Bu haftaki yazımızın başlığını biz koymadık. Rize CHP teşkilatı koydu. CHP Rize il başkanımız Sayın Mesut Rakıcı imzalı açıklama da deniliyor ki:
•         “SEVR Antlaşması Vahdettin’in Sarayı Osmanlı İmparatorluğu ile 10 Ağustos 1920 de emperyalist devletlerarasında imzalanmıştır. Bu anlaşma ile ülke parçalanmış ve emperyalist işgale teslim edilmiştir….Bu anlaşmayla Rize, Artvin ve Trabzon Bölgesinin Ermenistan’a verilmesi öngörülmüştür. Bunu öğrenen Rizeliler 10.000 Kişinin katıldığı protesto gösterisi düzenlemişlerdir. … 24 Temmuz 1923 te imzalanan Lozan Antlaşması ile Rize ve civarı hukuki olarak Türk topraklarına dâhil edilmiştir. Yani Lozan Ayni zamanda Rize ve ilçelerinin Ermenistan toprağı olmaktan kurtuluşunun anlaşmasıdır. Bu durumda Rizeli olan ve kendisini Rizeli hisseden biri LOZAN Anlaşmasına neden karşı çıkar. Biz biliyoruz ki Rize’de Lozan Antlaşmasına hiç kimse karşı çıkmaz. Çünkü Rizeliler, Kurtuluş Savaşında takalarla cepheye silah taşıyanların, canını ve malını severek verenlerin torunlarıdır.
Kaldı ki Rizelilerin hemşerilik beratını tereddütsüz kabul eden ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk Rizelilerin sırtına binip, Rize üzerinden mevki ve makamlara yükselenlerden daha evla Rizelidir. Rize kimsenin babasının çiftliği değildir. Kimse kafasından uydurduğu gerici düşünceleri Rizelilere dayatamaz. Ve Rize’yi bu düşüncelerin odak noktası haline getiremez. Bu nedenlerle Rize belediye Başkanını bu akıl yoksunu projeden vazgeçmeye çağırıyoruz.”
 
Burada akıl yoksunu olarak nitelenen proje Rize Cumhuriyet meydanındaki Atatürk anıtı yerine bir çay bardağının konulması projesidir. CHP il teşkilatımız bu bildiri ile sadece Rizelilerin değil bütün Türk Milletinin duygu ve düşüncelerine tercüman olmuşlardır. Kurtuluş Savaşımız sadece Rize, Artvin ve Trabzon topraklarının Anavatana katılması savaşı değildir. Ya ne savaşıdır. Sizler çok iyi biliyorsunuz ki:
•         Bir ABD dolarını 80 kuruş olarak koruma savaşıdır. Bu gün bir ABD dolarını 3.089.000 TL ye çıkaranlar ve bu yükselişte hiç sakınca görmeyenlerin anlayacağı bir savaş değildir. Bu savaş….
•         Bu savaş Ulusunu okutmayan ve %4 okuryazarlık oranı ile dünyada eşi görülmemiş bir cehalete terk edenlerin ve bununla da yetinmeyerek topraklarını SEVR anlaşması ile düşmana teslim
Edenlerin ve bu gün bu zihniyeti gaflet ve dalaletle taşıyanların anlayacağı bir savaş değildir.
•         Bütçesini harici bedhahların emri ile açık yaparak Milletin cebinden paralarını sofrasından yiyeceklerini alanların anlayabileceği bir savaş değildir.
•         14 Mayıs 1950 den bu yana her karış vatan toprağını çeşitli türden anarşinin kol gezdiği bir alan haline gelmesine neden olan açık bütçeler ve laik eğitimden uzaklaşanların ve “Durmak yok yola devam “ diyerek bu yolda devam eden zihniyetlerin anlayacağı bir durum da değildir.
•         Değerli, kardeşimiz hemşerimiz CHP nin Rize il yönetimi ve Başkanımız Sayın Mesut Rakıcı başta olmak üzere tarihe not düşmüşler ve AKP nin Türk milletini temsilden uzaklaştığını da vurgulamışlardır.
•         Bu bildiriyi Yeni Viçe gazetesinin 4 Ekim 2016 tarihli nüshasından okuyunca gurur duydum.  Bu bildiriyi hazırlayanlar ve yayınlayanlar tarihe not düşmekle kalmamışlar. Rizelinin ve Türk milletinin Makûs talihini yenmek için önemli cesur kararlı tarihe ve bilime dayanan büyük bir adım daha atmışlardır. Rizeliler ve tüm Türk milleti kendilerini temsil eden bu yiğit insanları gönülden kucaklayarak her türlü desteği vereceklerdir. Bundan asla şüphe edilemez.
 
 
Çıktı açık alınla 10 yılda her savaştan
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan
…………………………………………………………….
Müjdeler var yurdumun toprağına taşına
Erdi Cumhuriyetim 50 şeref yaşına
10. ve 50. Yıl marşlarımızın yazıldığı bestelendiği okunduğu günler sanki yeniden aramızdadır. Kutlanır ve başarılar dilenir.
 
Demokrasi Nedir ne değildir. Kısa bir not (*)
Demokrasi; Açık bütçe yaparak milletin cebinden paralarını sofrasından yiyeceklerini alanların anlayabileceği ve yönetebileceği bir rejin değildir.
Demokrasi 50 kuruşa alınan kaput bezini 50.000.000 TL ye çıkaran politikaları izleyenlerin anlayacağı ve yürüteceği bir rejim değildir.
Demokrasi 5 kuruşa alınan bir simidi 1.000.000 TL ye çıkaranların anlayacağı ve yürüteceği bir rejim değildir.
Demokrasi kendisinden başka hiç kimsenin düşüncesini açıklamasını kabul edemeyecek derecede düşünce taşıyanların rejimi değildir.
Peki, demokrasi kimlerin rejimidir. Bunlardan da birkaç örnek yazalım.
Demokrasi; “bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyenlerin rejimidir.
Demokrasi;” beşikten mezara bilim okuyun” diyenlerin rejimidir.
Demokrasi;“ Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir” diyenlerin rejimidir
Demokrasi” ne mutlu türküm diyene” diyenlerin rejimidir.
Demokrasi “ Hayatta en hakiki mürşit bilimdir” diyenlerin rejimidir,
Bilimi, yüce dinimizi ve tarihi inkâr eden yöneticiler yalnız kendilerini değil uluslarını da maceralara sürükler.  Dost acı söyler.
(*) Ne yazık ki bu gün bu notun her yazının sonuna konulması gereken günlerden geçiyoruz.