Üreticilere birlik çağrısı!

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi- Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, 19 Eylül Gazeteciler Derneğini ziyaret ederek, fındık hakkında açıklamalarda bulundu.

Fındık üzerinde oynanan oyunlara son verilmesi gerektiğini belirten Aslan,  fındık için harcanan emeklerin boşa gitmemesi gerektiğini belirtti.

Her sene fındık üreticisi emeğinin karşılığını almak üzere maliyetin üzerinde fiyat beklerken aracıların, tüccarların, ihracatçıların fındık rekoltesi üzerinden fiyatın düşük olacağını konuşmaya başladığını belirten Aslan; “Hükümet cenahı da, aracının, ihracatçının bu oyununu devam ettirerek, fındığın maliyeti ve üretici köylünün emeğinin karşılığını almasını umursamaz. Bu sene de böyle olacağa benziyor çünkü Ordu’ya gelen Tarım Bakanı Pakdemirli Karadeniz köylüsünün fındık üretim maliyeti ve fındık fiyatı yerine sadece rekolte açıkladı. Fındık fiyatı içinde bir beklentiniz olmasın onu Cumhurbaşkanı açıklayacak dedi ve gitti. Tarım Bakanı da açıkladığı rekolte ile tıpkı aracı ve ihracatçılar gibi “rekolte çok, fındığı alan yok o nedenle de fiyat beklentiniz olmasın” demiş oldu.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler “fındıkta biz bir numara olduğumuz halde fiyatını, teknik üretimini ve aynı zamanda katma değerli çikolata gibi ürünlere dönüş bize daha çok kazandıracakken bunları ihmal etmişiz” derken senelik 2-2,5 milyar dolar gelir elde edildiğini belirtiyor. Belediye başkanı da bir Ordulu ve Karadenizli olarak fındığın fiyatını üretici köylünün belirleyememesinin yanlış olduğunu söylüyor ama İktidar partisinin eski vekili, bakanı ve şehrin belediye başkanı olarak fındığın fiyatının üretici köylüler tarafından belirlenmesi konusunda hiçbir şey yapmıyor.” Diye onuştu.

Aslan şöyle devam etti: “Herkes fındıktan yıllık 2-2,5 milyar dolar kazandığımız söylüyor ama dünyada her üretilen ürün ya da malın fiyatı artarken biz neden sabitlenmiş şekilde 2-2,5 milyar dolar kazanıyoruz bunu konuşmuyor. 2005 yılında fındık ihracat geliri 2 milyar dolar olurken aradan geçen bunca yılda yine 2 milyar dolar. Tarımda kullanılan mazotun, ilacın, gübrenin fiyatı hem TL hem dolar bazında da artarken aradan geçen 15 yılda ihracat gelirinin hep 2 milyar dolar da kalmasının sebebini ne Karadeniz bölgesi milletvekilleri ne de tarım bakanı ve Cumhurbaşkanı açıklamıyorlar.”

“Fiyat üreticiler tarafından belirlenmeli”

Gıda İş olarak siyasi iktidara seslenen Aslan, fındık rekoltesi üzerinden üretici köylünün fındığının fiyatının baskılanmasına son verilmesi gerektiğini belirterek; “ Dünya üretimin % 70’ini ürettiğimiz ve aslında tek belirleyici olduğumuz fındığın fiyatının aracını ve ihracatçının insafına bırakılamaz. İhracat geliri fındığın fiyatıyla doğrudan orantılıdır. O nedenle de fındığın fiyatı uluslararası tekeller ve yerli işbirlikçileri tarafından değil fındık üreticileri tarafından belirlenmelidir. Fındık fiyatı maliyet + % 25 kar + %25 insanca yaşam payı üzerinden hesaplanmalı en az 28,5 TL olarak belirlenmelidir. TMO bu göstergeler üzerinden randevu adı altında kota ve kontenjan uygulamadan fındık getiren her fındık üreticisinin fındığını almalıdır. Gıda İş olarak fındık üreticilerine çağrımız. Dur bakalım ne olacak diyerek fındığa ve emeğimize sahip çıkamayız. O nedenle fındığımıza ve emeğimize sahip çıkmak için birleşelim. İşverenler örgütlü sendikaları var, ihracatçılar örgütlü birlikleri var bizde örgütlü olalım. Fındığımıza emeğimizin karşılığını almak istiyorsak bizde “fındığım 28,5 TL” demeliyiz. O nedenle de bugünden tezi yok dolmuşta otobüste, ilçede köyde ve şehirde, kahvede çay ocağında, durakta meydanda, düğünde taziyede fındığım 28,5 TL diyerek ve en önemlisi de fındığı hemen pazara indirmeyerek birlik ruhumuzu herkese gösterelim.” dedi. Haber Merkezi


Editör: Haber Merkezi