Ekonomi sıkıştıkça, nakit paraya ihtiyaç arttıkça ve ekonomide sıcak para ihtiyaç duyulması hükümeti yeni arayışlara götürüyor. Türk ekonomisi zaten sıcak paraya alışmış, sanki madde bağımlısı gibi, gittikçe dış borç ve cari açıklar artsa da ancak sıcak para ile dönüşebiliyor.

İlk aşamada devreye sokulan ve ekonomiye kısmi rahatlama getiren Arap sermayesi de artık çözüm sağlamamaya başlayınca, gümrük mevzuatında ,Sonu nereye varacağı düşünülmeden, değişikliğe gidildi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan yeni genelge yurtdışından gizli kapaklı ve zahmetli para getirmenin riskine girmeden açıkça gümrüklerden bavullarla para getirmenin önünü açtı. Bir önceki genelgede yer alan, yolcu yanında yurda giren nakdin “risk analizi” örnekleme yöntemiyle denetim şartı ve suç geliri olduğunun tespiti halinde savcılığa sevk etme bölümleri çıkartıldı. Yeni genelgede, “Mal ve hizmet ihracat bedeli, transit ticarete ilişkin kazançlar, yabancı sermaye bedeli veya ‘diğer kaynaklardan’ temin edilen nakdin gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir. Bu nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir, yolcu beyana zorlanamaz.” deniliyor. Anlaşılan bundan sonra, uyuşturucu, kaçakçılık, terör finansmanı vs. her türlü paranın kaynak sorulmadan ülkeye girmesinin önü açıldı.

Genelge yolculara beyan zorunluluğunu kaldırıyor ama gümrük memurlarına ve onların yöneticisi olan siyasi iradeye istedikleri anda müdahale etmek için de açık kapı bırakıyor. Çünkü yeni genelgede şu hükme de yer verilmiş: “Gümrük idaresince, giriş yapan yolcunun beraberindeki nakdin kaynağının beyan edilmesinin istendiği durumlarda, beyan doğru yapılmak zorundadır. Yolcu tarafından yapılan beyanın doğru olup olmadığı gümrük idaresince gerçekleştirilecek denetim suretiyle tespit edilecektir.”

Bu hüküm gereği Gümrük memurları beyanın doğru olmadığı kanaatine sahip olursa düzenleyecekleri bir tutanakla durumu MASAK’a bildirebilecek. Hatta kabahat Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’a istinaden istenilen açıklamanın noksan yapıldığının veya hiç yapılmadığının anlaşılması halinde idari para cezası kesilip tespit edilen paraya el konabilecek. Bu düzenleme hem gümrük memurlarına hem de onların bağlı olduğu idarecilere sisli alanlar yaratıyor, usulsüz işlemler yapmaya fırsat tanıyacak. Yani kişiye göre muamelede bulunulacak. Siyasi idareye yakın olanlar korunacak, diğerlerinin paralarına el konulabilecek, Böyle adamına göre muamele düzenlemesi yasalara aykırıdır, hukuk devletlerinde kanun ve kuralların net, açık ve herkese eşit şekilde uygulanması gerekir.

 

Bu genelge değişikliği, Avrupa Birliği ve Dış Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 10 bin Euro veya fazlası nakit taşıyan yolcuların AB üyesi ülkelere giriş-çıkışta beyan şartı uygulamasıyla çelişiyor. Kara para aklamanın önlenmesi mevzuatı da bu genelgeyle delinmiş oldu. Aynı şekilde bu değişiklikler Terörle Mücadele Kanunu’ndaki terörün finansmanı suçunu, Türk Ceza Kanunu’ndaki aklama suçunu ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’daki muvazaalı işlemi düzenleyen hükümlere de aykırı. Gümrüklerde tespit edilen bu suçlardan dolayı savcılığa sevk etmenin devreden çıkarılması Türkiye’yi kara para aklama cennetine çevirecek. Aynı zamanda bu uygulama değişikliği terörle mücadelede Türkiye’yi uluslararası arenada hedef ülke haline getirecektir. Kaynağı ne olursa olsun ülkeye para gelsin anlayışı sakat bir anlayıştır.