Son adı HDP olan parti yıllardır, PKK’nın kurdurduğu partilerin bir devamıdır. Bu bağlamda bakılınca ipleri doğal olarak illegal bir örgütün elindedir. Bunun çeşitli kanıtları vardır. En önemlisi milletvekili adayları ön seçim yerine Kandil’den belirlenmektedir. Bu nedenle parlamentoya seçilen milletvekilleri kendi özgün iradeleri ile bir görüş belirtemiyorlar. Genel başkan Selahattin Demirbaş bile sık sık Kandil de ki patronlarından fırça yiyip tekzip ediliyor. Seçimden bu yana çeşitli nedenlerle HDP’ye eklemlenen milletvekilleri adeta dillerini yuttular. Sadece Kürt kökenli milletvekilleri konuşuyorlar. Dolar 3(ÜÇ)TL oldu. HDP’nin ekonomistleri TV’lere bile çıkmıyorlar. Feministlerin temsilcisi olduğunu söyleyen HDP milletvekili bu kadar ana, bacı, eş çocuk ağlarken neredeler?

                Bu durum 1961 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin(TİP) seçim yasasının avantajı ile çıkardığı 15 milletvekilinin çalışmasına benziyor. Parti kurmayları devlet gerçeğini bilmedikleri için kısa sürede ipler koptu HDD’de silahla bu işlerin çözülemeyeceğini görüyor. Âmâ savaştan beslenerek varlığını sürdürebilen Kandil baronları emperyal güçlerin talepleri doğrultusunda silahlı mücadeleyi sürdürmeye çalışıyorlar.

                Ulusal kurtuluş savaşlarında silah kamuoyu oluşturmak ve dikkat çekmek için başvurulan kısa süreli bir yöntemdir. Süresi uzarsa geri teper destekleyenlerde artık desteklemezler. Örneğin Güney Amerika silahlı hareketleri zaman içinde Meksika ve Amerika silah ve uyuşturucu baronlarının kontrolünde hareket ediyorlar. PKK’da yıllar önce bayrağındaki ‘ÇEKİÇ-ORAĞI’ çıkararak, ABD ve İsrail’in bölgedeki oyuncağı olduğunu kanıtlamıştır.   Gençleri devrimci sloganlarla kandırmaya çalışan PKK ve uzantıları, toprak ağalarını belediye başkanı yapmakta ve feodal düzenden beslenerek varlığını sürdürmektedir. Toprak ağalarının çocukları paralı askerlik yaparken, Türk ve Kürt fakirleri dağlarda ölmektedir. HDP’li belediyelerden kimler beslenmektedir?

                Son yapılan seçimlerden önce onlarca korucu PKK tarafından infaz edildi. Devlet kendisine yıllardır yardım eden insanları koruyamadı. Sonuçta son üç yıldır süren çatışmasızlık ortamından yararlanan PKK’nın katkıları ile HDP oylarını adeta katladı ve de barajı geçti. Ülkemizin batısında demokrasi ve barış diye bağıran HDP, ülkemizin doğusunda silah zoru ile oyları topluyor. Bu duruma kendini sosyalist sanan aymazlar. Burada bir yanlış var demiyorlar.

                ABD ve AB kendi yarattıkları İŞİD marifeti ile kendi ülkelerindeki radikal İslamcıları temizlerken, maşa olarak PKK’nın yan kuruluşu PYD’yi kullanıyorlar. PYD’ye verilen silahların bir kısmı PKK marifeti ile ülkemize karşı kullanılıyor. Maalesef ülkemiz yıllardır kötü yönetildiği için bu konularda hiçbir önlem alınmadı.

                Ülkemiz, çok uzun yıllardan beri Orta-Doğu’da örnek alınan, imrenilen bir ülke iken, yanlış eğitim ve yönetsel politikalar nedeni ile her geçen gün gericileşmekte, bilimden uzaklaşmakta ve keyfi yönetilen bir Orta-Doğu ülkesi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu verilerin ışığında;

                HDP yöneticileri ya özgün barışçı bir Türkiye partisi olmalılar, ya da bizler Kandil’in kuklalarıyız. Demelilerdir. 21.08.2015