Her yıl 14 Haziran günü, dünyada “Dünya Kan Bağışçıları Günü” olarak kutlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre en güvenilir kanın; kişinin kendi özgür iradesiyle, hiçbir karşılık beklemeksizin, gönüllü, düzenli ve bilinçli olarak verdiği kan olduğunu ifade eden Medical Park Ordu Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Sağlam, “19 yaşından gün alan 65 yaşından gün almamış olan ve 50 kg üzerinde herkes kan bağışı yapabilir. Kan vermek, kalp krizi gibi birçok önemli hastalığın riskini azaltır” dedi.
Hastalıklara karşı koruyor
İnsanların hayatlarına olumlu katkılar sağlama düşüncesinin insanı psikolojik olarak rahatlattığını ve mutlu olmasına katkı sağladığını söyleyen Uzm. Dr. Hüseyin Sağlam kan vermenin vücuda yararları hakkında şunları söyledi: “Kan vermeden önce vücudumuzla ilgili birçok parametre boy, kilo, kan basıncı, kan tetkikleri yapılarak zaten kısa bir check-up yapılmış olur. Sağlık durumu değerlendirilerek bulunan olumsuzluklar hakkında kişi bilgilendirilerek erkenden önlem alması sağlanır. Kan verilmesi, kan yapan doku ve organların uyarılmasına sebep olur. Vücudun yeni kan üretmesi sağlanır. Düzenli kan verenlerde bazı önemli hastalıklara karşı koruyuculuğun arttığına dair bilimsel veriler vardır. Özellikle kalp krizi geçirme riskini azattığı, damar hastalıklarını engellediği veya bazı komplikasyonları önleyebildiğine dair veriler bulunmaktadır. Ayrıca bazı kanser türlerinin (karaciğer, akciğer, kalın bağırsak gibi) gelişme riskini azaltmaktadır. Yine demir fazlalığı olan kişilerde kandaki demirinin uzaklaştırılmasıyla demir birikiminin azaltılması, hücreler için zararlı oksidatif ajanlara karşı vücut direncinin artmasında etkili olduğu bilinmektedir. Kandaki şeker üre, kreatinin, kolesterol, trigliserit, ürik asit gibi metabolitlerin normalleşmesine olumlu etki eder. Böylece metabolik hastalıkların da kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.”
Kimler kan bağışı yapamaz?
Bazı hastalıklar yüzünden kişilerin yaşam boyunca kan veremeyeceklerini söyleyen Uzm. Dr. Hüseyin Sağlam, kan vermeyi engelleyen hastalıkları şöyle sıraladı:
Kanama eğilimi olanlar Anemi hastalığı ve kan hastalığı olanlar
Kanser hastaları
Kronik böbrek hastaları
Epilepsi ve dejeneratif nörolojik hastalığı olanlar
Faktör konsantresi alanlar
Kronik bronşit ve astım hastalığı olanlar
Kronik karaciğer yetmezliği/siroz hastaları
Kalp hastalıkları; aort stenozu, anevrizma, kardiyomyopati, koroner tromboz, kronik kalp yetmezliği, aritmi (ağır kardiyak aritmi öyküsü veya tedavi gerektiren aritmi), myokard enfarktüsü öyküsü, kardiyak stent takılı olanlar
Otoimmün hastalığı (romatizmal ateş vb. gibi) olanlar
AIDS, Hepatit B ve C hastaları hiçbir zaman kan veremezler.
Bunun dışında ilaç kullanan bazı hastalar tedavisi bitip iyileşinceye kadar kan veremezler. Gördüğü tedavi sonrası takibinde olduğu doktorunun da yönlendirmesiyle kan vermeye başlayabilirler. Haber Merkezi