Küçük yaşlarda tanıştığım siyaset sayesinde kazandığım birikimim, diyor ki iktidar olmanın yolu Karadeniz den geçiyor. Özellikle Ordu halkının tercihi siyasi hayatta belirleyici oluyor.

              1960 yıllarda Adalet partisinin Perşembe de ki temsilcilerinden en öndeki amcam Şevket Türe ile babam Yusuf Türe sohbetlerinde siyaset dışında mevzulardan çok az konuşurlardı. Biz çocuklar siyaset sohbetlerini dinlemek zorundaydık. İster istemez siyaset benim hayatımın bir parçası haline gelmişti. Yaşım ilerledikçe siyasete yakınlığım daha da artmaya başladı. Önce Perşembe de daha sonra ülkemde ve dünyada ki siyasal yapıyı anlayıp yorumlamak için okuma ihtiyacını hissetmeye başladım. Öğretmen okulu yıllarımda değerli öğretmenlerimin yol göstericiliği sayesinde okuma alışkanlığını elde ettim.

            Okul yıllarında ki okuma, öğretmenlik yıllarımda devam etti. Her okuduğum kitaplar sonucu kazandığım bilgilerle ufkum açılıyor. Yaşadığım topluma başka pencerelerden bakmayı öğreniyordum. Öz eleştiri yapmayı keşfettikten sonra ,kimliğimi,kişiliğimi ve ahlakımı tanıyarak ,yenilenme ihtiyacı hissettim. Kazandığım yeni kimlik,kişilik ve ahlakımla yaşarken ,önce ailemle sonrada yaşadığım toplumla anlaşmazlıklar yaşamaya başladım. Ailemin ve yaşadığım toplumun geleneklerine, göreneklerine ,ahlakına ve yaşam biçimine karşı yenilikler sundukça büyük bir direnişle karşılaştım. İnatla süreci devam ettirdim.Günlük çıkarlarına dokundukça ,konumunu devam ettirmek isteyen sözde toplum önderleri halkla ilişkilerimi soyutlamak için her türlü iftira ve fitne ile üzerime geliyordu. Onlara göre dinsiz ve solcu olduğum topluma anlatılıyordu. Kuran dinini okumuş ve anlamış olmam sayesinde yaşadığım toplum atılan dinsiz iftirasına kulak kapatarak izin vermedi. Ben zaten solcu olmak için bunca yıllar okumuş mücadele etmiştim. Halen daha solcu olamadım. Solcu olmak o kadar zor bir süreç ki okudukça hiç bir şey bilmediğini anlıyorsun. Yenilenmeye devam ediyorsun.Ölene kadar. Solcu olmam yaşadığım toplumla ilişkilerimi  daha da perçinliyor.Yaşadığım toplum yenilendikçe daha da perçinleşecek. Siyaset,  hayatın kendisi olduğunun bilinci içinde yaşadığım süreç de her zaman siyasetin içinde oldum.Sohbetlerimi siyaset üstüne oturttum.

            Hayatını siyasete adamış biri olarak gözlemlediğim, Türkiye Cumhuriyeti siyasi hayatında 1960 yılından günümüze bütün siyasi partiler ne zaman Karadeniz rüzgarını arkasına almışsa iktidar olmuştur. Sağcı parti, solcu parti olması hiç de önemli olmamıştır. Günün şartları gereği Karadeniz de siyasi rüzgar esmiştir. Özellikle Ordu da esen siyasi rüzgar her zaman iktidar olmuştur. Her dönemde Ordu da milletvekili çoğunluğunu alan siyasi parti iktidar olmuştur.

             Günümüzde Ordu’nun milletvekili çoğunluğunu alan AKP iktidardadır. Yapılan yerel seçimlerde de bir ilçe dışında Büyük şehir dahil bütün ilçe belediyelerini kazanmıştır.

              Her şey çok güzel olacak  vurgusuyla Trabzon’dan başlayan, Ordu’da son bulan bayram yürüyüşü göstermiştir ki, Karadeniz rüzgarını Ekrem İmamoğlu  arkasına almış görünüyor. Karadeniz Ekrem İmamoğlu ile bütünleşmiş, içine sindirmiş. Görünen odur ki İstanbul seçimini Ekrem İmamoğlu kazanır. YSK adaletli seçim yaparsa. Kendi hataları yüzünden seçimi iptal etmezse.