Bağımsız İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında yer alan, "Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu" ifadeleriyle ilgili sorular yöneltti.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında "Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu" yazısı tepkilere neden olmuştu.
Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü ise yazılı açıklama yaparak ifadelerin dijital ortamda düzeltildiğini belirtmişti.
Ertuğrul Günay bu haberlere ilişkin, TBMM Başkanlığı'na verdiği önergede şu ifadelere yer verdi:
"Önceki günlerde, Prof. Hayati Develi adlı bir yazarın, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencileri için hazırlamış olduğu "Türk Dili Edebiyatı/ Osmanlı Türkçesi Grameri 2" ders kitabında, Alevi inancını ve bu inancı taşıyanları rencide edici bir metnin bulunduğu haberleri basında yer almıştır.
Gerçekten adı geçen kitabın 80 ve 81. Sayfalarında yer alan metin şöyledir:
'Kızılbaş-ı bed ayin -hazemü'llahu ila yevmiddin- zamanında namaz kılınmayub'
Bu metin, görüldüğü üzere, bazı çevrelerde 'Kızılbaş' olarak da zikredilen Alevi inanç sahiplerinin kötü tören(bed ayin) yaptıklarını, namaz kılmadıklarını söyleyip, Allah'ın onları küçük düşürmesi bed'duasını da içermektedir.
Yazar, ülkemizin büyük bir yurttaş topluluğunu rencide eden bu ifadeleri alıntı yaparken, kitabında bu alıntıya ilişkin yanlış anlamaları önleyici bir açıklamaya yahut bu alıntıya karşı eleştirel bir görüşe de yer vermemiştir.
Bu nedenle aşağıdaki sorularımın sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim."

İşte Günay'ın önergesinde yer alan sorular:
"1- Büyük bir inanç topluluğunu rencide eden bu ifadeleri -eleştirel bir irdeleme de yapmaksızın- kitabında yayınlayan kişi halen Yunus Emre Enstitüsü Başkanı mıdır?
2- Yunus Emre Vakfı ve Enstitüsü gibi kültür ve tarih özelliklerimizi ve halkımızın barışçı, barıştırıcı, hoşgörülü insanlık anlayışını dünyada tanıtmakla görevli ve yükümlü bir Kurumun başında, bu ayrımcı anlayışları öğrencilere taşımakta sakınca görmeyen bir akademisyenin bulunması doğru mudur?

3- Kitabın editörleri arasında bir Rektörün de bulunuyor olması, toplum olarak on yıllardır acısını çektiğimiz ayrımcı düşüncelerin yakın çevrenizde ve güven gösterdiğiniz kişiler arasında bile aynı duyarsızlıkla süregittiğini göstermekte değil midir?

4- Yunus Emre Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Prof. Onur Bilge Kula'nın, bu ayrımcı düşüncelere kitabında yer vermekte sakınca görmeyen bir kişinin yönetiminde çalışmayı doğru bulmayarak görevinden istifa ettiği doğru mudur?

5- Adı geçen Prof. Develi'nin göreve gelmesinden buyana Yunus Emre Vakfı ve Enstitüsü'ne kaç kişi alınmıştır?  Bu kişilerin göreve alınmasında gözetilen ölçüler ve eğitimleri nedir? Belgelenmiş yabancı dil bilgileri var mıdır, varsa nedir?"Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi