Bir dizi ziyaretler gerçekleştirmek üzere Ordu’ya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu, sendika, meslek odaları temsilcileri ve muhtarlar ile bir araya geldi.

24 Haziran seçimleri için Kılıçdaroğlu, seçmenin iyi düşünmesi ve diğer seçimlere kıyasla daha dikkatli karar verilmesi gerektiğini ifade ederek “Size şunu ya da bunu yapın demeyeceğim. Ama Türkiye’nin gerçeklerini Ticaret Odası’nın çatısı altında dillendirmek benim görevimdir. Bu ülkenin geleceğinden de sadece ben değil hepimiz sorumluyuz. Ayın 24’ünde sandığa gidiyoruz, bu ülkenin geleceği için oylarımızı kullanacağız. Ben sizden oyunuzu şöyle ya da böyle kullanın şeklinde özel bir ricada bulunmayacağım. Bulunabileceğim tek ricam şudur: Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Çünkü bu seçimler bildiğimiz klasik formatta bir siyasi parti seçimi olmanın çok ötesinde bir seçimdir.” dedi.

 

Türkiye’de tarımın, yok olma tehlikesi yaşadığını söyleyen Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Hepimiz soruyoruz, ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ diye. Toplantımıza katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de bu soruları soruyorlar. Ticaret ve Sanayi Odasının yöneticileri bu soruları soruyorlar. Muhtar arkadaşlarımız da bu soruları soruyorlar. Kahvede oturan vatandaşımız da bu soruları soruyor. Ben size 10 yıl önce gelip, 'arkadaşlar yakın bir zamanda Türkiye saman ithal edecek' deseydim, herhalde 'Bu genel başkan kafayı yemiş, saman mı ithal edilir?' derdiniz. Ama saman ithal ediyoruz, bugün geldiğimiz nokta budur. Ben size şimdi bir şey daha söylüyorum; yakın bir zamanda fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik bir sektördür. Yani beslenmek zorundayız. Türkiye kendi kendine yeten ülkelerden biriydi. Ne oldu da Türkiye bugün buğday, arpa, yulaf, et, fasulye, mercimek, canlı hayvan ithal eder hale geldi. Türkiye'nin tarımı üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Bu oyunu egemen güçler oynuyor. Diyorlar ki; 'Türkiye tarımdan çıksın. Ne gerek var Türkiye tarımla uğraşıyor. Başka işlerle uğraşsın.' Egemen güçlerde 81 milyonu kim doyuracak, bunun kavgası veriliyor. Biz kendi kendimizi doyuramadığımıza göre birileri bizi doyuracak. Bu kavga veriliyor.” şeklinde konuştu.

 

“Artık uyanmalıyız”


Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarım ve fındık sektörüne yönelik yaklaşımlarını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Arabanız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Ayakkabınız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Buzdolabınız olmayabilir ama yemek yemek zorundasınız. Yani beslenmek zorundayız. O nedenle tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik sektördür. Türkiye’de tarım tasfiye ediliyor. Tarımda önemli kuruluşlar devre dışı bırakıldı. Fiskobirlik, Çaykur, TMO güçsüz duruma düşürüldü. Neden? Bu düzen bu devran böyle devam ederse, yakında bütün fındık üreticileri kendi bahçelerinde işçi konumuna gelecektir. Eğer gerçekten 'Böyle olabilir' diyorsanız tavrınızı değiştireceksiniz. Fındık konusunda şunu söyleyebilirim; En tutarlı politikaları güden, en çok dillendiren, en sağlıklı çözümü üreten tek bir parti var, o partinin adı CHP'dir. Bize oy verirsiniz vermesiniz o ayrı bir şey. Ama sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyup oy verin. Fındık için miting yapan, yürüyüş yapan, parlamentoda dillendiren biz. Mademki çözüm önerileri getiren biziz, mademki yürüyüşünü yapan biziz, artık sizler de elinizi vicdanınıza koyup, bir tercihte bulunun. Artık uyanmalıyız, gerçekleri görmeliyiz.” diyerek CHP’nin, fındığa en çok sahip çıkan partilerin başında geldiğinin altını çizdi.

