Siyanürle altın ayrıştırmanın ne kadar tehlikeli boyutlarda olduğunu belirten Odabaş açıklamalarında şu görüşlere yer verdi; “Fatsa Doğa ve Çevre Derneği 2013 yılından itibaren Fatsa ve Ordu bünyesinde faaliyette bulunan Ordu –Fatsa ve Ünye platformu üyelerine bu güne kadar yaptıkları hizmetleri için teşekkür ediyoruz. Platformun bir üyesi olarak kurulan derneğimiz 30 Ekim 2019 tarihinde onaylanarak faaliyete başlamış bulunmaktadır.
Şimdi önümüzde Dağ gibi bir sorun olan Fatsa Bahçeler köyünde çıkarılmakta olan altın madeninin çevreye ve bölgemize verdiği zararlar başta olmak üzere verilen zararları önce yetkililere sonra halka anlatma çabalarımız başlamış ve devam etmektedir.”

“Çevremizi ve yer altı sularımızı zehirlemekte”

Fatsa Doğa Ve Çevre Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Odabaş; “Bizler ülkemizde bulunan yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizin Ekonomik değerlerin çıkarılmasına, pazarlanmasına karşı bir tutum içinde değiliz. Ancak Dünya ülkelerinin terk ederek yasakladıkları bu altın çıkarma faaliyeti ile çıkarılmaması gerektiğine inanıyoruz. Toprağın Siyanür ile ıslatılarak elde edilen altın ayrıştırılırken sadece altın ayrılmamaktadır. Bunun yanında Kurşun, alüminyum ve kadmiyum gibi metallerde topraktan ayrıştırılmakta sadece altın alınarak diğer metaller yer altı sularımızı ve çevremizi devamlı olarak zehirlemektedir.”

“Bölge halkının sağlığı hiçe sayılıyor”

Zehirlenen bu alanlarda edindiğimiz bilgilere göre 500 yıl ot yaprak bitmeyecek ve karınca dahi gezemeyecek bir çöl haline geleceğini belirten Başkan Odabaş ; “Şimdi sorulacak sorulardan biri şudur. Biz gelecek neslimize torunlarımıza böyle zehirlenmiş ot yaprak bitmeyecek çölleşmiş köyler mi bırakacağız. Yoksa teknolojinin hızla geliştiği dünyamızda bu altın madeninin hiç siyanür kullanılmadan elde edilebilecek tekniklerle torunlarımıza devir etmek mi. Kaldı ki buradan bütün bölge halkının sağlığı hiçe sayılarak elde edilen altının ancak hazineye % 1,5 gibi bir kısmının hazineye kalan %98,5 unun ise yabancı firmalarla yurt dışına gitmesi de üzüntü vericidir.
Sayın basın mensupları Van 100 ncü yıl Üniversitesi ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi hocalarının yaptığı araştırma neticesi hiç kimyasal kullanılmadan altın ayrıştırılması tekniği geliştirilerek “NANO SARRRAF” Adını verdikleri bir teknik için çevre ve şehircilik bakanlığından patent müracaatları olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız Bu acele niye bu vahşi üretim kimin işine yarıyor .
Çevre üç köyden 2018 yılında alınan su örneklerinde Ağır metal olarak anılan Alüminyum. Demir gibi metallerin su içindeki kabul edilebilir değerleri 0-200 arasında olması gerekirken 1723, 2019 yılında yapılan tahlil ve analizlerde ise 3760 olarak Ordu valiliğince tespit edilerek değil içilmesi kullanılması dahi uygun değildir raporu ilgili köylere ulaştırılmış ve bu köylere Ordu büyükşehir belediyesince tankerler ile su takviyesi yapılmaktadır.

Şimdi bu faaliyetler Doğamıza, çevremize ve sağlığımıza zarar verdiğine inanıyorsanız hep birlikte elimizi taşın altına koyarak mücadele etme zamanıdır.
Bu mücadelede özellikle siz basın mensuplarının aracılığı saygıdeğer annelere seslenmek istiyorum Gelin Bu faaliyetlere sizlerde destek olunun bu zehirlerin acısı 8-10 yıl sonra önce küçük çocuklar üzerinde etkisini göstermektedir. En fazla acıyı sizler çekiyorsunuz Buna mani olalım.
Haksızlıklar karşısında Susmayalım , Susan Dilsiz Şeytandır Hadisi Şerifi doğrultusunda sesimizi duyuralım.” Dedi. Ordu Yorum/Nilgün Özkan Çakcı

Editör: Haber Merkezi