Mutluyken ilham gelmiyor deniliyor. Haklılık payları çok yüksek. Lakin insanlar da sürekli karamsar yazı okumak istemiyorlar. Bende sıkılabiliyorum bazen sürekli mutsuz, umutsuz yazılar okumaktan. 
Günümüzde sürekli mutsuz, tatsız, tuzsuz haberler alıyoruz. Şehit haberleri, depremler, kaçırılmalar, gasplar, tecavüzler ve daha nice can yakıcı durumlar. Biz bunlara alıştık. Medya ve adaletin yıldıramaz politikası sebebiyle bu tarz olaylar halkımıza empoze edilerek alıştırıldık. Hayatın bir oyunu da bu…
Yasaların eksikliği ve uygulanamazlığı neticesinde suçlar azalacağı yerde artıyor. Caydırıcı hiçbir nitelik yok ortada. Gasp et. Para cezasıyla ya da üç beş gün hapis cezası ile kurtul. Tecavüz et durum aynı. Sonra kalk şort giydi diye dayak atmaya çalış. Nefs-i müdafaa meşrulaştırılmalı. Hani derler ya; eşek sudan gelene kadar diye o hesap döveceksin. Nefsini müdafaa edeceksin. 
Şimdilerde idam cezası gündeme getirilmeye çalışılıyor. Bazı yerlerde ben de hak veriyorum. Kimse kimsenin hakkına gasp edemez, öldüremez. Kürtaj olayı için Allah’ın verdiği canı Allah’tan başkası alamaz deyip idamı istemekte ayrı bir komik. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. 
Mutlu olmak için önce etrafınızda yolunda giden bir şeyler olmalı. Sokağa çıktığınızda yüzünüzde anlamsız bir asıklık değil, huzurlu gülümseme olabilmeli. Yaşadığınız binada huzur ve sakinlik olsa mesela. Kavga gürültü olmasa. Yürüdüğün yollarda taşlara takılmadan yürüyebilsen, düşmeden. Bu ay kenara yüz lira koyabilecek gibi geçinebilsen. Maaşın yetse mesela. Zaruri ihtiyaçlara sürekli zam gelmese. Geleceğin için endişe içerisinde olmasan. Ne olacak bu memleketin hali demeden bir gün geçirsen. Ve sadece düştüğün için dizlerin kanasa, kalbinin acımasından ziyade…
Geleceğin geleceğinden emin olamıyor insan. Hep bir endişe, hep bir şüphe var içinde. Hadi ben yolu yarıladım diyorsun ya çocuklarımız. Daha şimdiden bir aylık bebeğimin geleceği için endişeleniyorum. Biz ne ara bu kadar karamsar, bu kadar umutsuz ve mutsuz olduk? Bakın mutsuzken de ilham gelebiliyormuş. Ama huzursuz ilhamlar bunlar.
Ne diyoruz o zaman kalbin acımasın. Ruhun incinmesin. Yüreğin umutla dolu olsun. Kahkaha atamazsın belki ama hafif bir tebessüme hasret kaldık yüzlerimizde… Gülümse…
Geleceğe gülümseyelim. Umutlu olalım bence. Umutlar parayla satılmıyor ki, gidip pazardan iki kilo alalım. Sen yüreğini ferah tutacaksın ki, sen umutlu olacaksın ki huzur gelsin peşinden. O zaman ne duruyoruz ki? Umut, mutluluk ve tebessüm ekelim yüzlerimize…
Geleceğimizi teslim etmeyelim el alemin ne idüğü belirsiz umutsuz sıfatlara…
Hoşça kalmalara…