HALKIN POLİSİ CEVAT YURDAKUL
Eğitim-İş Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala, 1979 yılında Adana Emniyet Müdürü iken öldürülen Ordulu Cevat Yurdakul’un 34. Ölüm yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamasında, Cevat Yurdakul’un kurban gittiği cinayetin asıl faillerinin derin devlet olduğunu belirten Hikmet Pala, 1980 öncesi Nato-Gladio uzantılarının kirli senaryolarına da dikkati çekti:
“28 Eylül Cumartesi günü, bizlere halkının yanında olmayı seçtikleri için derin devlet denen NATO-Gladyo uzantısı taşeron karanlığın katlettiği birçok aydın, yazar, gazeteci, akademisyenin yanında Ordulu hemşerimiz Cevat Yurdakul’u hatırlatıyor. 1980 öncesi ülkemizde yükselen demokratikleşme ve özgürlük taleplerini kirli bir tezgâhla önlemek isteyen güçler, Adana’da göreve başladıktan hemen sonra faili meçhul cinayetleri aydınlatarak birçok eli silahlı sağ ve sol görüşlü örgüt militanını yakalayan Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u 28 Eylül 1979 sabahı evinin hemen yakınında arabasının içerisinde kurşunlayarak katlettiler. Çünkü o, ABD uşağı taşeronların tezgâhlarına çomak sokmuştu. Çünkü o, stokçulara baskın yaparak halkın en temel maddesi olan margarin ve yağ depolarını açığa çıkartmıştı.”
O Halkın Polisi Olmayı Seçti
1942 yılında Ulubey Durak Köyünde doğan ve 1965 yılında komiser yardımcısı olarak başladığı görevinde 35 gibi çok genç bir yaşta Hatay İl Emniyet Müdürlüğüne yükselen Cevat Yurdakul’un egemen güçlerin değil halkın polisi olmayı seçtiğini vurgulayan Hikmet Pala:  “O, hayatı boyunca kendini halkına ve ülkesine daha iyi hizmet etmek için geliştiren, yurtdışına eğitime giden, yüksek lisans yapan, Fransız Filolojisi okuyan çalışkan bir emniyet mensubuydu. Egemen güçlerin polisi değil Halkın Polisi olmayı seçmişti” dedi.
Coplanan ve Kurşunlanan Üniversiteli Gençlerin Yanındaydı
Cevat Yurdakul’un bir polis olmasına rağmen toplumsal olaylarda coplanan ve kurşunlanan gençlerin acısını yaşadığını ifade eden Pala, onun şu sözlerini hatırlattı;
 “Milletimle ve devletimle beraber yaşıyorum. Bazen üniversiteli akıllı gençlerle beraber yürüyorum. Hürriyet Meydanı’ndan Taksim’e, Kızılay’dan Ulus’a doğru. Onlara vurulan copların acısını bir polis olarak ben hissediyorum. Benim başıma vuruyorlar sanki. Saplanan kurşunlar benim kalbimde sanki” OrduYorum

Eğitim-İş Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala, 1979 yılında Adana Emniyet Müdürü iken öldürülen Ordulu Cevat Yurdakul’un 34. Ölüm yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamasında, Cevat Yurdakul’un kurban gittiği cinayetin asıl faillerinin derin devlet olduğunu belirten Hikmet Pala, 1980 öncesi Nato-Gladio uzantılarının kirli senaryolarına da dikkati çekti:“28 Eylül Cumartesi günü, bizlere halkının yanında olmayı seçtikleri için derin devlet denen NATO-Gladyo uzantısı taşeron karanlığın katlettiği birçok aydın, yazar, gazeteci, akademisyenin yanında Ordulu hemşerimiz Cevat Yurdakul’u hatırlatıyor. 1980 öncesi ülkemizde yükselen demokratikleşme ve özgürlük taleplerini kirli bir tezgâhla önlemek isteyen güçler, Adana’da göreve başladıktan hemen sonra faili meçhul cinayetleri aydınlatarak birçok eli silahlı sağ ve sol görüşlü örgüt militanını yakalayan Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u 28 Eylül 1979 sabahı evinin hemen yakınında arabasının içerisinde kurşunlayarak katlettiler. Çünkü o, ABD uşağı taşeronların tezgâhlarına çomak sokmuştu. Çünkü o, stokçulara baskın yaparak halkın en temel maddesi olan margarin ve yağ depolarını açığa çıkartmıştı.”

O Halkın Polisi Olmayı Seçti

1942 yılında Ulubey Durak Köyünde doğan ve 1965 yılında komiser yardımcısı olarak başladığı görevinde 35 gibi çok genç bir yaşta Hatay İl Emniyet Müdürlüğüne yükselen Cevat Yurdakul’un egemen güçlerin değil halkın polisi olmayı seçtiğini vurgulayan Hikmet Pala:  “O, hayatı boyunca kendini halkına ve ülkesine daha iyi hizmet etmek için geliştiren, yurtdışına eğitime giden, yüksek lisans yapan, Fransız Filolojisi okuyan çalışkan bir emniyet mensubuydu. Egemen güçlerin polisi değil Halkın Polisi olmayı seçmişti” dedi.

Coplanan ve Kurşunlanan Üniversiteli Gençlerin YanındaydıCevat Yurdakul’un bir polis olmasına rağmen toplumsal olaylarda coplanan ve kurşunlanan gençlerin acısını yaşadığını ifade eden Pala, onun şu sözlerini hatırlattı; “Milletimle ve devletimle beraber yaşıyorum. Bazen üniversiteli akıllı gençlerle beraber yürüyorum. Hürriyet Meydanı’ndan Taksim’e, Kızılay’dan Ulus’a doğru. Onlara vurulan copların acısını bir polis olarak ben hissediyorum. Benim başıma vuruyorlar sanki. Saplanan kurşunlar benim kalbimde sanki” OrduYorum

Editör: Haber Merkezi