2019 ürünü fındıkta TMO’nun yaptığı alımlar ve sonrasında gerçekleştirdiği satışların sektördeki yansımaları ve gelecek adına sürdürülebilir politikalara yaptığı etkiler konusunda güncel bir rapor hazırlandı. 

Sektörle ilgili araştırmaları bulunan serbest piyasa ekonomisi uzmanları tarafından hazırlanan raporda, 800 bin tonluk rekoltenin söz konusu olduğu yılda, üretici bazındaki alım fiyatlarının tatmin edici olduğu hatırlatılarak, 31 Ağustos’ta tamamlanacak 2019-2020 sezonundaki dış satımda da 330-340 bin tonluk iç fındık ihracatı ile tarihi bir rekora imza atılmasının muhtemel olduğu bildirildi.

TMO’nun 2019 ürünü piyasasında en önemli aktörlerden biri haline geldiğine dikkat çekilip, son açıklamasının da hatırlatıldığı raporda özetle şu görüşlere yer verildi:

TMO’nun açıklamasında;  sezon öncesi ilan edilen fiyatlar, ürün değerinin düşmesini önleme amaçlı olduğu bildirilmiştir.  TMO’nun kooperatif, birlik veya üretici örgütü değil, kendine ait sermayesiyle alım, satış, ithalat ve ihracat faaliyetleri yürüterek üretici ve tüketici arasında denge sağlayan, piyasaları düzenleyen bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu ifade edilmiştir. Kanun gereği, kar payı ödeme veya zarar edildiğinde zararın üreticiden tahsil edilmesinin söz konusu olmadığı deklare edilmiştir.

Fındık ihracatı göz önünde bulundurulmalı

TMO’nun bu açıklaması, ‘Ben fındığı alırım, satarım, ihraç ederim, ithal ederim, kar ederim, zarar ederim’ demektir. Oysa; Türkiye ihracata dayalı bir ekonomik kalkınma modeli izlemekte, yetkililer tarafından her fırsatta ifade edildiği gibi de serbest piyasa kuralları geçerli bulunmaktadır.

Fındık; üretilenin tamamen Türkiye’de tüketildiği bir emtia değildir. Daha doğrusu % 90’a yakın kısmının ihraç edildiği ve ekonomisini ihracata dayalı bir kalkınma modeli üzerine inşa etmiş ülkeye sağladığı net döviz girdisi göz önündedir. TMO’da bu nedenle satış yaparken ihracatın geleceğine etkilerini de hesaplamak zorundadır.

Tarım Bakanlığı’nın 2019 ürünü fındık rekoltesi tahmini 776.000 ton/kabukludur. Yani Tarım Bakanlığı’nın bugüne kadar ilan ettiği en yüksek rekoltelerden birisidir. Her şeyden önce bu kadar yüksek bir rekoltenin olduğu yılda TMO’nun 16.50 TL fiyat açıklaması, hiç unutulmamalıdır ki,  rekor üstüne rekor kıran ve en son 320.000 ton/iç (640.000 ton/kabuklu) miktarına ulaşan ihracat ve ihracatçılar sayesinde olmuştur. 

Geleceği etkileyecek fiyat hareketleri

Zira üreticilere yönelik sürdürülebilir fiyat artışını beraberinde getirecek yegane etken, miktar bazında devamlılık arz eden ihracat artışından başka bir şey olamaz. Dikkatlerden kaçırılmamalıdır ki, TMO hemen hemen bugünkü ile aynı rekolte miktarına sahip olunan 2008 yılında, rekoltenin yaklaşık % 50’sine denk gelen 368.000 ton/kabuklu fındık almak zorunda kalmıştır. O dönemde fiyatlarda önemli bir artış sağlayamamış iken, üretici bu yıl sadece 80.000 ton/kabuklu fındığı TMO’ya vermiştir

Bu durumda irdelenmesi gereken; yapılacak satışlar için belirlenen fiyatların ihracatın artış trendini nasıl etkileyeceği olmalı idi. Zira içinde bulunulan aylarda oluşan fiyatların gelecek sezon fiyatlarını da etkilediği bilinen bir gerçektir.

Spekülasyon amaçlı fındık stokçuluğu büyük tehlike…

Zira bu kesim eğer 21 TL’den fındık tedarik edebildiyse TMO’nun fiyatları 24 TL’ye çekmiş olması nedeniyle bu ticaretten de hatırı sayılır bir kar elde etme şansı yakalamışlardır. Kaldı ki daha önce çok daha ucuza aldıkları fındıkların değeri bir anda 21 TL’ye fırladığı için zaten büyük kar elde etmişlerdi. Bu kesimin fındıktan uzaklaşması kalıcı olarak sağlanamadığı takdirde fındık her daim speküle edilen bir ürün olacaktır. Başka bir ifade edile “spekülasyon amaçlı fındık stokçuluğu” bir meslek olacaktır. Bu da gerçek fındık sanayici-ihracatçısı olan sektör temsilcileri devamlı bir tehdit altında bulunacaklardır. 

Fındık 2020 Mart ayında piyasalarda 20.-TL civarında işlem görürken 20.50-21 TL fiyat açıklayan TMO, 11 Mayıs 2020 tarihli açıklamada da ifade edilen gibi “üreticinin elindeki ürünün bittiğini” bildikleri halde fiyatı 24 TL’ye yükseltmiştir. 

Serbest ekonomi ile ihracata dayalı bir büyüme modelinin uygulandığı Türkiye’de, devlet kuruluşu olan TMO’nun fındıkta bulunma gerekçesi piyasayı regüle etmek değil, kâr amacı gütmek olarak revize edilmiş gibidir.” Haber Merkezi


Editör: Haber Merkezi