Ekonomik gelişmenin hız kazanması, kaynakların etkin kullanılmasına bağlıdır. Kaynak israf edildiği zaman, ülkeler geri kalıyor. Bu durumu bilen gelişmiş Batı, geri kalmış ülkelerde, kaynak israf edici yatırımları finanse ediyor. Böylece geri kalmış ülkelerin ekonomik ilerlemesi akamete uğruyor. Gelişmişlik farkı sayesinde, ticaret hadleri ileri Batı ülkeleri lehine işliyor. Bu avantajı kaçırmak istemeyen Batı elinden geleni yapıyor.

Borç ile yatırımları finanse eden ülkenin dikkat etmesi gereken bir ölçü var. Bu ölçü faiz hadleridir. Yapılan yatırım, faiz maliyetini ödemez ise, o yatırım, kaynak israfı olarak sonuçlanır. Borç faizini ödemeyen yatırımı özel sektör yapar ise iflas eder. Devlet israfını topluma ödetir.

1960 lı yıllarda, Sosyalist ekonomistler, kaynak israfını fark ettiler. Sosyalist uygulamada faiz yasak olduğu için, yatırım önceliğini belirleyecek ölçü bulmaya çalıştılar. Her bir yatırımın verimliliğini diğeri ile ölçmek istediler. Gölge Maliyet kavramı icat ettiler. Başarılı olamadılar. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, kaynak israfını önleyemedi ve 1990 yılında çöktü.

1920 yılında Almanya kadar hasıla üreten Rusya, bugün, Almanya’nın yarısı kadar hasıla üretemiyor. Sebebi ise, 70 yıl süreyle kaynakları israf etmesinden kaynaklandı. Ekonomik kaynakları israf eden ülke geri kalıyor.

Türkiye açısından bakıldığında, Dünya Bankası kredilerinin verimsiz yatırımlarda kullanılması şartıyla verildiği görülür. Kaynaklarını, verimsiz yatırımlara harcayan Türkiye’nin ORTA GELİR TUZAĞINA saplanıp kalması tesadüf değildir.

2012 yılından beri, Türkiye, orta gelir tuzağı denilen problemi çözemedi. Bu tuzaktan kurtulmanın yolu kaynakları ileri teknoloji yatırımlarına aktarmaktan geçiyor. Ölçü bellidir. Yatırımın getirisinin, yatırılan paranın faiz maliyetinin üzerinde olması gerekiyor. Finans maliyetini ödemeyen yatırımlarda ısrar edildiği taktirde, uzunca bir süre ülkemiz, Orta Gelir Tuzağından kurtulamaz.

Kaynakların alternatif kullanımında, ekonomik akıl ile hareket etmeyen ülkeler, geri kalmışlık çemberini kıramıyor.