmaya çalıştıkları apaçık ortada. Torba yasa ile giden işçilerin bile maaşlarını mevcut belediyeler vermek zorunda yasa gereği. Çünkü yasa işçilerin sadece kıdem tazminatları hakkını saklı tutmak koşulu ile diğer bütün özlük hakları ve ekonomik hakları tasfiye kurulu tarafından gönderilen belediyelerin ödemesi zorunludur demesine rağmen işçilerimize halen torba yasa ile gittiğiniz yerden ve kurumdan maaşlarınızı alacaksınız demek ayıp ve yasa tanımazlıktır diyerek sözlerini bitirdi. 
Editör: Haber Merkezi