TZOB Yönetim Kurulu Üyesi,  Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan, Karadeniz'deki ziraat odalarının başkanları, yöneticileri ve çiftçilerin katılımıyla Altınordu Ziraat Odası Meclis Salonu'nda gündeme ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi. 

 

Fındığın Karadeniz Bölgesi’nde yüzbinlerce kişinin ve ailenin en önemli geçim kaynağı olduğuna değinen Soydan, bu kadar değerli ürünü üreten fındık üreticisinin zor durumda olduğunu söyledi.  

 

“Oyunlar tekrar ediliyor”

 

Fındıkta hasadın yaklaştığı şu günlerde oyunların ve spekülasyonların tekrar edildiğini vurgulayan Soydan; “Hasattan çok önce daha ortada bir şey yokken,  hiçbir bilimsel temele dayanmayan rekolte tahminleri yapılmış, olmayan fındığın fiyatı aylar öncesinden spekülasyonla belirlenmeye çalışılmıştır. Üstelik, bütün tarafların anlaşmasıyla rekolte tahmini yapma ve açıklama görevi sadece Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olması kararlaştırılmışken. Şimdi sormak lazım, İhracatçı Birlikleri, ABD’deki Uluslararası Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi’nin (INC) toplantısında, neye dayanarak ülkemizin fındık rekolte tahminini 775 bin ve 40 bin tonluk stokla 815 bin ton olarak açıklamıştır.

Çiftçinin emeğinin karşılığında gözü olanların amacı da hedefi de bellidir.  Oynanan oyun apaçık ortadadır.  Hedeflerinde Ziraat Odaları vardır. Bunların bütün derdi, Ziraat Odalarını ortadan kaldırıp piyasada istedikleri gibi,tek başına at koşturmaktır.  Fındıkta özellikle ilk dönemlerde, ürün üreticinin elindeyken oluşan fiyat çok önemlidir. Bizim tek derdimiz üreticimizin emeğinin karşılığını almasıdır.  İşte burada Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) büyük önem taşıyor. Çünkü ne yazık ki ülkemizde serbest piyasa düzeni, fındıkta işlememektedir. Bunun sebebi, piyasada çok sayıda küçük fındık üreticisi bulunmasına karşın bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda az alıcı olmasıdır. Tüccarlar ve ihracatçılar, çiftçinin aleyhine çalışmamalıdır. Uzun vadeli çıkarlarını düşünmeli, paydaş olduklarını unutmamalıdırlar. Bugün çiftçinin yanında olurlarsa, yarın da çiftçi onların yanında olur.” dedi.

 

“Fiyatlarla kim oynuyor”

 

Fındık piyasası üzerinde her türlü baskı ve oyunun oynandığını belirten Soydan; “Şimdi sormak lazım; 10 gün önce 18-20 lira olan fındık fiyatları, ortada yeni mahsul fındık çıkmamışken, bir anda neden 12-13 lira seviyelerine düştü. Fiyatlarla kim oynuyor? Bunu da ilgili kurumların araştırması gerekir. Üreticinin emeği üzerinde oynanan kirli oyun açığa çıkarılmalıdır. Biz bu oyunun farkındayız.  Bu oyunu oynayanların hedefi,  hasada yaklaştığımız şu günlerde piyasadaki fiyatları düşük gösterip Ofis’in düşük fiyatla piyasaya girmesini sağlamaktır. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Biz bu oyuna rıza göstermeyiz. TMO da bu oyuna gelmemelidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar ve Ziraat Odaları bu yapıyla mücadelede kararlıdır.” diye konuştu.

 

“TMO suni fiyata göre karar vermemeli”

 

Şu anda üreticinin elinde fındık olmadığını söyleyen Soydan, TMO’nun fındık alım fiyatını belirlerken bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.

