OrduYorum / Hasan Özata / Özel Röportaj

Öncelikle bu röportajın Sözcü Gazetesi için yapıldığını, ancak daha sonra nedenini bilmediğimiz bir durumdan dolayı yayınlanmadığını siz okurlarımızla paylaşalım istedim. Bu röportajın Sözcü Gazetesi adına yapılma fikri ve yapılması noktasında emeği geçen gazeteci Ayşen Türkmen’e teşekkür ediyorum. Eski Ordu Emniyet Müdürü Hakan Kırmacı görevden alındıktan sonra sessizliğini bozdu. 17 Aralık operasyonundan sonra merkeze çekilen ve ardından emekli olan Kırmacı’nın bu röportajı çok ses getirecek.

H.Ö-1- En çok merak ettiğim konudan başlamak istiyorum. 17 Aralık operasyonlarının hemen ardından emniyet teşkilatında görevden alınmalar başladı. Siz de hemen bu sürecin ardından merkeze alındınız... Görevden alınmanızla bu operasyonların bir ilgisi, bir bağlantısı var mı? 

H.K-Şüphesiz var. Bu görevden almalardan maksat: "Aman operasyon yapmasınlar, varsa operasyon dosyası, durduralım, engelleyelim" di.

Görevden almaları gördükçe, "arkadaşlarımdan beni niye ayırıyorlar? Ne kusurum var acaba" diye huzursuzdum.

Yanıltmayayım, neredeyse bu kadronun atadığı tüm il emniyet müdürlerini, yine bu kadro görevden aldı. Mesela: benim kararnamemde sadece içişleri bakanımız farklıydı. Osman Güneş - Efkan Ala. 

Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin istihdamına yapılan keyfî veya hırçın müdahaleler 17 Aralık'ta başlamadı ki! Defaetle listeler hazırlandı, değişik Saiklerle vazgeçildi, sayılar azaldı ve zamana yaydılar. 17 Aralık'taki yollar, zirveye çıktığı görülünce, kararnameler sürecindeki isimlere ve kapsamlara nazlarda, ısrar edil(e)medi.

İl Müdürlerinin neredeyse tamamı görevden alındığında, paralel yapı mensubu olduğumuza dair haber de yapıldı. Halkımıza denilmek istendi ki: bu görevden alınan var ya işte onlar, FG Cemaati mensubu, o nedenle görevden aldık. 

Görevden aldığınız il emniyet müdürlerinin hangisi mensup ki?! Hangisi bu mensubiyetle hareket etmiş ki? Bir tane delil gösterin! Bakınız şu konuda, hukukun/bilimin dediğini değil de, FG' in atadığı İl İmamının dediğini yapmıştır, deyiniz. 

Kamu kaynakları emrinde, Kurumları emrinde. Bugüne kadar bununla ilgili adli bir işlem var mı? Yok. Bundan sonrasında olmayacağını iddia edemem, çünkü imalat çalışmaları devam ediyor.

Ben, paralel olmadığıma dair tekzip başvurumu, iftira edildiğine dair de suç duyurumu derhal yaptım. Zaten listeleri çalakalem hazırladılar. Yeni atadıklarını bile paralel ilan ettiler. Ki zaten mukadder sonun, sevimli bir örneği idi.

H.Ö-2- Emniyetteki tasfiyeler... İddialara konu olan bir paralel yapı gerçekten var mı? Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? 

H.K-Hiç şüphesiz paralel yapı var. Mevcut iktidara bağlı, gözlerini atayanına dikmiş, kulağını dayamış, hatta atayanlarımın istekleri neler olabilir? Diyerek tahmin etmeye çabalayan ve bunları ivedi yerine getiren ve getirecek bir yapı inşa ediliyor.

Seçimle seçilmişlerin; kaideleri, marazi emirleri, kabul edilemez talepleri derhal yerine getiriliyor. Anayasa, yasa, tüzük, kararname çok gerilerde. Seçimle seçilmişlerin âlî menfaatleri, başüstüne. Bu yapı tam da paralel bir yapı.

Bir zamanlar emniyet teşkilatındaki Kürtler Kürt olduklarını söyleyemezlerdi. En iyi Kürt, ölü kürttür rezilliğine, nakaratına -çaresiz- uyan Kürtler bile vardı. Ana dillerini, rüya gördükleri, ağladıkları dili saklamaya çalışırlardı. Kart-kurt-Kürt tezi de unutulamaz tabi.