 

İnsan Kaynakları Bakanlığı kurulacak


Organize sanayi bölgeleri için teknoloji liselerinin kurulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracaklarını belirterek şöyle devam etti: “Her organize sanayi bölgesinde yatılı teknoloji liseleri kuracağız. Hangi bölgeye gidersem gideyim ilk söylenen söz şu oluyor; 'Nitelikli eleman bulamıyoruz'. Nasıl sağlayacağız? Kesinlikle teknoloji liseleri kurarak. Alanı herkese, düşünen insanlara açacağız. Bu aynı zamanda iş garantili eğitim demek. İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracağız, ömür boyu eğitim olacak. Türkiye'nin büyük değişim ve dönüşüme ihtiyacı var. Dünyayı iyi okumaya ihtiyacı var. Fındık konusunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Elimizde bir altın var, elimizde fındık altın aslında. Bütün dünyaya satıyoruz. Herkesin bizden yalvarıp fındık almasını beklerken fiyatı onlar belirliyorlar. Esnaf Bakanlığı kuracağız, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde esnaf vardır. Ama var olan siyasal iktidar esnafı tamamen gözden çıkarmıştır. Zincir mağazalar var artık. 7 bin zincir mağaza ile hangi esnaf rekabet edebilir. Ordu'da, Trabzon'daki esnaf ne olacak, bunları düşünen var mı? Dünyanın bütün ülkelerinde esnaf vardır ve devlet esnafı korur. Ayın 24'ünde sandığa gideceğiz. Elinizi vicdanınıza koyarak gidin, oy kullanın. Bir uyanmaya ihtiyacı var Türkiye'nin. Kendi tercihlerimizle demokrasiyi getirmiş olacağız. Siyasi rakibimize 15 milletvekili verdik. İYİ Parti bizim siyasi rakibimiz. Demokrasiye kurulan kumpası bozduk. Hiçbir emekli aylığı bin 500 liranın altında olmamalı. Türkiye ekonomisi tefecilere teslim edilmiş durumda. Tefeciler ekonomik kararları büyük ölçüde alıyorlar. 151 milyar dolar faizi kim ödedi? Hepimiz ödedik. Kime ödedik? Londra'daki bir avuç tefeciye ödedik. Dolar yerinde duruyor. Kaybeden lira. Bu gerçeği de görmemiz lazım. Bir de içeriye ödenen faiz var. Bu tablo hayırlı bir tablo değildir. Osmanlı'nın batışını kimse unutmasın. Borçlanan Osmanlı'nın talimat aldığını kimse unutmasın. Borç alan emir alır. Bir yıl içinde 240 milyar dolar borç ödenecek. Nereden bulacaklar? Bu kafayla bulunmaz.”

 

“Bu paralar nereye harcandı?”


Türkiye'deki en önemli eksikliğin namuslu siyaset olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Namuslu siyasetten düşündüğüm şudur; Halkı düşünen siyaset, siyaset cebi doldurma değil. Bir adam siyasete girip zenginleşiyorsa kul hakkı yemiştir. Siyasette zenginleşme mümkün değil. Emekli, sanayici, esnaf ve sanatçı hükümetten memnun değil. Bütün bunlar alın teri dökerek para kazanmak isteyenler. Hepsi üretici ama bir sınıf var, hiç çalışmaz o sınıfın adı rantiye sınıfı. İktidar 16 yıldır rantiye sınıfına hizmet ediyor. 1923-2002 yılları arasında gelen bütün hükümetlerin harcadığı 713 milyar dolar. Son 14 yılda yani AK Parti hükümetlerinde ise 2 trilyon 94 milyar dolar. Nereye harcadılar bu parayı? Ben merak ediyorum, vatandaş olarak siz de merak edin.” ifadelerini kullandı.

Konuşma sonrası basına kapalı bölümde katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ardından Gürsoy Fındık fabrikası, Kumbaşı balıkçı barınağı, Ziraat Odası ile Türkiye Harp Malülü Gaziler-Şehit Dul ve Yetimler Derneği Ordu Şubesine ziyarette bulunarak vatandaşların sorun ve taleplerini dinledi.
Ordu Yorum/Yasemin Kuzu

Editör: Haber Merkezi