Kastamonu’da ‘Eğitimde Rehberlik’ çalıştayı yapıldı.
Şerife Bacı Öğretmenevinde düzenlenen çalıştaya Vali Yardımcısı Hasan Erkal, Milli Eğitim Müdür Vekili Cengiz Bahçacıoğlu, Milli Eğitim Şube Müdürleri ve çok sayıda öğretmen katıldı.
Rehberlik çalışmalarının eğitimin olmazsa olmazlarından bir tanesi olduğuna dikkat çeken Kastamonu Milli Eğitim Müdür Vekili Cengiz Bahçacıoğlu, “Eğitimde rehberlik konusunda bu işte çalışan arkadaşlarımızın bunu enine boyuna tartışması gerekir. 2013 yılın İl Danışma Komisyonu kararları doğrultusunda Rehberlik Servisleri Birimi kurulmuştur. Bu kurulun biriminde farklı kademelerden rehber öğretmenleri görev almaktadır. Psikolojik Danışma ve Rehberlik yardımı bireye tek yönlü olarak bir yardım değildir. Bu rehberlik ancak karşılıklı etkileşim sonucu gerçekleştirilebilir. Psikolojik danışma ve rehberliğin uzmanlarla birlikte başka kişilerinde yakından ilgilendiği ‘takım çalışması’ olarak algılanması geçmişteki yanlış anlaşılmaların önemini artırmaktadır. Bunu için yetkili uzmanlar arasında ‘Rehberlik nedir’ sorusuna cevap ararken, rehberlikte yanlış anlayışlara dikkat çekerek ‘rehberlin ne değildir’ sorusunu da cevaplamaya çalışmak oldukça yaygındır” dedi.
Özel Eğitim Rehberlik Şube Müdürü Hüseyin Kendir ise, rehberlik sisteminin okulların ve Milli Eğitim sisteminin ana unsurlarından olmazsa olmazları haline geldiğini belirterek, “1950 yıllarda okullarda rehberlik hizmetine ihtiyaç duyulmuş ve 1950 yılından sonra okullarımızda rehber öğretmenleri görev almaya başlamışlardır. Bakanlığımız son yıllarda eğitimde rehberlik hizmetine çok büyük önem vermektedir. Bütün okullarımızda en az bir rehber eğitimi öğretmeni bulundurulmuş, oluşturulan normlarla okullarımızda rehberlik öğretmeninin bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir. Okullarımızda ihtiyaç durumuna göre rehber öğretmenlerimizin sayısı 1-2 veya 3’e kadar çıkmaktadır” diye konuştu.
Rehberlik eğitiminin aileler için ihtiyaç duyulan bir hizmet haline geldiğini aktaran Kendir, şunları kaydetti: “Gerek anne, baba gerekse de çocuklar için rehberlik çok önemli bir işlev haline gelmiştir. Günümüzde ki ailevi sorunlar nedeniyle rehberlik çok çeşitli bir faaliyet olarak uygulanmaya başlanmıştır. Ben sadece okullarda ki rehberlik konularına değinerek okullarda ki rehberlik uygulamalarını anlatmaya çalışacağım. Eğitimdeki kaliteyi artırmak için orta öğretimde sınıf geçme metodunda bir değişikliğimiz oldu. 50 puan ortalaması alan bir öğrenci sınıf geçecek belli derslerden zayıf alan öğrenci bu derslerde sınıfta kalmayacak diye bir konuya vardık. Buda sınıfta kalmak yoktur diye bir anlayış oldu. Burada bazı arkadaşlarımız seslenişte bulundu. İşte sınıfta kalma olmayacaksa başarı nasıl artacak? Başarılı olanı sınıf geçirelim, başarılı olamayanları sınıfta bırakalım gibi fikirleri var. Böyle bir anlayış olursa biz kime rehberlik yapacağız. Rehberlik anlamında bütün çalışmalar yapıldıktan sonra çocuk ben başaramıyorum derse sınıfta bırakılır. Şayet rehberlik anlamında yapılması gerekenler yapılmadığı sürece öğrencinin sınıfta bırakılması doğru değildir. Başarılı öğrenciler derece yaptığı zaman geriye döndüğünde benim şu öğretmenlerimin katkılarıyla başarılı oldum demesi mi yoksa tesadüfler sonucu bireysel bir başarı mı var yoksa katkısal bir başarımı var. Benim ilimiz ölçekli gördüğüm konularda gerek başarılı olmuş öğrencilerimizin konusunda veya eğitimde başarısız olmuş öğrenciler konusunda biz maalesef bu konularda yapmamız gerekenleri tam manasıyla yapmadığımızı düşünüyorum”
Rehber öğretmenlerinin bütün bu konularda liderlik yapması gerektiğine işaret eden Kendir, şöyle devam etti: “Okullarda yapılan bütün çalışmalarda okul idarecileri de dahil son noktayı rehber öğretmenlerinin koyması gerektiğini düşünüyorum. Rehber öğretmenlerimizin okul faaliyetlerinde yapılacak herhangi bir şey de ilk danışılan kişi olması gerektiğine inanıyorum. Üniversitelerde ve sağlık hizmetlerinde psikiyatri bölümde çalışanların bir kişi bile kaybetmeden bütün fertleri memnun edecek ve bütün toplumu mutlu ederek hiçbir ferdi kayıp vermeden faaliyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Rehber öğretmenlerimiz sanki psikolojik sıkıntıları olan öğrencilerle ilgilenenler gibi düşünülüyor. Önceden öğrencilerimiz rehberlik odasına gitmekten korkarlardı. Çünkü ben oraya gidersem arkadaşlarım bana engelli psikolojik sıkıntılı derler diye düşünürlerdi. Bu gün tam tersi öğrenciler rehberlik hizmeti almaktan çekinmiyorlar. Özellikle başarılı öğrencilerimiz bu hizmetten daha fazla yararlanma çalışıyorlar”
Konuşmalarından ardından çalıştaya geçildi.
Kaynak: iha