Kendilerinin de müdahil olduğu davada katilin yargılandığını ve 24 yıl hapis cezası aldığını belirten Sancar, hayatının 11 yılını milletine hizmet etmek için tıp eğitimi alarak geçiren, 30 yaşında, bir hasta yakını tarafından katledilen Dr. Ersin Arslan’ı rahmetle anarak, mekânı cennet olsun dileğinde bulundu.
Aradan geçen iki yıl içerisinde sağlıkta şiddetin durumuna bakıldığında vahim tablonun ne yazık ki artarak devam ettiğini üzüntü ile gördüklerini vurgulayan Sancar, şunları kaydetti:
“Türk Sağlık-Sen olarak Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerine dayanarak yaptığımız araştırmaya göre 1 Ocak-1 Eylül 2013 tarihlerini kapsayan 8 aylık sürede sağlıkta 7 bin 287 şiddet olayı yaşandığının ortaya çıkması da şiddeti önlemeyişinin açık bir göstergesidir. Sağlık alanında resmi verilere göre her ay yaklaşık bin şiddet vakası görüldüğü düşünülürse doktorumuzun katledildiği günden bugüne yaklaşık 24 Bin şiddet vakası yaşanmıştır ki bu korkunç bir rakamdır.
Bu iki yılda doktorlar bıçaklanmış, hemşireler komalık edilmiş, sokaklarda 112 çalışanları demir levyelerle dövülmüştür. Hastanelerin basıldığında çalışanların canlarını kurtarmak için nasıl bir mücadele verdiği hastane kameralarından kamuoyuna yansımıştır.
Geride bıraktığımız iki yılda şiddet nedeniyle hayatını kaybeden bir sağlık çalışanı olmamasına şükretmek lazımdır.
Dr. Ersin Arslan’ın katledilmesinin ardından geçen zaman içerisinde sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için bazı adımlar atıldı. Fakat bu adımlar şiddetin ulaştığı boyutta göz önüne alındığında yeterli olmadığı açıktır.
Sağlıkta şiddeti önleme adına en önemli çalışmayı TBMM gerçekleştirmiş, TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu tüm tarafları dinleyerek 66 öneriyi içeren çok önemli ve kapsamlı bir rapor hazırlamıştı.
Fakat iş uygulamaya gelince ne yazık ki gerekli adımlar bir türlü atılmadı. Sağlıkta şiddete karşı sağlık sektörünü oluşturan tüm paydaşlar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet karşısında, söz ve eylem birliği içinde olması için Bakanlık bir çalışma yapmadı. Raporda uzun çalışma sürelerinin yeniden düzenlenmesi istenirken, bakanlık aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına da nöbeti getirdi. Çalışma barışını bozan performansa dayalı ücretlendirme ile ilgili hiçbir düzenleme yapılmadı.
Kısacası çözüm ne kadar gecikirse, sorunlar o ölçüde artacaktır. Sağlıkta şiddete çözüm için ne yazık ki yeterli çaba gösterilmiyor. Sorun sürekli öteleniyor. Etkin ve caydırıcı önlemler her nedense bir türlü alınmıyor. Bunun sonucunda da har ay bin şiddet vakası yaşanıyor. Artık sağlık çalışanları güvenli bir işyeri, hayatından endişe etmeden, şiddete uğrama korkusu yaşamadan hizmet üretmek istiyor.
17 Nisan’da yas günümüzde sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için yaptığımız bu çağrı mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu konuda artık ciddi adımlar atılmalıdır. Şiddete karşı sabrımız kalmamıştır. Güvenli çalışma sağlık çalışanlarının hakkıdır. Türk Sağlık-Sen olarak Dr. Ersin Arslan’ı bir kez daha rahmetle anıyor ve sağlıkta şiddet sona ersin diyoruz.”
Kaynak: iha
