Dünya Sağlık Örgütü tarafından 12 Kasım'ın "Dünya Zatürre Günü” olarak belirlendiğini dile getiren Uz. Dr. Turgut Yayla, sağlık sektöründeki tüm olumlu gelişmelere rağmen zatürrenin hala ciddiyetini koruyan bir hastalık olduğunu söyledi.

Çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak akciğer dokusunun iltihaplanması sonucu oluşan zatürrenin çoğunlukla üst solunum yollarında yer alan veya nefes alıp vermekle havadan alınan mikropların akciğerlere ulaşması sonucu meydana geldiğini belirten Uz. Dr. Turgut Yayla, "Zatürre sıklıkla aniden üşüme ve titremeyle yükselen, 38-40 dereceye varan yüksek ateş, öksürük, sarı, yeşil veya pas renginde balgam çıkarma ve bazen bunlara ilaveten nefes darlığı, kanlı balgam ve yan ağrısıyla olabilir. Bazı zatürre türlerinde ise halsizlik, iştahsızlık, kas ve eklem ağrısı sonrası gelişen sinsi başlangıçlı kuru öksürük, hafif ateş, bulantı, kusma ve baş ağrısı olabilmektedir. Bu belirtilerle başvuran hastanın fizik muayene bulguları ve çekilen akciğer grafiklerindeki bulgularla tanısı konulmaktadır” diye konuştu.

Zatürreden korunma yolları

Uz. Dr. Turgut Yayla, zatürreden korunmak için bebeklerde anne sütü alımının teşvik edilmesi, çocukların yeterli düzeyde beslenmesi, çocukluk çağı aşılamalarının düzenli olarak yapılmasını tavsiye ederek, şöyle konuştu:

"Kapalı alan hava kirliliğinin azaltılması, kronik hastalıkların uygun şekilde takip ve tedavi edilmesi, alkol ve sigara bağımlılığının kontrolü, ağız hijyeninin sağlanması ve solunum yoluna sekresyonların kaçmasına yol açan risk faktörlerinin azaltılması gereklidir. Grip enfeksiyonu sonrası zatürre görülme sıklığı arttığından, gribe yakalanma riski yüksek olan veya gribin ağır seyredebileceği kişilere her yıl eylül ayı sonlarında kullanıma sunulmaya başlanan grip aşısının uygulanması önemlidir."

Editör: Haber Merkezi