Kadınlarla ilgili bütün hakların yanında ANALIK hakkının mühim ve unutulmasının zor olduğunu bugünlerde gerek televizyonlarda ve gerekse basında kadınlarımıza yapılan işkenceli durumları duymaktayız. En acı tarafı yaşlı genç demeden ihtiyar bir kadınımıza yapılan işkence dolu şiddetin insanı çileden çıkarıyor.  Bunu yapanlara mahkemeye lüzum yok çünkü görülen kör Kılavuz istemiyor. ‘’Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar olmaz-Güleni şöyle dursun, ağlayanı Bahtiyar’’ Türkiye’de en çok cefayı kadınlarımızın çektiğini hepimiz biliyoruz. Türkiye’de çalışan kadınlarımızın yüzde 75’i hala tarımla uğraşıyor. Diğer kesim ise bazı ailelerin yanında ücretsiz veya ücretli olarak sigortasız gizli çalışıyor. 1857 yılında Demokratik Haklar için başkaldıran (işçi kadınların) dünyasına Türkiye hala varmamış maalesef kadınlarımız ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede de şiddet ve tecavüze maruz kalmışlardır. Hele hele bu kadınlarımızın dayak yemesi gibi iğrenç bir olay düşünemiyorum. Kediden korkan ve dövdüğü kadını yatağına alan kişiye ben erkek demiyorum. Töre ve namus cinayetlerine maruz kalan kadınlarımızı düşündükçe uykularım kaçıyor. İnsanın hayat hakkı, diğer bir haktan daha önemli ve öncedir. Türkiye’mizi çağdaş ülkeler düzeyine çıkartmak isteyen yüce Atatürk kadın erkek ayrımcılığına son vererek yasalar çıkartmış ve de yaşama geçirmiştir. En azından hiçbir yerde olmayan Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle Türk kadının kabuğunu kırmış buna rağmen kadın ve erkek eşitliği tam anlamıyla karşılanamamıştır. Kadınlarımız aile içi şiddete, ayrımcılığa başta dinsel kökenli olmak üzere çeşitli baskılara uğramakta, ekonomik ve toplumsal kaygılar nedeniyle suskun kalmaktadır. Bu durumları halledebilmesi için EĞİTİMİN ROLÜ BÜYÜKTÜR. Asla kadınlarımızı erkeğin arkasından giden zihniyete kapılmamalıyız. Bütün kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini tam anlamıyla kullanmadığı kanaatindeyim. Türkiye’mizi çağdaş ülkeler düzeyine çıkartmak, en az ABD’deki kadınlar kadar özgür haklara sahip olmalarına yardımcı olmalıyız. Bu ülke hepimizin. Allah kadınlarımızı başımızdan eksik etmesin. Hala 2011 yılında kadınlarımız Meclise türbanlı mı gelsin türbansız mı veya pantolonlu mu etekli mi gelsin diye milletin aya çıktığı devirde biz maalesef bunlarla uğraşıyoruz.(Atatürk’ün büyüklüğünü bundan daha çarpıcı olarak ortaya koyan örnek olabilir mi?) Kemalizm’in değerini bilmeyenler unutmasın ki Cumhuriyet’in önderi Atatürk’ün büyüklüğü hiçbir zaman unutulamaz. M. Kemal Atatürk ne demiş: “ Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının nedeni kadınlarımıza göstermediğimiz ilgisizlikten kaynaklanmaktadır.”  Sosyal toplumumuzun bir organı faaliyette bulunurken, diğer organ işlemezse o toplum FELÇLİDİR. 1926 yılında Medeni Kanunun kabul edilmesiyle Türkiye’de kadın peçelerinden ve kafeslerinden kurtulmuş birer insan olarak yaşama katılma olanağı bulmuştur. Türkiye’mizin her tarafında Yüzlercesi ‘’kadına yönelik şiddet ile mücadele günü’’protesto yürüyüşü gerçekleştirildi,.’’kadına şiddete hayır’’diyen ve şiddet gören kadınlara herkes topyekun destek vermeye başladı.’’şiddete, cinayete, tacize karşı kadın hakları’’projesini hayata geçiren dernekler mağdur kadınlara, biber gazı kullanımı, savunma sporları, öfke kontrolü, atış poligonlarında silah kullanma kursu açtı.Benim bildiğim ilk kez olarak kadınlara silah verildi ve atışlarda da hedef tutturuldu.Bu amaçlar şiddete, şiddetle karşılık vermek olmamalı , bence bu hal çaresi değil. Zannederim onlarda benim gibi düşünüyor olmalıdırlar, bu nedenle onları şiddete karşı korumayı, şiddete uğradıklarında haklarını aramasını, şiddetin YASALARIMIZA, DİNİMİZE, İNSANLIĞA YASAK OLDUĞUNU ÖĞRETMELİYİZ. Okulda, askerlikte, iş hayatımızda görevimizi yapmasak, kurallara uymasak, hukuki yaptırımların olduğunu, şiddet ile ceza yaptırımı olmadığını öğretmeliyiz ve bizler de öğrenmeliyiz.