Tahıl Pazarı Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında fener kullanan üreticiler “Gündüz gözüyle fenerle hükümeti ve TMO’yu arıyoruz.” dövizleri ile tepki gösterdiler.
Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra yaptığı açıklamada, “Yıllardır oyalanmaktan bıktık, verilen sözlerin unutulmasını kabul etmiyoruz. Kış, yaz; soğuk, sıcak demedik; yağmurun, güneşin altında çalıştık. Emek verdik. Ürünümüzü pazara hazır hale getirdik. Kimimiz çaresizlikten dolayı ürününü pazara indirdi. Yazıklar olsun ki, bu durumdan utanmayan, yüreği sızlamayan yöneticilerimiz var. Her yıl mağdur edildik ama bu yılki gibisi olmadı. TL değer kaybediyor. Ülke tarımı tamamen tarım ve gıda tekellerinin eline geçmiş. Tohumda da dışa bağımlı hale getirildik. Bırakın onu, bunu; samanı, buğdayı bile dışarıdan alıyoruz döviz ödeyerek. Zamlar peş peşe gelmeye başladı. Ürünümüzün değerini alamadığımız yetmiyor gibi zamlarla yoksullaşmamız hızlandırıldı. Emeğimiz, ürünümüz üzerinden sömürü çarkında kanımızı son damlasına kadar içmek istiyorlar.” diyerek tepkilerini dile getirdi.

“Hükümeti ve TMO’yu arıyoruz, gören var mı?”

Basın açıklamasında ünlü filozof Diyojen benzetmesi yapan Sağra, “M.Ö. 412 Sinop doğumlu olan ve ailesiyle Atina’ya göç eden Diyojen olduk. Elimizde fener, lamba gündüz gözüyle sokaklarda fındık üreticileri olarak hükümeti ve TMO’yu arıyoruz. Gören varsa söylesin.  Fındık üreticileri isyanda; haykırışımız mutlaka duyuluyor ama pişkinliğe verip duymazlıktan gelenler var. Duymayan kulaklara duyuracağız, görmeyen gözlere göstereceğiz.” dedi.

“Artık yeter!”
Ankara yürüyüşüne başlayacaklarını belirten Sağra, “Bıçak kemiği delip geçiyor. Bir gecede Halk Bankası’ndan dövizler kapış kapış ucuza birilerinin cebine gönderildi. Hiç kimse sorumluluğu üstlenmiyor. Teknik hata deyip geçiştiriyorlar. Bu teknik hatalar hiç işçiler, üretici köylüler için olmuyor nedense.  Sabrımız kalmadı. Üretici köylü şov değil, emeği ve ürünü için mücadele istiyor. Bu nedenle Tüm Üretici Köylü Sendikası olarak muhatabımız Bakanlıkla görüşmeye karar verdik. Pazartesi günü saat 12.30’da Tahıl Pazarı’nda yani buradan Ankara yürüyüşünü başlatacağız. Fındık mitingleri yapıldı, bugünden sonra mitingin anlamı da kalmadı. Yapılmayan üretici köylünün Ankara yürüyüşü kalmıştı, onu da biz başlatıyoruz. Yürüyüşe katılmak isteyen arkadaşlar isimlerini bize yazdırabilirler. İl ve ilçeleri yürüyerek, diğer bölümler araçlarla devam edeceğiz. Amacımız Ankara’ya bir an önce ulaşmak taleplerimizi oradan haykırmak. Sorunların çözümü kolay ama işi yokuşa sürenlere karşı da yapabileceklerimiz var. Oturup bekledikçe daha fazla zarar görüyoruz. Sendikaları, partileri, dernekleri, odaları haklı davamızda yanımızda görmek istiyoruz. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’ anlayışıyla hareket etmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Üreticiye seslendi
Fındık üreticilerin çaresiz kaldıklarını da belirten Zekai Sağra, ”Rekolte çok düşük. Fındığımızı satmamaya, emanete vermemeye çalışalım. Ne kadar direnirsek kazanımımız da o kadar fazla olur. Fındık için emanet sorununu çözmek de devletin görevi ama politikasını tarım ve gıda tekellerinin çıkarına göre planlayanlardan üretici lehine gönüllü olarak adım atmasını beklemeyelim. Bu adımı biz ürünümüze emeğimize sahip çıkarak attırabiliriz. Buradan emeğimize, ürünüme göz koyanları, onlara olanak tanıyanları bir kez daha şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Taleplerimiz açık”

Son olarak yürüyüş nedenlerini ve talepleri sıralayan Sağra şunları söyledi: “Bizim kendimizden başka güveneceğimiz yok. Bir de bizim gibi emeğiyle geçimini sağlayan işçiler, emekliler, küçük esnaflar var. Kenetlenmeliyiz,  birlikte hareket etmeliyiz. Yürüyeceğiz çünkü ülke tarımının yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Yürüyeceğiz çünkü emeğimiz, ürünümüze sahip çıkacağız. Yürüyeceğiz çünkü devletin 18 TL’den fındık almasını istiyoruz. Yürüyeceğiz çünkü üreticilerin haklarını koruyan yeni bir tarım yasası istiyoruz. Yürüyeceğiz çünkü zamları, hayat pahalılığını, krizin yükünü kabul etmiyoruz. Yürüyeceğiz çünkü emeğimize, ürünümüze, geleceğimize sahip çıkıyoruz.” Ordu Yorum/Yasemin Kuzu
Editör: Haber Merkezi