Soydan; şöyle devam etti: “TMO Kimin kime ne fiyat verdiğini dikkate almalıdır. Ofis, üreticide fındığın olmadığı bu dönemde oluşan suni fiyata göre karar vermemelidir. Yeni mahsul fındık pazara indiğinde eğer TMO piyasaya girmezse fiyat çok fazla düşer.  Ofis, geçmiş yıllarda da sergilen bu kirli oyuna kanmadığını açıkladığı fiyatlarla göstermiştir. Bu yıl da üreticimiz böyle bir beklenti içindedir. Sözde serbest piyasa düzeninde özde çok sayıda satıcı, az sayıda alıcının olduğu tekelci yapıda kaybeden her zaman üreticidir. Ülkemiz fındık piyasasında gerçekte tekelci bir piyasa vardır. Bu ortamda düşük fiyatlarla üreticiyi sömürmelerinin önüne geçebilecek, üretici aleyhine işleyen bu haksız yapıyı, kıracak tek güç TMO’dur. Çünkü fındık üreticimiz, alıcılar karşısında ekonomik açıdan örgütlü ve güçlü değildir. Üreticinin bu piyasa şartlarından korunması gerekmektedir. Üreticiyi bu yapıda koruyacak tek kuruluş TMO’dur. Piyasadaki tekelci yaklaşımın kırılmasının, piyasadaki istikrarın sağlanmasının başka yolu yoktur. Fındık stratejisinin oluşturulduğu 2009 yılından sonra TMO’nun alım yaparak devreye girdiği her yıl, fındık piyasası ve fındık fiyatları,  spekülasyondan uzak, tekelci yaklaşıma müdahale fırsatı vermeyecek şekilde oluşmuştur. Bundan ihracat fiyatlarındaki artışla birlikte ülkemiz de kazançlı çıkmıştır. Bu nedenle bu yıl da üreticiyi bahçede tutacak ve üretimi devam ettirecek açıklamayı, TMO gecikmeden yapmalıdır. Üreticinin temsilcisi olarak tüm açıklamalarımızda, TMO’nun bu yıl ve sonraki yıllarda da alım yaparak piyasada olması gerektiğini söyledik. Yüzbinlerce fındık üreticisinin umudu da güvencesi de TMO’dur.”

 

“Girdi kalemlerindeki artış göz önüne alınmalı”

 

Fındık fiyatı belirlenirken girdi fiyatlarındaki artışın dikkate alınması gerektiğini ifade eden Soydan; “Son bir yıllık (2018 Haziran-2019 Haziran)dönemde; Gübrelerden, DAP yüzde 60,3,  ÜRE yüzde 55,6, CAN yüzde 55,7 artmıştır. Yine bu dönemde, tarım ilaçlarında yüzde 100 ile yüzde 200, fındığın en önemli girdi kalemi olan işçilik maliyetlerinde yüzde 55 ile 70 arasında artmış yaşanmıştır. TMO, bu yıl alım fiyatını belirlerken, geçen yılki fiyatın üzerine, son bir yıllık dönemde girdi kalemlerinde görülen artışları göz önünde tutmayı ihmal etmemelidir. Ofis, hızlı şekilde alımlara girmeli, ihtiyaç olan yerlerde geçici alım merkezleri oluşturmalıdır. 400 bin fındık üreticisi ailemizin, beklentisi de umudu da bu yöndedir.” dedi.

 

TMO’ya ihracat yetkisi isteği!

 

Soyadan şöyle devam etti: “Bizler TMO’ya sadece alım yetkisi değil, ihracat yetkisinin de verilmesini istiyoruz. Ancak bu şekilde hem üreticimiz hem de ülkemiz kazanacaktır. 2009 yılında 150 lirayla başlayan,  2013 yılında 160 liraya, 2014 yılında 170 liraya çıkarılan alan bazlı destek, çiftçimizin bahçede kalması ve üretime devam etmesi açısından çok önemlidir. Alan bazlı destek üretici için can simidi durumundadır.  Bilindiği gibi 2009-2010 ve 2011 yılları için getirilen alan bazlı destek, 2011 yılında sona ermişti.  Bu desteğin devamı için uzun süre mücadele verildi. Başından itibaren bu mücadeleyi sürdüren, her platformda çiftçinin haklarını savunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2012 yılında TZOB Yönetim Kurulu ile birlikte ziyaret ettiği dönemin Hazine’den sorumlu Başbakan Yardımcısını ikna ederek, bu desteğin devam etmesini ve  her yıl 800-850 milyon liralık bir desteğin fındık üreticisinin cebine girmesini sağladı. 5 yıldır değişmeyen bu destek, günün şartlarına göre belirlenmeli, artarak devam etmelidir.” Ordu Yorum/Neşe Çakar Erkin

 

 

Editör: Haber Merkezi