Sermaye arz ve talebi piyasa faizlerini tayin eder. Sermaye talebi yüksek olan ülkelerde faizler yüksektir. Arz, talepten daha çok ise faizler düşer. Bu ekonomik kural bozulamıyor. İdari tedbirler ile sermaye arz ve talebine müdahale etmek hiç bir işe yaramıyor.

Merkez bankalarının politika faizi, idari tedbir niteliğindedir. Merkez Bankası faizi düşürürse, faizler düşer anlayışı ekonomi realite ile bağdaşmaz. Zira, sermaye talebini sermayenin üretimde yarattığı marjinal verim belirler. Faiz hadleri ile marjinal verimi eşitleninceye kadar, yatırımcı sermaye talep eder.

Piyasa faizleri ile yatırım miktarı arasında tersine bir durum vardır. Faizler düşer ise, yatırımlar artar. Siyasiler bu kuralın her daim işlediğini zanneder. Halbuki, bu kuralın işleyebilmesi için, elde yatırıma gitmemiş tasarruf olması gerekir.

Eğer tasarruf yetersiz ise, faizler sıfır dahi olsa, yatırım artmaz. Bu durumu en iyi Toplam Banka Kredileri/Toplam mevduat oranı gösterir. Formülün sonucu birden büyük ise mevduatın tamamı yatırıma gitmiştir. Türkiye'de formülün sonucu, birden büyük seyrediyor. Bu nedenle Merkez Bankası faizleri düşürse dahi yatırımlar artmaz.

Faiz ile beklenen enflasyon arasında doğrusal ilişki vardır. Sermaye enflasyon oranında tükenir. Piyasa faizi, sermayedeki erozyonu karşılamak ve pozitif getiri sunmak zorundadır. Aksi taktirde, sermaye kendini korumaya alır. En kolay yol sermayeyi döviz ya da altın olarak tutmaktır.

Türkiye'de, sermaye kendini korumaya aldı. Mevduatın yüzde 53'ü döviz olarak tutuluyor. Düşük faizde ısrar etmenin sonucunda PARA İKAMESİ denilen problem meydana geldi. Merkez bankası, reel faizlerden daha düşük oranda politika faizi uyguladığı zaman, para ikamesi kaçınılmaz oluyor.

Merkez Bankası Başkanının görevden alınma gerekçesini ''faizi düşürmedi'' diye ifade etmek, ekonomik realite ile bağdaşmıyor. Merkez bankasının, piyasa faizinden düşük politika faizi uyguluyor olması, ekonomiyi para ikamesine mahkum etmişti. Daha da düşürmek isteyenler olabilir. Ancak, daha fazla politika faizini düşürmek, para ikamesi sorununu artırmaktan başka işe yaramaz.

Türkiye para ikamesi sorununu çözmeden, yatırımları artıramaz. Zira, kurlardan gelen artışların yükü bankaların omuzlarına biniyor. Bu nedenle bankalar, kredi faizlerini düşüremiyor.

Para ikamesinden kurtulmanın yolu ise, maliye ve para politikalarını birlikte uygulamaktan geçiyor.