Alevi olmak! Aman Allah'ım! Gayr-i Müslim olmaktan beter bir hâl. Ezik, silik ve sessiz olmak zorundaydılar.

Veya tarikat mensubu olmak, namaz kılmak, içki içmemek. Bunlar inanılmaz yüktü. Sıkıntıydı.

Son olarak, 2 yıl öncesine kadar, içki içmek, namaz kılmamak, dekolte (?) giyinmek, oje sürmek, makyaj yapmak, oruç tutmamak ciddi sıkıntıydı. Ayıklanmanız, red edilmeniz, pasifize edilmeniz mutlak bir durumdu.

Bunları niye anlattım?: dün birine Kürt, alevi, ehl-tarik, ehl-i dünya dediniz mi? yetiyordu. Derhal tasfiye. Bugün de FG Cemaatı mensubu/paralel demeniz kafi.

Bu satırları okuyanlar bilsin ki, yarın da, başka sıfatlar bizleri, beni, bizi mahvedecek. Asla öteki, o, onlar yok ki! Kim o, kim öteki? Yok, öyle bir şey. Gemi bir tane. Faresiyle, miçosuyla, kaçak yolcusuyla, tayfası/kaptanıyla.

Polis Koleji’nde (artık yok, fiilen kapatıldı), istiklal marşı okunmuyordu, alternatifimiz enternasyonaldi, sene 1979. Oruç tutturmuyorlardı, sene 1983 mezuniyet kokteylimiz. Polis kolejinde namaz kılmak yasaktı.1980-81-82-83'e bakın. Oruç tutmayan, sahura kalkmayan alçaktı, zavallıydı, 80'li yılların sonu.

Bu alçak bir döngü. Bırakın isteyen istediğini yapsın. Bir diğerini (yani kendini kahretmeden).

Aslında bakılacak tek yer: yetkimizi nasıl kullandığımız! yetkiyi yanlış kullanmak ölçülebilir ve ispatlanabilir bir durum. Tespit et. Ver cezasını. Yetkisini yürürlükteki mevzuata göre değil de, ağbisine, üstadına, biraderine, hocasına, imamına, dedesine, şıhına, şeyhine , nefsine, il başkanına ..... Göre kullanana. 

H.Ö-3- Geçtiğimiz günlerde teşkilata yönelik bir operasyon daha gerçekleşti. Bu teşkilatı nasıl etkiledi? 

H.K-Korku, dehşet, şaşkınlık, endişe, yılgınlık, boş vermişlik ya yı lı yor. 

Hadi bunlar abartı. Örgütlü suçla mücadele durmuş vaziyette. Duraklamış değil! Durmuş ve örgütlü suçun hasarı dünden bugüne anlaşılamaz. Aileye, bireye, ekonomiye verdiği-vereceği zararları psikologlara, kriminologlara, sosyologlara sorun. 

Kollukta bilim, akıl ve izan izdivacı vardı. Şimdiyse....

H.Ö-4- Bu yaşananların hemen öncesinde cemaatin; teşkilat içinde yapılan terfi, atama gibi durumlarda söz sahibi olduğuna dair bir takım iddialar vardı, bu iddialar gerçek mi? 

H.K-Gerçek. Veya değil. Atamaya müdahale edildiğine dair 1 tane olay hatırlıyorum. İdari soruşturmasından da kimseye ceza veril(e)medi. Öyle hatırlıyorum. 30-35 yılda1 şüpheli olay. Neticesi beraat. Ki o soruşturmaya konu olanların FG Cemaati mensubiyeti, abi talimatıyla bu işi yaptıklarına dair tırnak kadar konu-iz yoktu. 

İddialar gerçek olsa da, hepimiz rahatlasak. Dün bu ayrımları geçmişte aleviler, gürcüler, ülkücüler, solcular, ulusalcılar, sabataylar yapıyordu sözüm ona yakın zamana kadar da cemaat! Hadi canım sende. 

Beni Ordu'ya atayan evrakta içişleri bakanımızın, başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın imzaları var. FG'nin değil. İmza sahipleri mi paralel!? Hâşâ. 

Bugünün iş yapan çamuru: paralelsin!

DEVAMI YARIN
Editör: Haber Merkezi