"Parlamentoya halk oyuyla girmiş ve şuana kadarda bütün bu provokasyonlara karşı oldukça dikkatli bir siyaset dili kullanan insanların Meclis'ten çıkarılmasını istemek biz yeniden dağ günlerine dönelim anlamını taşır." diyen Günay, "Bu çok yanlış bir söylem ve buna muhalefet partilerinden bir tanesi eşit sayıda milletvekili çıkarmanın verdiği eziklik duygusuyla birinci günden beri çok sert bir dille yok sayıyor ve taraf oluyor ama iktidar içinden de bunu destekleyen bir söylemin buna ortak olması bence son derece vahim. Taç giyen baş akıllı olur diye bir söz vardı tarihte tamamen tersine döndü. İktidarın daha suhuletle daha soğukkanlı olması gerekirken yangına körükle gidiyorlar." diye konuştu.

 “Başkanlık umudu yok oldu”

Başka bir gazetecinin, "Koalisyon görüşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hükümet kurulacağına inanıyor musunuz?" sorusuna Günay, "7 Haziran'a giderken Erdoğan'ın anayasa değişikliği ile başkanlık planladığını hepimiz biliyorduk. Seçim sonuçları onu ortaya çıkarmadı. O umut yok oldu. Küllenmedi, bence yok oldu.Türkiye bir anaya değişikliği ile başkanlık sistemine gitmeyecek. Ama şimdi şuraya indirdi çıtayı. Tek başına iktidar imkanı varsa onu deneyecek tek başına iktidar çıkarsa da fiili başkanlık yapacak. Kazara yeni bir seçimle 280 yakalarsa onu bir miktar transferlerle 300'e bağladığı zaman fiili başkanlık yapacak. Bugün profili aşağı indirmiş gözüküyor, çünkü yeni krizin müsebbibi gözükmek istemiyor. Ama yeni krizin başbakandan değil nereden kaynaklandığını aklı olan herkes görüyor. Koalisyon görüşmelerini ciddiye almıyorum. Koalisyon görüşmeleri ciddi olsa başbakan her görüşmede bulunamaz ama bir parti üst düzey yöneticisini bakan olsun ya da olmasın üst düzey yöneticisini görevlendirir. Fakat MHP ve CHP'ye iki koalisyon ortağı adayına milletvekili olmayan ve hükümet kurulmadığı sürece bakanlık görevinde kalacak olan iki bakan görevlendirildi. Bu arkadaşların derdi acele hükümet kurulsun değil, hükümet kurulmadığı müddetçe onlar bakanlık koltuğunda oturacaklar. Yani ben CHP'nin yerinde olsam böyle bir muhatap kabul etmezdim. Ben CHP'nin yerinde olsam bir genel başkan yardımcısı milletvekili, milletvekili sıfatıyla bir bakan derdim. Hükümet kurulmadığı sürece görevinde. Müstafi ve muvakkat bir bakanla milletvekili olmayan bir bakanla bir koalisyon partisi ciddi adayı ile oturup müzakere eder mi?."

“Demokratik ortam içinde konuşulsun'

Başka bir gazetecinin, "HDP ile alakalı olarak Devlet Bahçeli kapatılması gerektiğini dile getirdi? Neler söylersiniz?" sorusuna Günay, "Yıllardır talebimiz bu konular dağda silahla çatışma ile tartışılmasın parlamentoda demokratik ortam içinde konuşulsun, ne yapacaksak ne çözüm arayacaksak orada arayalım idi. Bence bu seçimlerde HDP lider kadrosu ile konjonktürü çok iyi kullandı ve barajı geçmenin ötesinde barajı rahat geçme durumunda bir sonuçla parlamentoya girdi. Bu arkadaşlar iktidarın inanılmaz güç kullandığı bir seçimde doğrudan doğruya halkın oyuyla kendilerine inananların oyuyla parlamentoya geldiler. Onların parlamentoda bulunması bence demokrasi için bir umuttur. Sonuçtur, çözümdür demiyorum. Ama bir umuttur. Bunu yok etmemek lazım. Benzer bir serüven 90'yı yıllarda yaşandı. SHP bir bedel ödedi ve DEP'le. İttifak yaptı 10-15 kişi Meclise girdi. Sonra yine koalisyon döneminde SHP-DYP koalisyonu döneminde Çiller onları bir operasyonla Meclisten çıkardı. Meclis buna boyun eğdi. Sonra parlamento dışına siyaset dışına bu arkadaşlar itilmiş oldu aradan geçen 10 küsur yıl bunun bedelini ödedik. Şimdi ilk defa parlamentoda bir ciddi muhatap var karşınızda. Muhatabında bir karizması oluşmaya başladı. Bundan önce parlamentoda bir takım temsilciler vardı ama bir takım başka güç merkezini gölgeleyen bir karizmaları yoktu. O karizmayı köreltmek değil de o karizmanın toplumda gelişmesine imkan vermek belki başka bazı karanlık güç merkezlerini devre dışına bırakacaktır. İmralı'yı Kandil'i gölgeleyecektir. Siz parlamentodaki muhatabınızla bu işleri konuşarak belki gönüllü yurttaşlık temelinde Türkiye'nin bütünlüğü temelinde, Türkiyelileşme temelinde bir çözüm bulacaksınız. Onları parlamento dışına itmeye kalkmak Türkiye'de yıllardan bu yana bu terörün bir lobisi olduğu ve her iki tarafta bir takım insanların buradan nemalandığı iddiası vardı. Bunların tekrar su yüzüne çıktığı bir kaygıyı ben de yaratıyor.” OrduYorum

 

 

Editör: Haber Merkezi